ALLAH’IN DA BİR HESABI VAR

DÜNÜN MHP Erzurum İl Başkanı’ydı Zekai Kaya…

***

Öncesi de var elbet.

Erzurum Ülkü Ocakları, yetiştiği yer, bir okul belki.

***

Katılır mısınız bilemem; “Her Erzurumlu anasından ülkücü doğar” derler…

Sonrasında yollar farklılaşır.

***

Belki de Erzurum’un “eski ülkücüsü”nün sayı itibarı ile çok olmasının altında yatan neden budur.

Herkes anadan doğma, sonradan olma değil yani.

***

Ama o, hiç “eskiyen” bir ülkücü olmadı, duruşundan zerre taviz vermedi.

***

Kim bilir belki bu yönüyle etkiledi İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener’i.

***

“Sen benim, dünya ahret kardeşimsin” sözü, rastgele söylenmiş, gönül almaya yönelik bir iltifat cümlesi değildir, olamaz da.

***

Bugünlerde “ilginç bir çile”yi, Tafta Köyü’nde tamamlamaya çalışan ve “gün sayan” Zekai Kaya, girmek, hizmet etmek için iki defa teşebbüs ettiği Türkiye Büyük Millet Meclisi’ne (TBMM) milletvekili olarak olmasa bile, bundan böyle “genel başkan danışmanı” sıfatıyla girecek.

***

Biz kadere inanmış, iman etmiş kimseleriz.

Allah ne dilemişse, o oluyor.

***

Ama ne hikmetse, insan marifetin kendisinde olduğunu zannediyor.

Hele bir de ihtiraslıysa insan, gözü bir şey de görmüyor.

***

“Paylaşmak, dürüst ve haysiyetli hareket etmek, helalinden kazanmak, kazandığını haketme adına dur durak demeden çalışmak” ne yazık ki, hırslı, aç gözlü, ihtiraslı, kibirli, kendini beğenmiş insanların kitabında asla yazmıyor.

***

Günümüzde, insana yakışmayan sıfatlara sahip kişilerin önemli bölümü, maalesef “siyaset çatısı” altında toplanmış durumdalar.

***

“Az olsun, ama hepsi benim olsun” mantıksızlığının çokça hakim olduğu, ilkeli tutum ve davranışların rafa kaldırıldığı, zemini hayli kaygan hale getirilen, çelme takmanın marifet sayıldığı o arenada, ayakta kalabilmenin zorluğunu, en azından düşenler ya da düşürülenler iyi bilir.

***

Zekai Kaya, hakkı adeta “gasp edilmiş”, siyasetin “mağdur” ama “mağrur” insanlarından birisidir.

***

Çoğu insanın “malı götürdü” yakıştırma ve belki suçlamalarına muhatap olduğu siyaset kulvarında, canının yanması pahasına yürüyen, gördükleri ve yaşadıkları haksızlıkları sineye çeken, yakınındaki birkaç gönüldaşının dışında, acısını kimseyle paylaşmayan, kan kusan ama “kızılcık şurubu içtim” diyecek kadar da ilkeli davranan Zekai Kaya’nın, zaman sonra hatırlanmış olması, hiç şüphesiz sevenlerini, özellikle de eş ve çocuklarını mutlu etmiştir.

***

MHP’den ayrıldıktan sonra, Meral Akşener’in yanında yer alan ve Erzurum adına Cezmi Polat ile birlikte İYİ Parti Kurucular Kurulu Üyesi olan Zekai Kaya, teşkilatların oluştuğu dönemde, yaşanılan keyfi tutum ve davranışlara, o keyfiyeti gösterenlere sırt dönerek tepki gösterdi.

***

Bugüne kadar “bir defa” bile olsa İYİ Parti Erzurum İl Başkanlığı Binası’ndan içeri girmeyen, kuru fasulye misali kendisini nimetten sanan insanlara ödün vermeyen, el dahi uzatmayan, milletvekili adayı gösterildiği günlerde, kader birliği yaptığı arkadaşları ile çalışan ve Naci Cinisli’nin TBMM’ye gitmesinde “önemli rol” oynayan Zekai Kaya, seçim sonrasında yine yalnızlığa itildi.

***

Ülküsünden ilkeli duruşu ile hiç taviz vermeyen, il başkanı olarak görev yaptığı yıllarda MHP Örgütleri’ni “kolejli bozkurtlar” havasına büründüren Zekai Kaya’nın kapısının önünden geçme cesareti gösteremeyenlerin, “İYİ Parti’yi parselleme yarışı” içine girmeleri, herkes gibi onu da üzdü ve yaraladı.

***

Çoğu insanın “Artık Zekai Kaya dönemi kapandı, o da siyaset çöplüğüne atılmıştır” dediği bir dönemde Meral Abla’sı çıktı ortaya, kucakladı kendisini, bir abla-kardeş buluşmasına, Ilıca’da toplanmış karşılama konvoyunun içinde bulunan herkes tanıklık etti.

***

Ilıca’nın girişinde o akşam çakılan kıvılcım, daha sonra bir alev topuna dönüştü.

***

Mesela Palandöken’de, kaldıkları otelin lobisinde, kendilerini nimetten sayan o kuru fasulyelerin bulunduğu bir ortamda, Meral Akşener’in, “Gel gardaş yukarı çıkalım” deyip, odasına götürdüğü, oğlu ile birlikte bir saate yakın sohbet ettiği Zekai Kaya açısından “yeni bir dönem” başladığını,, aşağıda kalan ve ardından bakan partililere, İYİ Parti Genel Sekreteri Cihar Paçacı açıklıyordu:

“Zekai Kaya, 1 Nisan’dan itibaren Meral Hanım’ın TBMM Danışmanı olarak görev yapacak!”

Bu sözlerin söylediği dakikalarda, çalışma teklifini Meral Akşener de yukarıda Zekai Kaya’ya yapıyor ve onayını alıyordu.

***

Bu açıklama, lobide bulunan ve “İYİ Parti’yi yağmalama ve parselleme yarışı”na giren akbabalar açısından şok eden bir gelişmeydi, başlarından kaynar su dökülmesi ile sanki aynı anlamı taşıyordu.

***

Hep, “Düşmez-kalkmaz Bir Allah” der…

Ya da, “Allah bir kapıyı kapatırsa, bir başka kapıyı ardına kadar açar” sözlerini sıklıkla tekrarlarız ya…

***

Zekai Kaya’nın yaşadıkları, bu sözlere güzel bir örnek.

***

Bir başka şey daha…

Bugünden kendilerini belediye başkanı, ilerisinde milletvekili veya bakan olarak görenler, ya da  görme adına bilinçli, plânlı ve acımasız hareket edenler, şunu bir kez daha öğrenmiş olmalılar:

Herkesin bir hesabı varsa, Allah’ın da mutlaka bir hesabı vardır ve galip gelecek olan da Mevla’nın kendisidir.

***

Belki “iri kafalılar” bu gerçeği anlamışlardır.

Gerçi çok da zannetmiyor, öyle düşünmeye kendimi fazlasıyla zorluyorum.