Dolar 32,5004
Euro 34,6901
Altın 2.496,45
BİST 9.693,46
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
Erzurum 19°C
Az Bulutlu
Erzurum
19°C
Az Bulutlu
Cts 17°C
Paz 18°C
Pts 18°C
Sal 21°C

BİZİM BİLDİĞİMİZ ERZURUM BU DEĞİL!

BİZİM BİLDİĞİMİZ ERZURUM BU DEĞİL!
29 Eylül 2019 19:48

ÇOK zamandır Erzurum ile ilgili çeşitli değerlendirmeler yapılıyor, Kredi Garanti Fonu’nun (KGF) Trabzon’a kaydırılmasıyla birlikte başlayan tartışmalar, bir umutsuzluğu, bir çaresizliği gözler önüne seriyor.

Sadece Erzurum’un değil, bölgenin “en büyük ve güçlü” sivil toplum kuruluşu olarak bilinen Erzurum Ticaret ve Sanayi Odası (ETSO) Başkanı Lütfü Yücelik’in (sanki çok önemli bir kayıpmış gibi) açıklamalarıyla haberdar olduğumuz “KGF kaybı”, bu şehir ve insanı açısından gerçekten “büyük” bir kayıp mıydı?

Ne olmuştu da ETSO Başkanı, kamuoyuna böyle bir açıklama yapma ihtiyacı hissetmişti?

Yoksa Başkan’ın kafasına saksı mı düşmüştü de, birden gerçekler farkedilir olmuştu!

Oysa KGF’ye gelinceye kadar Erzurum ne değerlerini kaybetmişti de, başta Lütfü Yücelik olmak üzere Erzurum’un kerli ferli onlarca insanının kılı bile kıpırdamamıştı.

erzurumdanhaberler.com olarak, Erzurum’un KGF’ye gelinceye kadar neleri kaybettiğini takipçilerimize soralım, hem görüşlerini alalım, hem de bir “kayıp envanteri” çıkartalım istedik.

Kısa sayılacak bir zaman dilimi içerisinde paylaşılan onlarca görüş, onlarca öneri, onlarca değerlendirme; insanımızın konuya ne kadar duyarlı olduğunu gösterdi bizlere.

Ticaret erbabından eğitimcisine, bilim insanından kamu görevlisine ve serbest çalışanına varıncaya kadar, gönlü Erzurum sevgisi ile dolu çok sayıda insanın paylaşımları, bu şehrin hem sosyal ve hem de iktisadi anlamda fotoğrafını orta yere koymaya yetti.

Büyük çoğunluk, Erzurum’un marka değerinin giderek düştüğü, kültürünün dejenere olduğu, insan yapısının bozulduğu görüşünde birleşiyor.

Mesela Prof. Dr. İsak Kotçioğlu, “Erzurum bütün katmanları ile diz çöktürüldü, nihayetinde var olan kaliteli unsurları sonbahar misali yerle yeksan edildi” derken…

Yılların eğitimcisi Abdurrahman Zeynel, göç gerçeğine vurgu yapıp, “Yıllardan beri ihmal edilen, yatırımlardan mahrum edilen şehrimiz, yüz elli yedi bin insanını göçe kurban verdi” diyor.

ER-VAK Başkanı Erdal Güzel, şehri bu hale hep birlikte getirdiğimizi vurguladıktan sonra, şunları söylüyor:

“Çalışanın, üretenin yanında olduk mu? Bir şeyler yapmak isteyenlere karşı ‘ne yapmış ki’ deyip, burun kıvıran biz değil miyiz? Reyhani, Emrah, İbrahim Hakkı Hz. neden gitti, Cevat ve Sıtkı Dursunoğulları neden Ankara’yı mesken tuttular? Sorunları başkasına yansıtıp, kendini temize çıkarma gayretleri ile tatmin olan bir şehir burası. Alternatifsizi bir siyaset anlayışının şehri getirdiği nokta neden sorgulanmıyor?”

Benzer türde görüşler oldukça fazla…

Yavuz Resuloğlu: Paşadedelerin, paşaablaların büyükannelerin olduğu, çocukların bahçesinde aşşık oynadıkları, ekmeklerin piştiği tandırlarımız, yünlerin yıkandığı derelerimiz, sabah kapıyı kar’dan açamadığımız evlerimiz gitti.”

