Dolar
Euro
Altın
BİST
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
Erzurum °C
Erzurum
°C
°C
°C
°C
°C

BU KAFAYLA BU KADAR!

BU KAFAYLA BU KADAR!
8 Kasım 2018 06:20 | Son Güncellenme: 8 Kasım 2018 06:21

YAPIMINA başlanıldığı günlerde tartışma konusu olan, geçen süreçte kabuk değiştiren, sosyal ihtiyaçların da karşılanabildiği “temiz ve bakımlı” bir mekan halini alan Tebrizkapı Çarşısı’nda, hizmet kalitesinin yetersizliği, yolu çarşıya düşenleri hayal kırıklığına uğratıyor.

***

Olumsuzluklar sadece Tebrizkapı Çarşısı’nda değil…

Örneğin Aziziye ve Mecidiye Tabyaları’nın üzerinde bulunduğu Topdağı’na çıkışta da yaşanıyor, ya da ne bileyim, koca Çifte Minareli Medrese’nin önünün kapatılması “kötü örneği”de olduğu gibi, çok yerde göze çarpıyor.

***

Anlatacaklarım, bir başkasının yaşadığı, dolayısıyla bizlere aktardığı bir olay değil; aynı ile vaki.

Yani bire bir biz yaşadık o olumsuzlukları.

***

YANINIZDA SERVİS TABAĞI GÖTÜRMEYİ İHMAL ETMEYİN!

Hem yemek yemek ve hem de sakin bir ortamda sohbet etmek amacıyla  dün (7 Kasım Çarşamba) akşama doğru Tebrizkapı Çarşısı’na gittik.

Arkadaşlarla o çarşıda buluşmak amacıyla sözleşmiştik.

İlk giden ben oldum.

Oturma grupları ile döşenmiş, loş ışıkla farklı bir hava verilmiş küçük “loca” türü odalardan birisine,  “burada oturabilir miyim?” diye sorup, “oturabilirsiniz” cevabı aldıktan sonra yerleştim.

***

En az 7-8 kişinin rahatlıkla kullanabileceği bir odada tek başımıza oturuyor oluşumuz anormal gelmiş olmalı ki, bir başka görevli tarafından başka yere alınmak istendim.

Davranış çok itici, bir o kadar da insanı küçük düşürücü nitelikteydi.

***

Çarşının sorumlusunu istedim. Az sonra bir genç arkadaş geldi. Ona anlayacağı bir dille, arkadaşlarımın geleceğini söyledim, zaten az sonra da birisi akademisyen, diğeri işadamı iki dostum çıkageldiler.

***

Hoşbeşten sonra, siparişlerimizi verdik.

Biraz sonra siparişlerin bir bölümü geldi.

Salata istemiştik, yemek bittikten sonra ancak yetiştirildi, ekmek hiç getirilmedi.

***

Hepsi bir yana; servis tabağı ve bıçak olmadı için, yoğurtlu ve yağlı sarmaları, üzerimize damlamasın diye, altına peçete tutarak, önümüzdeki kağıtların üzerinde yemeye çalıştık.

Yemek bittikten sonra salatayı yetiştiren(!) genç garsona sitemimizi doğal olarak yaptık.

Aşağıki salonların birisinde hazırlık varmış da, onun için hizmeti tam yapamamışlar.

Özür dilediler.

Erzurum kamuoyunun çok da yakından tanıdığı işadamı arkadaşım, “Hoş bir yer, ama çok sakin. Müşteri yok denecek kadar az. Bu sakinliği yadırgamış, böyle bir mekana da yakıştıramamıştım. Şimdi anlaşılıyor nedeni. Hizmette kalite yok” diye bir değerlendirme yaptı.

Haklıydı.

***

Aslında bu olumsuzluklar, Büyükşehir Belediyesi’ne ait sosyal tesislerin çoğunda yaşanıyor.

Her şey yerli yerinde, bir düzen, intizam var. Temizlik de iyi, ama hizmet kalitesi yerlerde sürünüyor.

En iyisi mi, siz siz olun da o tesislerden birisine yöneldiğinizde eğer başarabilirseniz sinirlerinizi kapının önünde bırakın ve  yanınıza servis tabağı almayı ihmal etmeyin.

Yoksa bizim gibi siz de yemeğinizi kağıt peçete yardımı ile yemek zorunda kalırsınız.

***

“YASSAK KARDEŞİM!”

