BACADAN GİRDİ NE VARSA GÖTÜRDÜLER
ERZURUM kültürünün ayakta kalabilmeyi başarmış önemli yapılarından olan, Üç Kümbetler ile komşu, orijinali “Hanağası”yken, el değiştirdikten sonra, yeni sahipleri tarafından ismi Paşa Konağı” olarak değiştirilen, içinde çok sayıda eski, kimi antika niteliğinde eşyaların çalınmasıyla şaşkına dönen ev sahibi Hakim Akgül, neredeyse iki aydan beri hırsızların yakalanmasını ve eşyalarının geri getirilmesini boynu bükük şekilde, umutla bekliyor.
ÖNCE ÇATISI UÇTU
Yaklaşık 300 yıllık bir geçmişe sahip olan tarihi konağın son bir yıl içinde başına gelen, pişmiş tavuğun başına gelmedi. Dış görünümünden ziyade, dünyada bir eşi daha bulunmayan bir ahşap tavana, kırlangıç modelli, benzeri pek az kalan mutfağa, tandırbaşına, taç süslemeli, şerbetlim bezemeli odalara sahip olan konağın geçtiğimiz yılın güz aylarında esen şiddetli fırtınada çatısı uçtu. Bir anda kar ve yağmur sularına karşı korumasız hale gelen konağa, kimse yardım eli uzatmadı.
BİR DE HIRSIZ DARBESİ YEDİ
Konağın sahiplerinden Hakim Akgül’ün kişisel gayreti ve kısıtlı imkanlarıyla aldığı önlemler yetersiz kaldı ve kış boyunca içeriye su aktı. Bu olumsuzluklar yetmiyormuş gibi, tarihi konak, ikinci darbeyi hırsızlardan yedi. Sonradan yapılan araştırma ve kontrollerde üç kişi oldukları tespit edilen hırsızların geceyarısı girdikleri konaktan çok sayıda tarihi özelliğe sahip eşyaları götürmesi, herkesi şok etti.
KONAK DEĞİL KÜLTÜREVİ
Konumu itibarıyla yerli ve yabancı turistlerin uğrak yeri haline gelen, Üç Kümbetler’i gezmeye gelen insanların görmeden gitmediği, kültürevi niteliğindeki konağa giren hırsızlardan birisinin yakalandığını, yakalanın hırsızın da tutuklandığını hatırlatan Hakim Akgül, konuyla ilgili olarak şunları söyledi:
HIRSIZIN BİRİ YAKALANDI AMA!
“- Yaklaşık iki ay kadar önce üç kişi oldukları sonradan tespit edilen hırsızlar, bir gece vakti bacadan içeri girmiş, çoğu tarihi eser niteliğinde olan, içinde antika malzemelerin de bulunduğu eşyaları götürmüşler. Çalınan eşyaların parasal değeri 60 bin lirayı buluyor. Parasal açıdan belki çok önemli bir yekün değil ama, manevi yönden milyonlar değerindeki o eşyalar, hırsızın biri de yakalanmış olmasına rağmen bulunamadı. Gözüm yolda, kulağım telefonda gelecek bir müjdeyi bekliyorum. O eşyalar bizim değil, halkın malıydı. Biz burada gelen yabancılara Erzurum’u, Erzurum kültürünü anlatıyor, bize göre önemli bir iş yapıyorduk. Şimdi öksüz hale geldik, kolumuz, kanadımız kırılmış gibi olduk. Çalınan eşyaların bulunmasını umutla bekliyoruz.” erzhaber