ERZURUM’DA GÖZLER İYİ PARTİ’YE ÇEVRİLMİŞ DURUMDA

MİLLİYETÇİ Hareket Partisi’nden (MHP) Erzurum Büyükşehir Belediye Başkan Adayı olarak ismi açıklanan, ancak sonrasında “adaylığı çift bilinmeyenli bir denklem”e dönüşen Serdar Sevimli olayının netlik kazanmasıyla birlikte gözler İYİ Parti’ye çevrildi.

***

Adaylığı açıklandığı andan itibaren Erzurum genelinde müthiş bir fırtına estiren Serdar Hoca’nın isminin geri çekilmesi, hiç şüphesiz Büyükşehir Belediye Başkanı ve aynı zamanda Ak Parti Belediye Başkan Adayı Mehmet Sekmen’in işini kolaylaştırdı.

***

Şu anki tablo, Mehmet Sekmen’in yeniden Erzurum’da seçimi kazanacağını gösteriyor gibi.

Hele İYİ parti, kendiliğinden ortaya çıkan ve kapısının önüne kadar gelen bu şansı değerlendiremez, toplumun kabulleneceği, seveceği, benimseyeceği bir ismi değil de, “laf olsun, adet yerini bulsun” ya da “bize en yakın isim bu” diyerek birilerini, hiç de hak etmedikleri halde halkın önüne “işte adayımız” diyerek sürerse, Sekmen’in önündeki “gibi” şeklinde gözüken engel de ortadan kalkar, dolayısıyla Başkan yeni dönemde de yoluna emin adımlarla devam eder.

***

Erzurum’da “diğer” partilerde bir hareketlilik yok, umut da yok!

Ne Cumhuriyet Halk Partisi’nin (CHP) ve ne de Saadet Partisi’nin (SP) önümüzdeki mart ayında yapılacak yerel seçimlerde şansları “sıfır” düzeyinde.

***

Ama HADEP için aynı şey geçerli değil!

HADEP, özellikle Güney İlçelerin’de belediye başkanlıklarını ve meclis üyeliklerini toplayacağa benziyor.

***

Öyle ki, önceki büyükşehir belediyesi seçimlerinde de Kürt kökenli vatandaşların ne denli etkin bir rol oynadığı göz önünde tutulduğunda, benzer bir etkinin bu seçimde de yaşanabileceğine “muhtemel” gözüyle bakılıyor.

***

Her neyse, biz dönelim asıl konumuza!

Alternatifi son derece sınırlı olan Erzurum’da, Ak Parti’yi, dolayısıyla Mehmet Sekmen’i zorlarsa eğer, sadece İYİ Parti zorlar, o da adaylarını iyi belirlemek kaydı şartıyla.

***

İyi araştırılarak, belki halka sorularak belirlenecek bir İYİ Parti adayı, Serdar Sevimli benzeri bir rüzgarı Erzurum’da estirebilir.

***

Bana göre o rüzgarın esmesi, estirilmesi için bir zemin vardır, bu zemini de Mehmet Sekmen’in ekibi içinde (belediye meclis üyeleri dahil) yer alan “sıradan” isimlerin yanında, özel kalemi ve basın bürosunda görevli, gazetecilikle yakından-uzaktan ilgisi olmayan sivri sinekler oluşturmuştur.

***

Dikkat edin, aynı sivri sinekler yine vızıldıyor, üstelik sayıları artmış, kimileri de gitmiş gözlerine kestirdikleri ilçelerden aday adayı olmuş!

Ne garip bir durum.

Eskiden olsaydı, bu vahim manzarayı görenler “canım çıha Erzurum” demekten alamazlardı kendilerini.

***

Demem o ki, Erzurum ölçeğinde, hele de merkez ilçelerde, Mehmet Sekmen’den daha çok çevresini kuşatmış “yönetici” konumundaki “güruh”a müthiş bir tepki var.

Şehir genelinde ne konuşuluyor, hangi çirkin ve “duygusal” bir iddia ortaya atılıyorsa, söz dönüp, dolaşıp, “saltanat kayığına” binmiş o güruhtan birilerine gidip, takılıyor.

***

Tecrübeli bir isim olan Başkan Sekmen’in. Ankara’da sözü dinlenir konumda olduğu da biliniyor.

Bilmiyorum ki, Başkan, örneğin Serdar Hoca gerçeğinden sonra, “ben nerede hata yaptım” demiş de bir muhasebe yapmış mıdır?

***

Öyle ya…

Bir Kardelen Televizyonu var, tam “sahibinin sesi” konumunda yayın yapıyor.

Medya deseniz, gönderilen haberler “noktası, virgülü değişmeden” sayfalarda anında yer buluyor.

