Dolar
Euro
Altın
BİST
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
Erzurum °C
Erzurum
°C
°C
°C
°C
°C

CENGİZ ALYILMAZ!

CENGİZ ALYILMAZ!
19 Mart 2017 04:30 | Son Güncellenme: 19 Mart 2017 07:46

O bir profesör…

Yani üniversitelerde ders veren, araştırma yapan “en yüksek” aşamalı bir öğretim üyesi.

***

Eskiden “ordinaryüs”leri varmış ülkenin.

***

Aklımda kalan “en ünlü ordinaryüs”, Fenerbahçeli Lefter’dir ve o tabi ki, bilim dünyasının değil, futbolun ordinaryüsüdür.

***

Benim için ise bir Galatasaraylı olarak ordinaryüs, elbette ki, Taçsız Kral Metin Oktay’dır.

***

Ordinaryüslük unvanı, 1981 yılında çıkartılan bir kanun ile kaldırılmış.

***

Diyelim ki, ordinaryüslük unvanı kaldırılmamış!

Ve Hoca’ya verdiler o unvanı…

Ordinaryüs Profesör Cengiz Alyılmaz!

İnanın tatmin olmazdım.

***

Abarttığımı sanmayın lütfen!

***

Kendisini işine, bilim dünyasına, Türk’ün coğrafyasına, Türk’ün tarihine ve kültürüne adayan…

***

Gidilmedik yerlere giden, girilmedik kovuk, tırmanmadık kaya, uğranmadık mağara bırakmayan, Atatürk Üniversitesi Kazım Karabekir Eğitim Fakültesi Türkçe Eğitimi Bölümü Öğretim Üyesi Profesör Doktor Cengiz Alyılmaz’ı tanımanızı çok isterim.

***

O, standartların ötesinde bir bilim insanı, ya da kendisini tanıyanların ifadesiyle Türk Dünyası’nın Evliya Çelebi’si!

***

Daha çok Orta Asya’da yaptığı kazı ve bilimsel çalışmaları ile bilinen ve tanınan Cengiz Hoca’yı anlatmak, takdim etmek gerçekten zor bir iş.

***

“Onu tanımanızı çok isterim” derken, belki de, “anlatım noktasındaki beceriksizliğimi”n üstünü örtmek ve işin kolayına kaçmak istedim, kim bilir!

***

Tarih, kültür, bilimsel araştırma, kazı, mezar taşı ve benzeri şeyler, sizin için, işiniz gereği diyelim; çok da büyük bir anlam ifade etmiyor olabilir.

Normaldir bu.

***

Fırıncı olabilirsiniz mesela.

Ya da kasap, terzi, berber, bakkal…

Veya camide imam, okulda öğretmen!

***

Yani onu tanımak için, illa bilim insanı, kültür adamı, akademisyen filan olmanıza gerek yok.

***

Ama, “ne olursanız olun, kim olursanız olun, Cengiz Alyılmaz Hoca’yı tanıma gibi bir mecburiyetinizin olduğunu bilmenizde yarar var” diye düşünüyorum.

***

Dedim ya; yazdıklarımı abartı sanmayın lütfen.

***

Bakın, o var ya…

Yani Cengiz Alyılmaz!

Dünyaya çok da kolay gelemeyecek türlerden, Allah’ın özel yetenekler bahşederek yarattığı, yetmemiş gibi, bize, bu ülkeye, Türk Toplumu’na hediye ettiği bir bilim insanı…

***

Deyin ki, bir başyapıt!

***

İkincisi; sizden, bizden, içimizden, kanımızdan, bu topraklardan biri.

Yarı Karslı, yarı Erzurumlu!

***

Tanıyor bizi, hepimizi!

***

Bir Türk olarak nereden geldiğimizi, kökümüzü, soyumuzu, sopumuzu, alışkanlıklarınızı, inancınızın kaynağını, nelerden hoşlanıp-hoşlanmadığımızı iyi biliyor.

***

Kısacası Alyılmaz Hoca, çok farklı bir insan, bir kültür hazinesi ve sanki Türk Tarihi’nin canlanmış, ayağı kalkmış, konuşan, eleştiren, haykıran hali.

***

Bilim, araştırma, inceleme, kazı, taş, kaya, eski yapı kalıntılar, zaman içinde onun yaşam biçimi olmuş.

***

Bir insan, nasıl olur da, “hangi taşın altında, üstünde, yanında, yöresinde ne var”ı bilir!

Hele de o taş yığınları, dünyanın bilmem neresindeyse!

***

Ama siz eğer Cengiz Alyılmaz’sanız, bilirsiniz.

***

Alanında “büyük bir derya” olarak gördüğüm Prof. Dr. Cengiz Alyılmaz, aslında en az peşinde koştuğu kültürel değerler kadar ve hatta onlardan çok daha değerli, paha biçilemez bir varlığı bu ülkenin.

***

Milattan önce-sonra, bilmem hangi binli yıllardan kalma taşları, kayaları, bulabilirsiniz.

Ama eğer elinizin altında bir Cengiz Alyılmaz’ınız yoksa, bilin ki, o değerli buluntuların bir “çakıl taşı”ndan farkı olmaz!

***

Anlayacağınız, “sit alanı misali” korunması ve kollanması gereken bir önemli hazine o.

***

Hani, “bir fanus içinde saklanmalı” diyeceğim de…

Diyemiyorum!

Çünkü o vakit dağlar, taşlar, yapılar, yapıtlar, eski eserler öksüz kalır diye korkuyorum.

***

Tek tesellim, “teke” misali güçlü bir yapıya sahip oluşu.

***

Umarım bir gün Cengiz Alyılmaz’ın farkına toplum olarak sadece bizler değil, Nobel’i dağıtanlar da varır.

***

Ve umarım, ülkenin ikinci Aziz Sancar’ı da Atatürk Üniversiteli Profesör Doktor Cengiz Alyılmaz olur…

***

Umarım!

YORUMLAR

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.