Dolar 32,5004
Euro 34,6901
Altın 2.496,45
BİST 9.693,46
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
Erzurum 20°C
Az Bulutlu
Erzurum
20°C
Az Bulutlu
Cts 17°C
Paz 18°C
Pts 18°C
Sal 21°C

12 MART’IN HAKKINI NEDEN VEREMİYORUZ

12 MART’IN HAKKINI NEDEN VEREMİYORUZ
12 Mart 2021 16:38 | Son Güncellenme: 12 Mart 2021 17:44

ESKİDEN bayramlar bize çok daha güzel, coşkulu, dolu dolu gelirdi. Acaba o yıllarda bayramlar, bayram gibi, adına uygun olarak kutlanırdı da o nedenle mi bize hoş gelirdi?

Zannedersem öyleydi.

*

Gece sabaha doğru başlayan ve hiç olmadığı kadar yağan kar nedeniyle bugünün önemini, doğal olarak 12 Mart’ın Erzurum’un Kurtuluş Bayram Günü olduğunu anlamamış olabiliriz.

Kimse kusura bakmasın ama biz, son yıllarda hiçbir bayramı ruhuna uygun, içten gelen bir coşkuyla kutlamadık ki, bugün de Erzurum’un Ermeni mezaliminden kurtarılışının sevincini, gururunu yaşayalım!

*

Çok eskiye gitmeden bir örnek vermek gerekirse; dün 11 Mart’ta mesela, “adını çoktaan unuttuğumuz Ilıca’nın” düşman işgalinden kurtarılışının 103’üncü yıldönümünde neler oldu, hangi gösterilerle o anlamlı gün kutlandı?

Haber sitelerine, gazetelerin yazdığı “inanılmaz haberlere” bakarsanız, bayram “büyük bir coşkuyla” kutlanmış!

Görenler yemin billah ederek anlattı:

Meydanda toplanan bir grup atlı gösterici, bir avuç da seyirci! Ortada ne coşku var, ne de coşkuyla kutlanan bir bayram!

Böyleymiş!

*

Bu sıradanlık, be tekdüzelik sadece Ilıca’ya özgü bir durum değil. Aşkale için de aynı durum geçerli, İspir, Erzurum, Hasankale ve diğerleri için de.

*

Bu sıradanlığı, bu yavanlığı, bu ilgisizliği bu yıl için pandemiye, dolayısıyla güvenlik önlemine ve öğrenci olmayışına bağlamak mümkün. E kar yağmış, kış da var! Bizimki de söz mü yani, elbet böyle bir atmosferde kutlama olmaz!

*

Tamam da geçen yıllarda ne korona diye bir illet vardı, ne de okullar tatildi, ama ortama yine aynı yavanlıkta tatsız, tuzsuz görüntüler hakimdi.

*

Oysa eskiden 12 Mart gelmeden aylar önce hazırlıklara başlanır, okullar, kamu kurumları, askeri birlikler ve esnaf odalarının katkısıyla geçit töreninin yapılacağı Hastaneler Caddesi şenlik yerine döner, çoğu insan eşini, çocuklarını, torunlarını alarak bayram yerine koşardı.

*

Yeri bir türlü dolmayan, doldurulamayan, doldurulması da mümkün gözükmeyen; kendine özgü yapısı, duruşu, olayları yorumlayışı, memleket kültürüne bakışı ve sahip çıkışıyla ayrı bir yere sahip olan Erzurum Halk Oyunları Derneği’nin efsane Başkanı rahmetli Sebahattin Bulut’un hazırladığı, değme profesyonel organizasyon şirketlerine taş çıkartacak kutlama ve buram buram Erzurum kokan, kültür kokan programlarını unutmak mümkün müdür?

*

Dadaş Sineması’nda düzenlenen ve özel davetiyelerle ancak yer bulunabilen o programları, şehrin kenara, köşeye çekilmiş ekalliyeti dışında kalan insanı, valisi, büyükşehir belediye başkanı, kamu yöneticisi, komutanı bilebilir mi? Çoğu insanın havsalasına sığması mümkün olmayan kültür programlarının bugün yapılmıyor oluşu bir eksiklik ve bir ayıpsa eğer, kimindir bu ayıp; dönüp bu soruya cevap aramak gerekir.

*

12 Mart, İstiklal Marşı’nın kabul edildiği tarih (12mart 1921) olarak hepimiz açısından önem arz eder. Aynı tarih, Erzurum açısından düşman zulmünden, Ermeni mezalimenden kurtuluşun, acı ve ıstıraptan özgürlüğe varışın günü anlamına gelir. 12 Mart, DEVA İl Başkanı Vahit Bingöl’ün hatırlattığı gibi, bugüne kadar hiç anılmayan Alvarlı Efe ile babası Hace Hüseyin Efendi’nin de ölüm yıldönümleridir. 12 Mart, cumhuriyete uzanan yolun başlangıç noktasıdır.

*

Sormak gerekmez mi, böylesine önemli bir gün, bir hafta ve belki bir ay boyunca düşman çatlatırcasına kutlanmaz mı?

*

Yaşananlara bakınca insanın aklına ister istemez şöyle bir soru da gelip takılıyor:

Acaba biz bayram yapmaktan utanır hale mi geldik? Nedir bunun sebebi? İnsan anlamakta gerçekten zorluk çekiyor.

YORUMLAR

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.