Dolar 32,5836
Euro 34,8316
Altın 2.411,21
BİST 9.645,02
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
Erzurum 22°C
Az Bulutlu
Erzurum
22°C
Az Bulutlu
Çar 24°C
Per 23°C
Cum 21°C
Cts 22°C

BAR’IN SEYRİ VE ERZURUM’UN GÜCÜ

BAR’IN SEYRİ VE ERZURUM’UN GÜCÜ
5 Mart 2017 17:07

TÜRKLER Anadolu topraklarını yurt yapıp, yerleşik hayata geçtikten sonra, sosyal faaliyetlerini arttırmış, Anadolu’nun çeşitli yerlerine kültür merkezleri kurmuştur.

Türk kavimlerinin doğuya, batıya ve güneye yönelmelerinin amacı, yalnızca göç etmek değil; Aynı zamanda diğer kültür çevreleri ile de ilişki kurmak olmuştur.

Tarih boyunca Türk Halkının bütünü, geleneksel bir kültüre ve belirli bir inanca sahip olduğu bilinmektedir. Erzurum ovasındaki Karaz, Tufanç, Pulur, Kirinç köylerinde yapılan arkeolojik kazılar, Oğuz Türklerinin Anadolu’ya, Erzurum yöresine daha IX. Yüzyılda geldiğini göstermektedir.

Yerleşik hayata geçen Türk Halkı, sosyal faaliyetlerini arttırmış, böylece folklorun bir kolu olan halkoyunları da ortaya çıkmıştır.

İslamiyet’in doğuşundan önce Türkler, totem ve Şamanizm’e inanmaktaydı. Bunun etkisi İslamiyet’in kabulünden sonra da devam etmiştir.

Bu izleri yaptıkları sanat eserlerinde açıkça görebiliriz.

Selçuklular ve Saltuklular’dan kalan eserler incelendiğinde, bu eserlerin üzerinde Çiftbaşlı Kartal, Aslan, Ejderha resimleri göze çarpar. Erzurum’da ki tarihi eserlerde bariz örneklerini görebiliriz.

Totemizmin ve Şamanizm’in folklor ve sanat üzerindeki etkisi oldukça büyüktür.

Bu etki “Bar” oyunlarında da görülmektedir. Türklerin yaşayışında, yapılan göçlerin, savaşların, kıtlıkların, mezalimlerin, deprem ve sel felaketleri gibi unsurların büyük etkisi olmuştur.

Göçebe hayattan yerleşik hayata geçen Türkler, savaşlarda büyük kahramanlıklar göstermişler, toprak ve vatan sevgisi gibi manevi değerleri hayatlarının bir parçası haline getirmişlerdir. İşte bu kahramanlık, vatan sevgisi, mertlik ve dürüstlük gibi manevi değerler, halkoyunlarına da yansımıştır.

Dede korkut hikayelerinin geçtiği yerlerden biri de Erzurum’dur. Erzurum halkının Dede Korkut hikayeleri ve Oğuz Kağan Destanıyla sağlam Türk karakterine sahip olduğunu rahatlıkla söyleyebiliriz.

Halk oyunlarındaki nağmeler, Türk özelliğini açıkça ortaya koymaktadır. Türk töresini her şeyi ile yaşatan, beş bin yıllık tarihiyle, Türk olan Dadaşın şehri Erzurum’dur.

Oğuz karakteriyle Erzurum; Tarihe yön vermiştir.

Bu oyunlarda vatan, millet yolunda, birlik ve beraberliğin ne demek olduğunu ortaya koyar.

İradeli insan tipini canlandırır. Cephedeymiş gibi vatan, millet yolunda ölmenin, kara toprağa düşmenin görev olduğunu anlatır.

Bu öyle bir görev ki coşkun bir sel gibi düşmanı ezip geçer.

Vakarını, gururunu sergiler.

Ağırca, ağır başlıkla oyunlar oynanırdı. Kurtuluş savaşının başlamasıyla, önceleri düğünlerde, derneklerde ve toplu eğlence yerlerinde oynanan barlar oynanmaz oldu. Zamanla da kaybolmaya başladı. Halk kendi derdine düşmüş, erkekler cepheye gitmiş, kalan yaşlılarda oyunları devam ettirememiştir.

Dadaş cephede memleket hasretini, ana baba, yar ve evlat özlemini bar oynayıp, oyunla beraber memleket türkülerini söyleyerek gidermeye çalışmıştır.

Savaş yıllarından evvel, büyük bir heyecanla, coşkuyla oynanan barlar, insanları galeyana teşvik ettiği için,1925 yılında yasaklanmıştır. Bu yasak toplumun neşesini elinden almış ve bir yıl süre ile bar oynanmamıştır.

1926 yılında Erzurumlu Albay İhsan Yavuzer, bayram töreninde gençlere bar oynatır. O gün Erzurum coşar. İnsanların neşesi yerine gelir. Barın yeniden oynanması sağlanır. Yayılmasına çalışılır. Bar oynayanlar itibar görür. Özellikle o dönem Erzurum Silah Fabrikasına, burada görev yapan İhsan Yavuzer tarafından yerleştirilir.

Bar elbiseleri dikilir. İş bitiminden sonra çalışmalar yapılır.

İşe alınan memlekete hizmet etmeye hazır, kabiliyetli dört gençten, Efendi, Mevlüt, Nurettin ve Küçük Nurettin’den kurulu bir bar ekibi ilk defa oluşturulur.

Bu ekibin ve gelecek gençlerin rahat çalışması için “ Erzurum Gücü” adın da bir kulüp kurulur. Barcılarımız gösteriler yapar, büyük takdir toplar.

İlk defa Trabzon’da Atatürk’ün karşısına çıkarlar. Mustafa Kemal Atatürk’ün takdirini alırlar. Atatürk; Bar oynayan Dadaşlara övgülerde bulunur. “Dadaşa başı açık bar oynamak daha güzel yakışıyor der.”

Başlarında ki  “fes’ i”  bundan sonra oyun oynarken takmamalarını ister ve kendilerine hediyeler verir.

Erzurum Barları 1939 Yılında, İstanbul’da büyük bir kitleye tanıtılır. Erzurum ve Dadaşın ünü, tüm Türkiye’ye yayılır.

“Erzurum Gücü” bilinmeyen barların, yeniden birlikte oynanmasını sağlar.

Bilinen barlar, disiplinine edilir. Bir bütünlük sağlanır.

Oynanmayan oyunlar, bilinmeyenler öğretilir.

Kabiliyetli gençlerden ekipler oluşturulur. Nice ünlü barcılar, bar başları, poççikler yetişir. Erzurum barlarının günümüze ulaşması, bu değerli barcılar ve yöneticiler sayesinde olmuştur. Hepsini rahmet, minnet ve şükranla anıyorum.

Ruhları şad olsun.

YORUMLAR

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.