Dolar 32,5987
Euro 34,7452
Altın 2.497,10
BİST 9.524,59
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
Erzurum 19°C
Az Bulutlu
Erzurum
19°C
Az Bulutlu
Cts 16°C
Paz 18°C
Pts 20°C
Sal 22°C

ATATÜRK ÜNİVERSİTESİ’NİN KOCA ÇINARI

ATATÜRK ÜNİVERSİTESİ’NİN KOCA ÇINARI
5 Nisan 2020 12:51 | Son Güncellenme: 5 Nisan 2020 13:32

ATATÜRK Üniversitesi, ülkemizin saygın ve köklü yükseköğretim kurumlarından birisi, bölgesine ışık saçan bir ilim yuvasıdır.

Bugüne kadar binlerce öğrenci yetiştiren, yine çok sayıda bilim insanını yurdun dört bir yanına salan, dolayısıyla “üniversite kuran üniversite” namıyla anılır olan Atatürk Üniversitesi, 63 yıldan buyana aynı coşku ve heyecanla hizmet kervanını yürütüyor.

Binalar, kurumlar; eğer insan unsuru yeterli değil, var olanlar da liyakattan, yetenekten yoksunsa, tek başlarına hiçbir anlam ifade etmezler.

Kuş, kanatları ile uçar.

Kurumları da yetenekli, eğitimli, üretken, yılmadan çalışan personeli uçurur, aynen kuş örneğinde olduğu gibi.

Atatürk Üniversitesi, kurulduğu yıldan bugüne her geçen yıl yükselen bir seyir göstermiş, çıtayı sürekli yükseltmiş, vites büyütmüş, hedefini daha yukarılara taşımayı başarmışsa, bu, hiç şüphesiz kartal kanatları sayesinde olmuştur.

O BİR ERZUMCANLI!

Bugün, giriş kapısının önündeki çift başlı kartal heykeli ile kimliğini ortaya koyan Atatürk Üniversitesi’ni, yukarılara, daha yukarılara taşıyan çok sayıda bilim insanından birisini, “Erzumcanlı” bir kartal kanadını anlatmak istiyorum size.

Neden “Erzumcanlı” diye bir garip sözcük kullandığımı belki tahmin etmişsinizdir.

İnsan yarı Erzurumlu, yarı da Erzincanlı ise, memleketi için başka ne diyebilirsiniz ki?

Prof. Dr. Hüseyin Şenocak’ı anlatırken, yıllar önce kullanmıştım o sözü.

Bugün yine, yaşı kemale ermiş (62) çocuklarını büyütmüş (3 çocuk) bir Hüseyin Şenocak profili çizmek istiyorum size, o “Erzumcanlı” ifadesini yıllar sonra tekrar ederek.

Hüseyin Hoca ile ilgili “halâ saklıyorum” dediği o yazıyı ne zaman yazmışım, hatırlamıyorum.

HOCALARIN HOCASI

Yazıyı yazdığım yıllarda Hüseyin Şenocak kalibresinde çok sayıda öğretim üyesine sahip olan Atatürk Üniversitesi’nde, “hocaların hocası” sıfatına uygun mesela bir Necip Alp vardı.

Atatürk Üniversitesi Tıp Fakültesi’ne bir “kardiyoloji anabilim dalı” kazandıran Prof. Dr. Necip Alp’in görev yaptığı o yıllarda, Hüseyin Şenocak, ekip içerisinde yer alan genç bir hekimdi.

Ama o Hüseyin Şenocak, bugün Necip Alp’in ünvanını, yani “hocaların hocası” olma özelliğini elde etmiş, Atatürk Üniversitesi’nde “kesintisiz” 37 yıldan beri hizmet veren “çınar” halini almış bir isim olarak karşımızda duruyor.

Bugünlerde Atatürk Üniversitesi’nin gücünü yansıtan rakamsal veriler yayınlanıyor bilbordlarda.

HÜSEYİN ŞENOCAK İSMİ İLK SIRADA GELİR

Toplamda 2 bin 737 akademisyene sahip Atatürk Üniversitesi’nde bir “kıdem sıralaması” yapılsa, Prof. Dr. Hüseyin Şenocak ismi ilk sırada yer alır.

Yaşıtlarının kiminin emekliye ayrıldığı, kiminin başka diyarlara göçtüğü Hüseyin Şenocak, Erzurum’da kalmayı, üniversitede bir çınar misali kök salmayı yeğlemiş, binlerce tıp öğrencisine ders vermiş, en az 600 kadar genç hekimin kardiyolog olarak uzmanlaşmasına katkı sağlamış Hüseyin Şenocak, “neden ben de gitmedim” pişmanlığı hiç yaşamamış.

Yıllar önce ülkenin en popüler üniversitelerinden Hacettepe’ye gitme fırsatı doğduğunda, “ben Erzurum’da halimden memnunun ve bu memlekette mutluyum” diyerek, gelen öneriyi elinin tersiyle itmiş Hüseyin Şenocak, 1975 yılında eşiğinden “tıp öğrencisi” olarak girdiği Atatürk Üniversitesi’nde görevini, bugün aynı büyük sevdayla sürdürüyor.

Üniversite kadroları içinde, Hüseyin Şenocak kadar kıdemli, aynı üniversite çatısı altında kesintisiz 37 yıldan beri görev yapan, bir o var galiba.

Çalışma arkadaşı ve öğrencisi Prof. Dr. Fuat Gündoğdu’nun başarıları ile gururlanan, “Başhekim olarak güzel işler yapacağına inanıyorum” diyen Hüseyin Şenocak’a, hocaların hocasına, Atatürk Üniversitesi’nin koca çınarına başarı, sağlık ve mutluluk diliyoruz.

YORUMLAR

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.