Erzurum, turizm şehri olmaya niyetlenmiş, önüne böyle bir hedef koymuş bir şehir.

***

Turist, çok kırılgan bir müşteri tipidir.

Çok nazik, bir o kadar da nazlıdır.

***

Yadırgamamak lazım. Çünkü çoğu yerde işletmeciler müşterilerinin nazıyla oynuyor, hatta onları şımartacak kadar ileri de gidiyorlar.

***

Ama ya Erzurum!…

Rahmetli İhsan Coşkun Atılcan Hoca yaşıyor olsaydı, Erzurum’un bugünkü haline bakar, ya “canım çıha” der, ya da “gadaların bana gele Erzurum” diye inlerdi ihtimal.

Turizm konusunda Erzurum ya hizmeti yeterli şekilde yapamıyor, ya gezilecek, görülecek yerleri “restore” ediyoruz diyerek kapatıyor, ya da örneğin tabyaları, “taş yığını” olmaktan kurtaramıyoruz.

***

Yemek skandalından bir gün önce, salı gecesi, saat 19.00 sıraları.

Aziziye Tabyası’ndan bir gece fotoğrafı çekmemiz lazım.

Demir kapı kapalı.

Güya haberli de gitmişiz!

Görevliler, “alamayız” dediler.

Sebebini sorduk, “şefin talimatı” diye karşılık verdiler.

***

Tabyaları korumak elbet hepimizin görevi ve önceliği olmalı.

Hırlısı, hırsızı, arsızı, uğursuzu var.

***

Yerin altına döşenen kabloları çalacak kadar yağmacı tiplerin bol olduğu bir bölgede, hassasiyet göstermek doğru bir yöntem.

O saatte kapıya haberli gidiyor olmanın rahatlığı ile dayanıp da,  “olmaz, yassak” cevabı alıyorsanız…

Siz kabullenmeseniz, “Hayır, Erzurum asla taşra değil, kadim bir şehir, bulunduğu coğrafyanın merkezi kentidir” diye itiraz edip, karşı çıksanız da, şehrinizin “taşra kafalılar” tarafından idare edildiğini anlıyor, doğal olarak bu acı gerçeğe isyan ediyor…

Ne yazık ki, isyanınızla da öylece kalıyorsunuz.

HOŞ GELDİNİZ VALİ BEY

Erzurum’a yeni bir vali geldi.

Sayın Oktay Memiş’e, şimdilik bu köşeden sesleniyor ve “hoş geldiniz” diyorum.

Fırsatını bulduğumuzda, nezaket ziyaretimizi de yapacak ve kendisiyle tanışacağız elbet.

***

Vali Bey’in ilk geldiği gün, makamında ayağının tozuyla verdiği mesajlar, örneğin “İstihdamın artırılmasına yönelik çalışmaları yapacağız. Biz buraya hizmet için geldik” şeklindeki sözleri, umut vericiydi.

***

Şehrin, diğer şehirlerde olduğu gibi, elbet sorunları, sıkıntıları var.

Ancak bu sorun ve sıkıntılar çok olsa da, aşılmayacak kadar büyük ve müzmin değil.

***

Kimseye akıl verecek değiliz.

Şayet ihtiyaç duyulursa, şehrin en az son 38 yılına bire bir tanık olmuş, çoğu şeyi görmüş, yaşamış bir gazeteci olarak, biz de düşüncelerimizi arz ederiz.

***

Acizane Erzurum Kültürü’ne değer veren bir gazeteci olarak, değerlerimizi “keyfi ve hor” şekilde kullananlara fırsat verilmemesini diliyoruz.

Dizginleri sıkı tutmak gerek.

Belli bazı kesimlerde kötü alışkanlıklar hayli fazla.

Erzurum tabiri ile…

Oğlan yiyir oyuna gidir, çoban yiyir goyuna gidir!

İşin özeti bu.

Hatırlatayım istedim.

YORUMLAR

  1. Kübra koçal dedi ki:

    Erzurum bir yaşamkent donüşüyormus
    Fakat cok fazla ugrasan yok lokantalar cogul zaman service yetersiz ve de nezaketsiz esnaflar kaba ve bilgisiz. Tabiyalar yetim ve oksuz. Ben merakediyorum bu yeni vali gercekden bir şey yapiyormu yoksa one ki gibiker tahin bekliyor ERZURUM YAZIK YAZIK slm