Dolar 32,3151
Euro 35,1407
Altın 2.294,85
BİST 9.069,37
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
Erzurum 13°C
Az Bulutlu
Erzurum
13°C
Az Bulutlu
Cum 13°C
Cts 16°C
Paz 16°C
Pts 17°C

ERZİNCANKAPI’NIN AYAKKABI BOYACILARI

ERZİNCANKAPI’NIN AYAKKABI BOYACILARI
1 Kasım 2020 18:11 | Son Güncellenme: 3 Kasım 2020 15:10

YAKLAŞIK 50 yıl öncesi, 1970’li yıllar…

Erzincankapı Çarşısında ; bugünkü gibi fazlaca kahvehane var.

Erzincankapı denilince çarşıda aklımıza ilk gelen, kahvehanelerin çokluğu…

Asim Biricik’in Kahvesi, Madirekli İhsan’ın Kahvesi, Yüksek Kahve vs.

Ayrıca; şehrin; kuru gıda, meyve/sebze, süt ürünleri, tuhafiye  ihtiyaçlarının karşılandığı bereketli, hareketli bir çarşı.

Önce kahveleri saydım. Zira; işsiz, ihtiyaçlı, fakir fukara, biraz da çalışmayı sevmeyen tembel insanların lak lak yerleri!

1970’li yıllarda ilkokulların hepsi ikili öğretim yapıyordu. Sabahçı ve öğlenci öğrenciler!

Erkek öğrencilerin bir kısmı için okuldan sonra çalışma zamanı.

Sırtlarında boyacı sandığı, kahve kahve, dükkan dükkan geziyorlar.

Çarşıda boyacı çocukların dostluk ve tanışıklık kurdukları demirbaş müşterileri var. Bu demirbaş müşterilerden biri de KURT BAKKALİYESİ sahibi Hacı Şevket Kurt.

Dört boyacı müdavini var. Ayakkabılar dükkanın girişindedir. Boyacı çocuklar gelirler, ayakkabıları alır, kapının önünde boyar; içeri getirir.

– Hacım boyadım, nasıl güzel olmuş mu?

– Aferin, güzel olmuş, 50 kuruşu hak ettin al bakalım!

Parasını alır, ‘’Hacım, Allah bereket versin.’ der, gider.

Bir vakit sonra sabahçı diğer ayakkabı boyacısı çocuk gelir.

– Hacım bu ayakkabılar boyalı, cilalayayım mı?

– Bezli bir cila vur oğul.

– Hacım, cilaladım.

– Güzel olmuş. Oğul şu 50 kuruşu al, bir de söyleyeyim berber Zihni  amcan saçlarını düzeltsin, olur mu!

……..sessiz…… başını eğer.

– Ustaa, ustaaa  Zihni usta; şu delikanlının saçlarını bir topla!

Tebessümle ‘’Gel ola..’’

Saçlar kesilir, başa kolonya dökülür, yakalar fırçalanır…

Berber Zihni tıraşı bizzat kendi yapmıştır; ‘’Sıhhatler olsun.’’

Öğrenci ayakkabı boyacısı, ‘’teşekkür ederim.‘’ der, koltuktan iner, gelir Bakkal Hacı Şevket’e teşekkür eder, sandığını sağa sola keyifle sallayarak uzaklaşır.

Bu mutluluk levhaları,  haftanın her günü çarşıda yaşanırdı.

Bir gün babama sordum. Ayakkabılarınız boyalıyken neden boyatıyorsun?

“- Bak oğlum. ‘’Bu çocukları korumamız gerekir. Eğer onları sevgi ile bu işle meşgul edersek, kimlikleri olgunlaşır, insanlara güvenirler. Kimsenin malına hor bakmazlar. Hırsızlık ve kötü alışkınlıklara sapmazlar. Sağlıklı bir millet oluruz. ‘’

Erzincankapı Caddesi ve Çarşı Hayat Okulu’nun  bu pedagojiye (*) sahip insanlara şimdi ne kadar muhtacı var !

(*) Pedagoji nedir? Çocuk gelişimi alanına pedagoji denir. Çocuk gelişimi alanındaki uzmanlara da pedagog denir.

YORUMLAR

  1. Erdal Saatcioglu dedi ki:

    Bu güzel yazı için size tesekkür ederim. Çarşı esnafından ölenlere rahmet yaşayanlara sağlık sihhat diliyorum.1970 yıllarda benimde bir kaç arkadaşım havuz başında ayakkabı boyardı.Babanızda nw güzel onsanmış.

  2. KENAN KESKELEN dedi ki:

    Evet efendim kaleminize gönlunuze sağlık bende bir Erzurumlu olarak bu olanları yaşadım başka bir muhabbetlerdi bu anlattıklarınız şimdi maalesef yok Istanbulda doğan oğlumu Erzuruma gönderdim Istanbuldayız biz efendim erzurumda bir pungarın yaındaki bir büfeden su almak istemisbakkal oğluma demişki bene niye para verisen ovorda pugar var ağzın daya ic- bu olayı oğlum bana anlattı Baba dedi hayret ettim Amca böyle dedi-ben de oğlum iste orası Erzurum dedim sonucta coooook özledim çocukluğumu KENAN KESKELEN

  3. Kenen Keskelen dedi ki:

    Evet efendim kaleminize gönlunuze sağlık bende bir Erzurumlu olarak bu olanları yaşadım başka bir muhabbetlerdi bu anlattıklarınız şimdi maalesef yok Istanbulda doğan oğlumu Erzuruma gönderdim Istanbuldayız biz efendim erzurumda bir pungarın yaındaki bir büfeden su almak istemisbakkal oğluma demişki bene niye para verisen ovorda pugar var ağzın daya ic- bu olayı oğlum bana anlattı Baba dedi hayret ettim Amca böyle dedi-ben de oğlum iste orası Erzurum dedim sonucta coooook özledim