Nazan Yaşarbaş: “Erzurum kaliteli göç veriyor, daha ötesi mi var! İnsanlar, çaresizlikten evlerini barklarını işlerini bırakıp, gidiyorlar. Adamı, dayısı olanlar beyler gibi yaşıyorken, haklılar, haksız yere suçlanıyorsa, artık buralarda ekmek haram olmuş demektir bizlere!”

Ertugrul Gezer: “Erzurum’un maddi varlığını kaybetmesi elbetteki kötü olmuştur, geri kazanılması kolay olmıyacaktır. Bundan daha kötüsü, benliğini ve sağduyusunu kaybetmiştir, geri kazanılması imkansız olabilir…”

Hüseyin Yildirim: “Kimse hiç kusura bakmasın! Herkes farklı açıdan bakıyor. Bence en önemli kayıp, milliyetçilik kaybolmuş ki, burası her zaman kale olan bir şehirdi.”

Suat Kılınboz: “Erzurum, halk egitim merkezini, kültür merkezini, sosyalliğini, kadın barını kaybetti. Tarımını, köylüsünu kaybetti. Feneralayını, bayramını kaybetti. Güzel insanini göçten, zengin insanını gözden kaybetti. Velhasılıkelam kaybetti de kaybetti!”

Vahap Akbaba: Bana göre, Erzurum’un son 20 yılda kaybettiği en önemli değeri, Dadaşlık ruhudur.Kaybedilen her şey telafi edilebilir, geriye kazanılabilir, tekrar fabrikalar açılır, kamu idareleri, bölge müdürlükleri tekrar Erzurum’a getirilebilir, ama Dadaşlık ve Erzurumlu’nun kaybolan milliyetçilik ruhu ve Türklük bilinci bir daha zor kazanılır, zor!”

Güven Gülüm: “Kültürümüzü ve biri birimize sahip çıkma özelliğimizi kaybettik. Benim için önemli olan da budur.”

Zafer Sarıkaya: “Erzurum ruhunu kaybediyor, öz evlatlarını yavaş yavaş kaybediyor. Her geçen gün biraz daha yetim biraz daha sahipsiz kalıyor. Kalanlar da (birkaç istisna hariç) bu duruma ya sessiz kalıyor ya da alkış tutuyor. Bana değmeyen yılan bin yaşasın zihniyeti hortlamış. Dadaş çelik bir yaydır onu germeye gelmez ümidiyle, artık okunu hedefe doğrultup hakkını aramasını bekliyoruz.”

EKONOMİK KAYIPLARA GELİNCE…

Bu görüşlerin dışında, yönelttiğimiz sorunun amacına çok daha uygun düşen “ekonomik değerlerin kaybını” listeleyenlerin çoğu, en başa “askeri kışlaların kapatılmış olması”nı yazıyorlar.

Erzurum piyasasına, özellikle “çarşı günleri”nde ciddi anlamda sıcak para girişi sağlayan askeri kışlaların yanında, Hürriyet ve Türkiye gibi şehre “prestij” sağlayan baskı tesislerinin, Trabzon’a kaydırılmış olması da önemli kayıplar arasında gösteriliyor.

“Erzurum’un sosyal ve ekonomik kayıpları”na merak duyan, hatta duyması gereken siyasetçiler başta olmak üzere, araştırmacılara “önemli kaynak ve bilgi” oluşturacak, doğrudan sahibinin ağzından çıkan, kaleminden yansıyan değerlendirmelerin bir bölümünü de şöyle sıralamak mümkün:

Cafer Burucu: “Bu analizlerin yapılmasını, konumumuzun tespiti ve geleceğimiz adına ben de önemli buluyorum. 1988 yılından beri gıda sektörünün içindeyim. Son 25 yılda, 90’lı yıllarda bir Türkiye’ye mal satma ölçeğinde büyüklüğü yakalamış toplamda 37 firmanın bugün sadece 5’i ayakta kalabilmiş. Erzurum’da gıda sektöründeki pazarın toptan ve perakende toplamı itibari ile yüzde 70’i Erzurumlu olmayan vergi dairesi Erzurum’da bulunmayan, dışarıdan gelen firmaların üzerinden dönmektedir. Tablo bu ve çok acı bir gerçek.”

