Dolar 32,3583
Euro 34,9921
Altın 2.326,20
BİST 9.112,33
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
Erzurum 13°C
Az Bulutlu
Erzurum
13°C
Az Bulutlu
Cts 16°C
Paz 17°C
Pts 17°C
Sal 18°C

BİR TABUYU BİRLİKTE YIKTIK

BİR TABUYU BİRLİKTE YIKTIK
31 Mart 2021 20:19 | Son Güncellenme: 31 Mart 2021 21:29

BİR gazeteci, bir haberci olarak dün (30 Mart) akşamdan beri çok büyük bir yoğunluk, hareketlilik, heyecan ve mutluluk yaşadığımı söylemeliyim.

Beni mutlu eden birden çok nedeni, gelişmeyi anlatmak, sizleri haberdar etmek, biraz da yüreklerinize dokunmak istiyorum.

*

Dün ve bugün inanılmaz bir olayı gerçekleştirdik, yerinde bir ifadeyle “kuşu havada yakaladık” diyebilirim.

*

İzninizle dün akşama döneyim…

Bir arkadaşım aradı, aklımı dolandıran şeyler söyledi.

Erzurum Kalesi’ndeki tarihi toplar Edirne’ye götürülecekmiş. Hatta tüm hazırlıklar tamamlanmış, her biri en az 200 yıllık olan toplar, sabah kamyona yüklenip, yola çıkartılacakmış.

*

İnanamadım. Erzurum tarihinin simge emanetlerinden, şehrin demirbaşı niteliğindeki antika toplar durduk yere niye tee ülkenin öbür ucuna götürülmek istensin ki? Bu işte bir yanlışlık olmalıydı.

Gelen bilgiden sonra bir başka arkadaşı aradım, benzer türde bilgi aldım.

Haber doğruydu, üç tarihi top Edirne’ye gönderilecekti.

*

Edirne ilk başta bana garip geldi, bir sergi söz konusuysa, o sergiye en yakın ve yatkın il Çanakkale olmalıydı.

Haberi, Edirne yerine Çanakkale yazarak saat 23.00 sıralarında, vaktin geç oluşuna aldırmadan “Erzurum Kalesi’nin topları atta gidiyor” başlığıyla ve spotlar halinde Facebook’taki sayfalarımızdan yayınladım.

*

Yayın anında etkisini gösterdi. Çok sayıda etkileşim, paylaşım ve yorumlar gelmeye başladı.

Takipçilerimizin önemli bölümü, okuduklarına inanmak istemiyor, öfkelerini “sahipsiz memleketin insanları” olarak dışa vuruyorlardı.

*

Artık yapacak çok da fazla birşey yoktu! Belli ki, Ankara’nın emrine Erzurum Kültür ve Turizim İl Müdürlüğü ses çıkartamamış, “Nasıl olur, bunlar Erzurum’un malı, kimseye birşey anlatamayız. Millet bizi tefe koyar çalar” diyememiş, kuzuların sessizliğine bürünmüş, hatta bir kamyon ayarlanmış ve sabah beklenmeye başlanmış.

*

Sosyal medyada ciddi yankı bulan haber beni umutlandırmış, Erzurum sevdalısı olma fırsatını kimseye vermeyen birilerinin sabah Erzurum Kalesi önünde toplanacaklarını ummuş, topların gidişine engel olabilecekleri hayalini kurmuştum.

Sabahı dar ettim, erkenden yola düştüm.

Kale’nin önüne geldiğimde müthiş bir düş kırıklığı yaşadım. Bir iki görevlinin dışında kimsenin olmadığı alanda bulunan kamyonun ve içeride götürülmek üzere ayrılmış topların fotoğraflarını çektim, sıcağı sıcağına “Kapıdan değil bacadan götürecekler” başlığıyla yine spotlar halinde bir haber daha paylaştım.

*

Bana göre kurtuluş yoktu, vinç bekleniyordu, toplar götürülecekti.

*

Haberden sonra, ayaklarım beni yeniden Erzurum Kalesi’ne sürükledi. Yolda giderken vinçe bağlanmış, havada asılı haldeki topu gözümün önünde canlandırıyor, kendi kendime “Erzurum tarihi idam ediliyor” diyordum.

Kale’ye vardığımda bir vincin geldiğini ve toplardan birisini de halatla bağlayarak havalandırmış olduklarını gördüm.

İçim acıyordu.

Cep telefonuyla hemen bir iki kare fotoğraf çektim.

