EYOWF VE ERZURUM BASINI!

GEÇTİĞİMİZ hafta, Erzurum’da, Avrupa Gençlik Kış Spor Oyunları’na (EYOWF) katılacak ülkelerin kafile başkanlarının katıldığı bilgilendirme toplantısı yapıldı.

Gazeteci olarak davetliydik, dolayısıyla biz de katıldık.

Ancak, bizim açımızdan çok kısa sürdü toplantı!

Vali, Büyükşehir Belediye Başkanı ve diğer bir iki yetkilinin yaptığı kısa konuşmaların ardından “basına teşekkür ediyoruz” denilerek, kapının önüne konulduk.

Niye böylesine itici bir davranışla karşılaştık, anlayamadık.

Sonuçta bir spor organizasyonu ile gilili toplantıydı yapılan.

Öyle gizliliği filan yoktu, devletin sırları konuşulmuyordu.

Ama hazretler demek ki, konuşmaların ve değerlendirmelerin gözümüzün önünde yapılmasını istemiyormuş!

Biz gazetecileri kapının önüne nazik bir dille koymalarının nedeni, ihtimal ki, bu olmalı!

Haydi işin bu tarafını geçtik.

Ne konuşuldu o toplantıda?

Kim ne söyledi, nasıl bir sonuca varıldı?

Bunun bir bülteni yayınlanmaz mıydı?

Hayır, o da olmadı.

Toplantı “sır” gibi kaldı.

Kimse kusura bakmasın ama, yaptıkları bu ayıp içime oturdu benim.

Bunun bir bedeli mutlaka olmalı, ödetilmeli “medeni” küstahlara!

Yüksek sesle düşüneyim istiyorum!

Diyelim ki, Erzurum Basını karar aldı ve EYOWF’u kara listesine aldı.

Ne haber, ne görüntü, ne değerlendirme…

Hiçbir şey yok!

Olamaz mı?

Olur vallahi.

Biliyorum “zor ama”, varsayalım ki, sözbirliği ettik, “yazmayacağız” dedik, aldık o kararı!

Böylesi bir durumda, dağa kim gelmiş, bağda kim oynamış, kim yarışma kazanmış, kim madalya almış!!!

Basın yazmazsa, kamuoyu ne bilecek!

Bunu niye yazıyorum?

Salona gittik.

Masalar, sıralar, koltuklar dizi dizi.

İsim isim herkesin yeri belli, bir basına yer ayrılmamış!

Soruyorsunuz, size sağlıklı bilgi veren de yok.

Niye geldik biz o salona, niye davet edildik toplantıya belli değil!

Ortada genç bir arkadaş dolaşıyor.

Ankara’dan gelmiş.

Basın’dan sorumluymuş.

Güzel de!

Ne o arkadaş bizden birisini tanıyor, ne de biz onu.

Sonradan öğreniyorum ki, EYOWF’un tanıtım ve medya ayağı Ankara’da çoktan birilerine verilmiş bile.

İhale edilmiş güya!

Kim onlar, niye Erzurum’u ilgilendiren bir çalışmanın tanıtım işi Ankara’da, dağı, basın mensubunu, Erzurum’u yönetenleri tanımayan birilerine ihale edilir?

Erzurum’da o organizasyonun tanıtım ve halkla ilişkiler departmanını üstlenecek, işin üstesinden gelecek kimse yok mu?

Ne kolay!

Erzurum’a gel, salona bi dev ekran kur. Sağdan-soldan görüntü ve fotoğraf temin et, sonra da kalk, “Ben bu işin tanıtımını üstlenen firmayım” de.

Böylesi lokum işi dedem de yapardı rahmetli.

Kaldı ki, “Erzurum’un, dağın, oyunların tanıtımı” adına ekrana yansıyan görüntüler, son derece amatörceydi ve bu şehri de, dağı da ve hatta organizasyonu da tanıtmaktan çok çok uzaktaydı.

MEDYA OTOKONTROLÜ SAĞLAYAN BİR GÜÇTÜR

Medya, bulunduğu şehrin otokontrolünü sağlayan önemli bir unsuru, vazgeçilmezi, bir değeridir.

Kamuoyu, medya sayesinde bilgilenir, olup-bitenden haberdar olur.

Bu nedenle medya önemlidir, bu nedenle medyaya da önem verilmelidir.

Eğer siz, yerel medyayı görmezden gelir, küçümser, yetmez bir de haklarını gasp ederseniz, kimse kusura bakmasın ama, biz de buna göre gardımızı alırız.

Basına salonda yer verme, nazik bir dille kapının önüne koy, bülten dağıtma, yetmezmiş gibi reklam ve tanıtım kaymağını afiyetle ye…

Sonra da kalk Erzurum Medyası’ndan destek iste, hizmet bekle.

Gazeteci melek değildir.

Nur yutacak halimiz yok.

Her bir işletmenin kendine göre ihtiyaçları var.

Eleman çalışıyor, maaşını bakliyor, SGK ve Maliye zaten tepenizde!

Gazete basacaksanız kağıdınızın, boyanızın olması şart.

Nasıl temin edilecek bunlar, nasıl ödenecek giderler?

Ben sadece bunların değil…

Aynı zamanda “Gazeteciler cemiyetleri ne iş yapar, gazetecinin hangi sorunu ile ilgilenir, hangi meselenin üzerine gider” sorularının da cevaplarını arıyorum.

Varsa bilen, beri gelsin!