Abdullah Mustafa Güvenli: “Son 20 yılda, yani 98 yılından önceki vergi rekortmeni firmalarımız ya battı yada bu memleketten gitti. Ekonominin en vahim tablosuda budur . Ayrıca son 20 yılda milletvekili sayısı 7’den 6 ya düştü ki aslında son seçimlerde vekil sayısı 600’e çıkmasaydı 5 vekile düşmüş olacaktık. Askeri kayıplara gelince… 1-Dumlu 51. Piyade Tümeni, 2-Aşkale 4. Zırhlı Tugay’ı, 3-Kandilli deki alay, 4-109 topçu Alayı, 5-29. Tümen! İsimlerini tam hatırlayamadığım başka askeri birliklerde var.”

Yıldırım Beyazt Öztürk: “Erzurum, Palandöken e kışın gelen yerli ve yabancı turistini kaybetti. Yazın İranlıların uğrak yeriydi eskiden Erzurum, şimdi Karadeniz’i ve Van şehrini mesken tuttular. Ellerimizi kafamızın arasına alıp düşünmemiz lazım.. Sarıkamışa ve Kayser’iye kışın gidenler görecektir turizmin kum taneleri gibi ellerimizin arasından kayıp gittiğini.”

Abdurrahman Zeynel: “1970’den itibaren kapanan, atıl hale getirilen hurdaya çıkarılıp satılan tesisler hatırlayabildiklerimin listesini vereyim; 1-Bu günkü Yenişehir semtinde olan ayakkabı fabrikası (Baltacıların), 2- Hasankale yolu üzerindeki tuğla fabrikası, 3- Kalenin dibindeki iplik fabrikası, 4- Ilıca yolundaki Tarım Aletleri Fabrikası, 5- Erzurum Yem Fabrikası, 6- Tortum Şayak Fabrikası, 7- Aşkale Travez Fabrikası (yarım kaldı), 8- Aşkale kömür ocakları, 9- Balkaya kömür ocakları, 10- Ilıca yolunda işçilerin ortaklığıyla kurulan tekstil fabrikası, 11- Ilıca Süt Fabrikası. (yarı atıl vaziyette), 12- Oltu kömür işletmeleri, 13- Doğu Kömür İşletmeleri Bölge Müdürlüğü, 14- Dumlu Yapağı Fabrikası, 15- Hasankale Elektronik Fabrikası, 16- Hasankale (Alvar) Tütün Fabrikası, 17- Kandilli Tavukçuluk Entegre Tesisleri, 18- Hürriyet ve Türkiye Gazeteleri Baskı Tesisleri, 19- Gölbaşı Tuğla Fabrikası, 20- Biriket Kömür Fabrikası. 21- Şehrin muhtelif semtlerine dağılmış şeker imalatçıları, 22- Atıl halde çalışmayan et kombinaları, 23- Doyasan yağ fabrikası.

Selahattin Öğdüm: “Özel sektör kuruluşlarından Toprak İnşaat Bölge Müdürlüğü, VESTEL A.Ş. Bölge Müdürlüğü, BEKO A.Ş. Bölge Müdürlüğü ve ilaç pazarlama müdürlükleri ya kapatıldı, ya Trabzon’a kaydırıldı.”

YORUMLAR

  1. Mustafa Ertek dedi ki:

    Yorumların çoğu haklı tabi. Ancak değişimin farkında olmak gerek. Burada en önemli kayıp üretim tesislerinin batal olmasıdır. Yoksa bazı büyük ticarethanelerin yerini alan yeni iş merkezleri vb değişim, hayatımızdaki önemli farklardır. En önemlisi ulaşımda gar, havaalanı, otogar ne kadar Erzurum’dur? Yeni kayak Tesisleri vb bekleneni veriyor mu? Yoksa adları mı var? Göletlerin iklime etkisi olumlu. Teknolojik gelişmelerle ivme beklerken sanayi ağır aksak gidiyor. Sinema tiyatroda kültür merkezi düzeyine gelemedik amatörce yürüyor.
    En çokta adamlık kayboluyor. Gerçek dadaşlık kayboluyor diyenler haklı. Umutlar enin olsun, sonu güzel olsun.
    Selamlar.

  2. Ayhan Üneş dedi ki:

    Gerçek anlamda sorun siyasidir.Çünkü geçmiş yıllardada görüldüğü gibi,Erzurumda mevcut bulunan bazı kuruluşlar ve yatırımlar çevre illere taşınmıştır.Bu nedenle dirayetli siyasetçiler ve gerçek memleketini seven,fedakâr insanlar gerekli.

  3. Şerif Yılmaz dedi ki:

    Tek kelime ile ayakta alkışlıyorum…