YAZIK OLUYOR ERZURUM’A!

“DAP” isminin ilk olarak ortaya atıldığı günleri hatırlıyorum…

DAP, yani Doğu Anadolu Projesi!

***

Güneydoğu’yu kalkındırmak için, Güneydoğu Anadolu Projesi (GAP) adı altında önemli yatırımların hayata geçirildiği günlerde, “Güney’e GAP, Doğu’ya DAP” sloganı atılmıştı orta yere.

***

Sloganın müellifi, Vahdet Nafiz Aksu’dur.

***

DAP, yıllar içinde “umut fakirin ekmeği” misali hep öyle kaldı, kulağa hoş gelen bir slogandan öteye ne yazık ki, gidemedi.

Eğer DAP, tıpkı GAP gibi baraj, yol ve altyapı projeleri ile zenginleştirilemedi ise, bu umursamazlığın sorumluları, hiç şüphesiz Erzurum’un TBMM’deki temsilcileridir, vebali onların boynunadır.

***

Geçen gün DAP İdaresi Başkanı Adnan Demir’i düzenlediği basın toplantısında dinlerken, geçen zaman içinde değişen çok da fazla şeyin olmadığını üzülerek öğrenmiş olduk.

***

Haksızlık yapmayalım!

DAP, diyelim 20 yıl önce kağıt üzerinde bir projeydi, şimdi iyi-kötü bir binası ve kurumsal kimliği olan bir yer halini almış.

DAP Bölge Kalkınma İdaresi’nin bir başkanı, 55 de personeli bulunuyor.

***

DAP’ın kuruluş amacı; “Projenin uygulandığı illerdeki yatırımların gerektirdiği araştırma, planlama, programlama, projelendirme, izleme, değerlendirme ve koordinasyon hizmetlerinin yerine getirilmesi suretiyle Doğu Anadolu Bölgesi’nin kalkınmasını hızlandırmaktır” şeklinde sıralanıyor.

***

Buraya kadar her şey “normal” gibi geliyor insana.

***

Öyle ya, devlet, sonuçta sosyal ve ekonomik yönden geri kalmış illeri kalkındırmak için düğmeye basmış…

Bina yapmış, eleman almış, kaynak ayırmış!

***

Hani insan, “bundan iyisi can sağlığı” diyebilir de, diyemiyor maalesef.

***

Çünkü, gerçekleri yorumlayınca, kazın ayağının gerçekten göründüğü gibi olmadığını daha iyi anlıyor insan.

***

DAP Bölge Kalkınma İdaresi, Hakkari’den Sivas’a, Ardahan’dan Muş’a, Bingöl’e, Bitlis’e kadar bölgedeki “15 il’den sorumlu.”

***

Merkez ise Erzurum’da.

***

Şaka sanmayın ama, başka da bir birimi yok DAP’ın!

***

Yani DAP, Erzurum’dan “fala bakarcasına”, üzerinde 6 milyon 646 bin insanın yaşadığı, toplam 177 bin 612 kilometrekare alana yayılmış koca coğrafyaya, topu topu 55 eleman ile araştırma, planlama, programlama ve projelendirme işleri götürüyor, Türkiye’nin neredeyse yüzde 23’lük bölümünde  izleme, değerlendirme ve koordinasyon hizmetlerini yürütüyor!

***

İnanılmaz!

***

Bakın; sözü edilen yer; Ege, Marmara, Akdeniz filan değil, “çok zor” bir bölgeden, Doğu Anadolu’dan bahsediyoruz.

***

Buralarda iklim sert, kış uzun, coğrafya dağlık, ulaşım hiç kolay değil.

İnsanların büyük bölümü kırsalda yaşıyor.

Halkın eğitim durumu vasatın altında ve hepsinden kötüsü; bölgenin önemli kısmı, terör belasıyla boğuşuyor.

***

Ve DAP, böylesine belalı bir bölgeyi 55 kişi ve bilmem kaç milyar lira ile kalkındırmanın uğraşını veriyor!

***

Ben, Adnan Demir ve arkadaşlarının iyiniyetinden şüphe etmiyor, ama “el insaf” demekten de kendimi alamıyorum.

***

Eğer her yönüyle geri kalmış bir bölge, 55 kişinin çabası ve çalışması ile kalkındırılacaksa, başkanından, kapıdaki güvenlikçisine varıncaya kadar, o ekibin tamamı “Nobel Ekonomi Ödülü” ile ödüllendirilmelidir derim ben!

***

Aslında aynı ödülün bir benzerini de KUDAKA çalışanlarına vermek gerekir!

Baksanıza, onlar da Kuzeydoğu Anadolu’nun üç şehrini, Erzurum’u, Erzincan’ı ve Bayburt’u ihya ettiler!

***

Diğer şehirleri bilmiyor, doğal olarak kendi memleketime bakıyorum!

***

Kaç yıldır kendini “dev aynasında gören” KUDAKA, sanırsınız Erzurum’a kanat takmış, uçuruyor.

***

Oysa Halep ordaysa, arşın burda.

Sonuçta Erzurum’un hal-i pür melali ortada!

***

Canımız ha çıktı, ha çıkacak, KUDAKA halâ “odunumun parası” diyor!

 ***

Bakar mısınız garabete!

***

Kimse kusura bakmasın ama yazık oluyor Erzurum’a!

***

Sadece Erzurum’a değil, “hakkı yenen” ne kadar şehir ve insanı varsa, hepsine yazık oluyor.

***

Şöyle ki;

***

25 bin 355 kilometrekare toprağa sahip, üzerinde 762 bin kişinin yaşadığı Erzurum, nasıl olur da 3 bin 741 kilometrekare toprağı olan, sadece 90 bin insanın yaşadığı Bayburt ile “eş” tutulabilir?

***

Yanlış anlaşılmak istemem…

Elbet Bayburt da kalkınacak, Tunceli de, Hakkari de, Ağrı, Iğdır, Kars Erzurum ve diğerleri de.

Sonuçta hepsi “bizim” olan, “bir çakılına can vereceğimiz, vatan parçası” yerler buralar.

***

Kimseyle bir alıp-veremediğimiz de yok.

Biz diyoruz ki; “Herkes alıyor, alsın, yine alsın, hep alsın, ama biz de alalım ve de ona buna kendimizi ezdirmeyelim!”

Acizane isteğimiz budur.

Bilmem anlatabildim mi?