ASTRONOT IRWIN VE ERZURUM’UN ARSEN LÜPEN’LERİ!

GAZETECİLİK mesleğine 1980 yılında, Hürriyet Haber Ajansı’nda (hha), “kaşeli üniversite muhabiri” olarak ilk adımı attım.

***

Deyin ki, önce uzun sayılabilecek bir staj ya da öğrenme dönemi, sonrasında kadroya geçiş, derken yerel medya macerası ve bugünler.

***

Geriye dönüp baktığımda, meslekte çok yılları eskittiğimi görüyorum. Tam 40 yıl geçmiş aradan.

***

Hani anılarımı, yaşadığımız acı-tatlı olayları yazmaya kalksam, zannedersem bir kitap serisi mutlaka olur.

Belki bir gün denerim, bilemiyorum!

AYA AYAK BASTI, SOLĞU AĞRI DAĞI’NDA ALDI!

İçinizde, Apollo 15 Uzay Gemisi ile aya ayak basan ilk insanlardan birisi olarak tarihe geçen Amerikalı Astronot James Irwin’i hatırlayanlarınız mutlaka olacaktır.

***

Apollo 15 uzay aracı ile yola çıkan, toplamda 386 bin kilometrelik yolculuk sonrasında aya ulaşan ve orada yürüyen Amerikalı Astronot James Irwin, böylece tarihe geçti.

***

Bu “çirkin” Amerikalı’da, 1980’li yılların ortalarında; nereden estiyse(!) bir Ağrı Dağı tutkusu oluştu ki, sormayın.

***

Her yıl yaz aylarında, üzerinde “Ararat” yazan şapkasını dazlak kafasına geçiren James Irwin, geniş bir gazeteci ordusunun takibinde önce Erzurum’a geliyor, buradan da Ağrı’ya, Ağrı Dağı’nda Nuh’un Gemisi’ni aramaya(!) gidiyordu.

***

Yığınla gazetecinin, Ağrı’nın Doğubayazıt İlçesi’ni karargâh haline getirdiği o günlerde, James Irwin güya Nuh’un Gemisi’nin izini sürüyor, herkes de merak içinde sonucu bekliyordu ama, nedense gemi bir türlü bulunamıyordu.

***

“Ararat” yazılı şapkasıyla aleni Ermeni propogandası yapan James Irwin’in bu gel-git’leri aralıksız birkaç yıl sürdü.

RAHMETLE ANIYORUM

hha’da birlikte çalıştığımız, çok da sevdiğim, sonraki yıllarda genç yaşta kaybettiğimiz ağabeyim rahmetli Yusuf Şenocak, her gelişinde, büro şefimiz Kadir Ağabeyi’nin (Sabuncuoğlu) talimatıyla James Irwin’in peşine takılıyor, iki, belki üç hafta Doğubayazıt’ta, Ağrı Dağı’nda haber peşinde koşturuyordu.

***

Yine bir James Irwin dönemiydi. Yıl belki 1986 ya da 87!

***

Ağrı’da çalışmalar tamamlanmış, ekip Erzurum’a dönmüştü.

Irwin, ertesi gün Erzurum’dan ayrılacak. Çirkin Amerikalı, Yenikapı’da, bugün öğrenci yurdu olarak kullanılan, o günlerin Erzurum Oteli’nde kalıyor.

***

Yusuf Ağabeyi de büroda Doğubayazıt’ta gördüklerini, yaşadıklarını Kadir Ağabeyi’ye anlatıyor, “Bu adamın niyeti kesinlikle Nuh’un Gemisi’ni filan bulmak değil şef, başka işler peşindeler” diyordu.

***

Erzurum Emniyet Müdürü o tarihlerde sevgili İlhan Lostar ağabeyi.

Kendisini aradım, durumdan haberdar ettim, “Ağabeyi o adam gemi arama bahanesiyle tüm sınır boylarının görüntü ve fotoğraflarını çekiyormuş. İşin içinde başka şeyler var gibi, Ermeni oyun olabilir” dedim.

***

Konu hassas. Müdahale olacak, en azından çekilen film ve fotoğraflara el konulacak.

İlhan Ağabey, Ankara’yı arıyor, durumu izah ediyor, “gerekeni yapın” iznini alınca da düğmeye basıyor.

***

Tabi biz, operasyon başlamadan önce otelin çevresinde gerekli hazırlıklarımızı yapmışız.

***

Polis oteli bastı, Irwin’in tüm film ve fotoğrafları ile tuttuğu notlarına el koydu.

Biz de şıkır şıkır fotoğrafları çektik, haberlerimizi yaptık.

***

Ertesi gün Hürriyet’te boy boy James Irwin fotoğrafları ile geniş bir haber yayınlandı.

Gidiş o gidiş. Amerikalı bir daha Erzurum’a, bizim bölgemize gelmedi.

***

James Irwin üzerinden oynanan Ararat şifreli Ermeni oyununu böylece bozmuş olduk.

ARSEN LÜPEN, YA DA KİBAR HIRSIZ!

Televizyonların tek kanallı olduğu yıllarda, “Arsen Lüpen” diye bir Fransız dizisi yayınlanıyor, o dizi insanları ekran başına kilitliyordu.

***

Sinemaseverlerin hafızasında “kibar hırsız” tiplemesiyle yer edinen Arsen Lüpen dizisi, uzunca bir süre yayında kaldı.

***

Fransız roman karakteri Arsen Lüpen, ünlü Fransız anarşist ve akıllı bir hırsız olan Marius Jacob’dan esinlenerek ortaya çıkmış.

***

“Hırsızların piri” olarak da tanımlanan Arsen Lüpen kitapları, 7 serilik bir dizi halinde yayınlanmış, hayli de ilgi görmüş.

***

Şimdi aklınıza belki “Astronot James Irwin ile Arsen Lüpen arasında nasıl bir ilişki kurdun?” sorusu gelebilir, arz edeyim…

VALİ OKAY MEMİŞ’İN GAYRETİ

Son zamanlarda, Erzurum’un özellikle de turizm potansiyeline dikkat çekmek amacıyla yollara düşen, dağlara tırmanan, göllerde balıklara yem veren, rafting yapan, tabyaları, kiliseleri dolaşan, kısacası bir “turizm bilinci” oluşturmaya çalışan Vali sayın Okay Memiş’in gayretli hali, çoğu insanın mutlaka dikkatini çekiyordur.

***

Sayın Vali’nin bu gayretli hallerini yansıtan, basın bürosu görevlileri tarafından çekilen, gazete ve ajanslara servis edilen fotoğraflarında, “Erzurum’a her yeni vali geldiğinde, bilirkişi edasıyla yanında yer almayı beceriyle gerçekleştiren” Irwin tipli, kerameti kendilerinden menkul o bildik yüzleri görünce, aklıma her nedense Kibar Hırsız Arsen Lüpen filmleri geldi.

***

“Nalıncı keseri gibi, kendilerine yontma” becerisi en üst seviyede olan ve her rolün hakkını en iyi şekilde veren, değil ay’a gitmek, Mars’a çıkacak kadar beceri sahibi James Irwin yüzlüler, Arsen Lüpen rolünü, her zamanki ustalıkları ile oynamaya başlamışlardı.

***

Fotoğraflar benim gibi düşünenlere, “yeni oyunlar sahneleniyor” dedirtmiştir mutlaka.

***

Bakalım bu oyun daha kaç perde sürecek ve hangi vali gördüklerinin aslında “ustalıkla sergilenen bir oyun” olduğunun farkına varacak;

Ya da varabilen bir vali çıkacak mı?

***

Umutsuzum!