Dolar 32,5528
Euro 34,8934
Altın 2.435,36
BİST 9.645,02
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
Erzurum 22°C
Parçalı Bulutlu
Erzurum
22°C
Parçalı Bulutlu
Çar 24°C
Per 23°C
Cum 21°C
Cts 22°C

HAR CANLIYI SEVDİĞİ YEM İLE AVLARLAR

HAR CANLIYI SEVDİĞİ YEM İLE AVLARLAR
3 Nisan 2018 10:02

İNSANLARA ne cazip geliyor ki, herkes çıldırmış gibi sabahtan-akşama inanılmaz bir koşuşturma, belki yarış içerisinde.

Hepimiz de biliyoruz ki, zaman su gibi akıp, gidiyor.

Bize bitmeyecekmiş gibi gelen hayat, hiç umulmadık bir anda noktalanabiliyor.

*

Hepimiz bu dünyada misafiriz, misafir olduğumuzun da farkındayız.

Hoşuma giden “Ana rahminden geldik pazara, bir kefen aldık; gidiyoruz mezara” sözü, dünyanın konuğu olduğumuzu en güzel biçimde anlatıyor bize.

*

Hal böyleyken, nasıl oluyor da giderek maneviyattan, bizi biz yapan değerlerden uzaklaşıyor ve nasıl oluyor da kapitalizmin kucağana düşüp, emperyalizmin dümen suyuna kapılabiliyoruz!

*

Bugün milyonlarca insan, sizce modern birer köle değil mi?

*

Eşref-i mahluk olarak bizler, müthiş bir beyin mekanizmasına sahibiz.

Ama gelin görün ki, bu gücün çoğu insan farkında bile değil.

*

Oysa çok çok önceleri, taa 1770’li yıllarda insan beyninin gizemi deşifre edilmiş ve yığınla farklı insan, beynin gücü sayesinde toplumlara hükmetmiş, beynin gücü sayesinde çok şeyi başarmışlar.

*

Günümüzde artık think tang kuruluşları olmak üzere, çoğu enstitüde estirilen “beyin fırtınaları” ile dünyanın gidişine yön verilmekte, ülkelerin sınırlarını ve hatta yönetimlerini değiştirecek öneri, görüş ve fikirler ortaya atılarak küresel güçlere rotalar çizilmekte, yeni hedefler oluşturulmaktadır.

*

Anlayacağınız beynin gücü hemen her türlü alana etki etmekte…

Küresel güçlerin, büyük sermaye gruplarının servetlerine servet katmalarının altında beynin o muhteşem gücünün yattığı bilinen bir gerçek.

*

Burada akla ister istemez şu soru geliyor:

“O güçler, bu gücü, yani beyni nasıl kullanıyorlar?”

*

İnsan beyni bilinçaltı ve üstü olarak iki ayrı mekanizmada çalışıyor.

Hiçbir dış etkiye gerek kalmaksızın, gözlerimiz sayesinde bir bakışta yüzlerce nesneyi ayırt edebiliyor ve bunu hafızamıza depo edebiliyoruz.

Ve bir gün ihtiyaç duyduğumuzda, depo ettiğimiz o bilgileri geri çağırıp, kullanma şansını da yine farklı bir mekanizmaya ihtiyaç duymadan elde edebiliyoruz.

*

Beynin bilinçaltı durumu, yani paha biçilemeyen deposu, oldum olası küresel güçlerin ağzını sulandırmıştır.

*

Çocukluğumuzdan beri son derece masumane gibi gözüken çizgi filmlerle yapılan emperyal saldırının hedefinde hep o merkez yer almış, bilinçaltımıza ne kadar zararlı içerik ve bilgi varsa adeta dikte ettirilmiş, ettirilmeye de devam ediyor.

*

Ailelerin yaşantı biçimi, karşılıklı beklentileri, sahip olmak istediklerimiz, kilomuz, rengimizi ve daha ne varsa herşeyi onlar belirliyor…

Biz ise o güçlere, hedeflerine ulaşma adına adeta yardımcı oluyor, onların çok rahatlıkla kullanabildikleri bir makine haline dönüşüyoruz.

*

Dediğim gibi, dünyada çoğu insan modern köle haline getirilmiş durumda.

Tüm gayretimiz, çabamız emperyal güçleri daha güçlü hale getirmek için.

*

Biz istemesek de bu maalesef böyle.

*

Bizi başta iletişim araçları ve teknolojik araç, gereçlerle öylesine kontrol altına almışlar ki, aslında sahip olduklarımızla daha konforlu yaşamak yerine, onları sahip olmayanlara bir üstünlük vesilesi gibi kullanmaları için sunuyor, kendi isteğimizle adeta takdim ediyoruz.

*

Bu beceriyi da, “ihtiraslarımızı, ihtiyaçlarımızın önüne geçirerek” öylesine de güzel yağdan kl çekercesine yapıyorlar ki…

Köleleştirildiğimizin farkına bile varmıyoruz.

*

Toplum olarak emperyalizmin acımasız pençesinden kurtulmak için, öncelikle çocuklarımızı televizyon eseratinden kurtarmalı, ekranlara yansıyan tuzak programlardan uzak tutmalı, körpe dimağları zehirlenmekten mutlak ve mutlak korumalıyız.

*

Her canlıyı, sevdikleri yem ile avlarlar.

Çocuklarımızın yemi de çizgi filmler olmasın!

YORUMLAR

  1. Semanur dedi ki:

    Çizgi flimler için bizlerin zihnini açabilecek programlar yapilmasi şart bir anne olarak yaziniza hayranligimi dile getirmek istiyorum Manisadan erzuruma sevgiler