*

Görevli bayanlardan birinin gözüne ilişmiştim. Uzaktan, “fotoğraf çekmek yasak” diye bağırarak beni uyardı. Bir başkası, “Ne diye fotoğraf çekiyorsun” diye efelendiğinde fazla üstelemeden, biraz da alay edercesine, “Hatıra fotoğrafı çekiyorum” diye karşılık verdim.

*

Fotoğraf çekmiş, işimi sağlama almıştım.

Fotoğraf çekmemi “yassak” diye engellemeye çalışanlara vinci göstererek, “Bu vinç, toplarla birlikte o kapıdan biraz zor çıkar. Eğer Kale’nin kapısı zarar görürse bunun hesabını veremezsiniz” diye çıkışıp, biraz da gözdağı vererek oradan ayrıldım.

*

Fazla değil bir saat kadar sonra Ankara’dan “vazgeçtik” haberi gelmiş.

Bir telefonla müjdeden haberdar edildiğimde kulaklarıma inanamadım. Olacak şey değil ama, Ankara, topları istemekten vazgeçmiş.

*

Dünyalar sanki benim olmuştu.

İlk işim haberi teyit ettirmek oldu.

Evet, verilen haber doğruydu…

Topların havalandığı, yolculuğa çıkmaya hazırlandığı o sıkıntılı anda bir mucize gerçekleşmiş ve Erzurum Kalesi’nin toplarının Edirne’ye götürülme işinin iptal edildiği haberi gelmiş.

Bu, haksız yere idam sehpasına çıkartılan, hatta ilmeği boynuna bile geçirelen bir masumun suçsuz olduğunun son anda anlaşılması ya da kuşun uçarken havada yakalanması gibi mucize birşeydi.

*

Bu defa haberi bir müjde gibi, “Teşekkürler Erzurum” başlığıyla, göğsümüzü gere gere duyurduk.

Gerçekten göğüs gerilecek, gurur duyulacak bir işi; yaşlısı-genci, kadını-erkeği ile tüm Erzurumlular, tam bir dayanışma örneği sergileyerek gerçekleştirmiştik; ne kadar övünsek az olurdu.

*

Haberle birlikte bu defa kutlama telefonları, mesajlar ardı ardına gelmeye başladı. 

Ben, gelen tüm kutlamaları takipçilerimiz, dayanışma ruhunun en güzel örneğini sergileyen insanlarımız adına aldım, almaya da devam ediyorum.

*

Eğer sizler hakaret etmeden, sağa-sola sataşmadan, medeni ölçüler içinde tepkinizi ortaya koymasa da beni yalnız bıraksaydınız, inanın o toplar çoktan yola çıkmıştı bile.

*

Bugün biz çok önemli bir iş daha gerçekleştirdik ve “Sahapsız Erzurum” tabusunu, tam bir dayanışma ruhu içinde, biri birimize omuz vererek, beraberce yıktık.

Bu iş, yani “yıkılmaz” zannedilen tabunun tabuta konulması, topların gönderilmemesi işinden belki çok daha önemlidir.

*

Yeri gelmişken sorayım istiyorum:

Sıra o tabutu içindeki ikilik, umutsuzluk, kin, nefret, kıskançlık duygularıyla birlikte gömmeye gelmedi mi dersiniz?

Daha ne kadar bekleyeceğiz?

*

Kim ne derse desin, bugün Erzurum’da inanılmaz bir olay gerçekleşmiştir.

Bu olayı gerçekleştirenlere; başta Ak Parti Erzurum Milletvekili sayın Selami Altınok’a ve kendisini konudan haberdar ederek sorunun giderilmesine katkı sağlayan Ak Parti İl Başkan’ı Mehmet Emin Öz ile ERVAK Başkanı Erdal Güzel olmak üzere konuyu gündemine alan İYİ Parti Erzurum Milletvekili sayın Naci Cinsli’ye…

Yine İYİ Parti İl Başkan Yardımcısı Süha Mühürdaroğlu’na, DEVA Partisi İl Başkan Yardımcısı Müslüm  Çağlar ile işi yakından takip eden Müze Müdürü Hüsnü Genç’e ve pek tabi ki, dirilişi gerçekleştiren ve dayanışma ruhunu ayaklandıran Erzurum Halkı’na, dostlara, takipçilerimize candan teşekkürlerimi sunuyorum.

Ne mutlu gönlü Erzurum için çarpanlara.

YORUMLAR

  1. NURETTÎN TEZEL dedi ki:

    ALLAH size uzun ömür versin siz gibi sevdalıların sayısını artırsın başta şahsınız olmak üzere emeği geçen herkese sonsuz teşekkürlerimi sunuyorum aynı bilinç ve birlikteliğin her alanda olması temennisiyle sağolun varolun