Bilbordlar, diğer reklam araçları emrinde ve Başkan bu kadar imkana ve desteğe(!) rağmen zorlanıyor, kamuoyu desteğini kaybediyorsa, bunun bir değerlendirmesi belki yapılıyordur?

***

Yoksa, kendine güvenen bir insan, rakibinin önünü kesmek için değişik, çok da hoş olmayan yollara niye başvursun ki?

Girer seçime, alır oyları, yoluna aynen devam eder!

***

Şehir genelinde düne kadar yaşanan olumsuzluklar, bugün de geçerliliğini aynen koruyor.

İşte İYİ Parti’yi de Erzurum’da “şanslı noktaya” bu olumsuzluklar getiriyor.

***

Şurası bir gerçek ki, siyaset kurumu, özellikle de siyasetin içinde boy gösterenlerin bir bölümü açısından saygınlığın, itibarın, onur ve şahsiyetin hiç de önemi yok!

Siyasette belaltı vuruşlarına sıklıkla rastlanıyor olmasının nedeni de bu.

***

En taze ve çarpıcı örnek Serdar Sevimli olayında yaşandı, hepimiz de o çirkinliğe ve ahlaksızlığa tanık olduk.

Neymiş efendim, Serdar Sevimli Yusufeli’liymiş.

Öyle ki, Hoca’nın geçmiş yıllarda bir televizyonda söyledikleri, sosyal medyada çabuk çabuk paylaşıldı, Erzurum kamuoyuna “bakın bu arkadaş Erzurumlu değilmiş” denmek istendi.

***

Çamur atmakta çok mahir, çok usta, çok becerikliyiz!

Bravo bize!!!

***

Yarın aynı yol, aynı çirkin yöntem, İYİ Parti’den aday gösterilecek isimler için de hiç şüpheniz olmasın uygulanır!

***

Dolayısıyla bırakın adayı, adayın yedi sülalesinin nüfus kayıt örnekleri, geçmişte neler yaptığı, neleri söylediği bir anda internet ortamına taşınır ve linç olayı başlatılır.

***

Böylesi olumsuz ve aleyhte bir kampanyayı İYİ Parti teşkilatları göğüsleyebilir, çalışmaları, ayırım yapmaksızın, kucaklayıcı bir yöntemle, kimseyi dışlamadan yürütebilir mi, bilemem.

Ancak, çok da iyimser olduğumu söyleyemem.

***

Son zamanlarda Erzurum meselelerini TBMM gündemine taşıyan, mesela Prof. Dr. Serdar Sevimli’yi, adaylığı geri çekildikten sonra arayarak gönlünü alan, teselli eden, “Bence Erzurum çok değerli bir siyasetadamı kazanmıştır” diyerek incelik gösteren Naci Cinisli’nin de gücü, böylesi olumsuzlukları tek başına göğüslemeye yeter mi, bunu da bilemem.

***

Gözünü ülkücü camiada açan, sonraki yıllarda MHP Erzurum İl Başkanlığı’nı adına yakışır şekilde yürüten, dik duruşundan asla taviz vermeyen, camiasını her türlü taşkınlıktan koruyan, yeri geldiğinde kendisi sesini yükselten, öne çıkan ve her türlü olumsuzluğu göğüsleyen, sonraki süreçte iyiniyetli çalışması ve emeği görmezden gelindiği için yolunu ayıran ve desteğini Meral Akşener’den yana kullanan Zekai Kaya’nın, seçim sürecinde yönetim zaafiyetini giderme adına harekete geçmesi bekleniyor.

Zekai Başkan’ın dizginleri ele alması halinde, İYİ Parti ölçeğinde yönetim zafiyetinden kaynaklanan sorunların asgariye ineceğine “kesin” gözüyle bakılıyor.

***

İsimleri aday adayı olarak kamuoyunda dillendirilen, halkın önemli kesimi tarafından da yakından bilinen ve tanınan Vahit Bingöl, Fevzi Budak, Cezmi Polat, Canan Uçar, Mahmut Uykusuz veya Cemal Şengel’den birisi yarınki günlerdeİYİ Parti’den aday gösterilecek.

***

Ben en çok, aday belirlemedeki ölçüyü ve yöntemi merak ediyorum.

İsmini sıraladığım kişiler içinden birisini, İYİ Parti neye göre, hangi yol ve yöntemleri izleyerek “adayımız” deyip, ilan edecek?

***

“Efendim, biz teşkilatlarımızın sesine kulak vereceğiz” denirse, geçmiş ola!

***

Kılavuzu karga olanların akıbetlerinin ne olduğunu herkes iyi biliyor.

Seçimlerde halkın oyuna talip olanların, halkın sesine de kulak vermeleri gerekir.

En doğru, en akılcı yöntem budur.

Benden önermesi!