Dolar 32,3350
Euro 35,1334
Altın 2.306,70
BİST 9.079,97
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
Erzurum 10°C
Az Bulutlu
Erzurum
10°C
Az Bulutlu
Per 12°C
Cum 12°C
Cts 14°C
Paz 15°C

KOYUN KAVALA, APTAL MAVALA İNANIR

KOYUN KAVALA, APTAL MAVALA İNANIR
16 Haziran 2018 10:43

GAZETECİLİĞİN güzel bir yanı da olaylara şahitlik etmektir.
Gazeteci, haberin olduğu yerde konumlanan kişidir.
Biz de genç yaşlarımızda bu mesleği icra ederken, pek çok olayın içinde kendimizi bulduk.
İzlenimlerimizden hatıralar edindik.
Bunlardan birini, ikisini, bayram neşesi olsun diye dostlarımla paylaşmak istiyorum.
En tazesinden başlayalım:
Bizim mesleğin de öküzleri vardır.
Arpalıklardan beslenen öküzler.
Bunlar, geçmiş iktidarlar dönemlerinde de vardı, şimdi de var.
Birisi, Muharrem İnce’ye sormuş:
“Bisiklete bindiniz, eşeğe ne zaman bineceksiniz?”
“Sen kendini hazır hissettiğinde…”
İşte ince zeka, ince espri.
Bir başka anekdot, başka partiden iktidar partisine iltihak eden bir siyasetçiye ait.
İktidar partisinin ilçe kongresi yapılmaktadır.
Kürsüde o siyasetçi.
Ve o günlerde Kıbrıs Barış Harekâtı yapılmış, Kıbrıs fethedilmiş.
Sahtekâr, din soslu hamaset satacak ya; şöyle konuşmuştu:
“Askeri uçak Beşparmak dağları üzerinde teçhizatlı erleri paraşütle aşağıya bırakırken, içlerinden bir mehmetciğimiz korkuya kapılıp atlamak istemedi. şte o sırada bir Pir-i fani peyda oldu uçakta. Erin arkasını sıvazlıyarak korkmamasını söyledi. Mehmetçik bundan cesaret alarak atladı. Bir de ne görsün, bir kırat kanatlarını açmış, mehmetciğimizi Beşparmak Dağları üzerine indiriyor.!”
Arkadan ağlama sesleri.
Kırat, o günün iktidarının amlemiydi.
Rahmetli Osman Bölükbaşı’nın konuşmalarını da izlemişliğimiz vardır.
Genellikle kamyon kasası üzerinde konuşur, arkasında kimsenin durmasını istemezdi.
Biz gazeteciler, rahat görüntü almak ve mimiklerini yakından izlemek için arkasında mevzilenirdik.
Bize döner, şöyle derdi: “Çocuklar, arkamda durmayın, insicamım bozuluyor.”
Ve biz inerdik kamyondan.
Aşağıdan, yine iktidar arpalığında beslenenlerden biri güya laf atar, Bölükbaşı’ya “boş konuşuyorsun” demeye getirirdi.
Rahmetli çok zeki ve hazırcevap bir politikacıydı:
Ben de biliyorum canım, eşşeğin kulağına yasin okunmaz.”
Bunca izlenimlerden edindiğim kanaat şu ki:
Koyun kavala, aptal mavala inanır.
Bazıları maval okur, bazıları döner döner bina okur.

YORUMLAR

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.