Dolar 32,4494
Euro 35,0400
Altın 2.324,05
BİST 9.079,97
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
Erzurum 5°C
Az Bulutlu
Erzurum
5°C
Az Bulutlu
Çar 10°C
Per 12°C
Cum 11°C
Cts 12°C

ÇİZGİ FİLMLERLE ÇİZİK YİYEN BEYİNLER

ÇİZGİ  FİLMLERLE ÇİZİK YİYEN BEYİNLER
10 Nisan 2018 18:33 | Son Güncellenme: 10 Nisan 2018 18:34

TOPLUMDA bu kadar çok duyarsız, ilgisiz ve boşverci ebeveynler olduğu müddetçe, televizyonların altına konulan bir kova olup, kapitalist güçlerin lütfettiği su damlacıklarıyla dolup, taşmaya(!) devam edeceğiz.

*

Geçen yazımda değinmiştim, bu yazımda da şu “çizgi film illeti”ne devam etmek istiyorum.

*

Çizgi filimler bize ne veriyor, ne anlatıyor, amaç ne…

Acaba merak edip de, kafa yoruyor muyuz?

*

Öyle bir hale geldik ki, git gide tembelleşen, sorgulama yeteneğini kaybeden, sormayan, sorgulamayan, söylenenleri itirazsız kabullenen insanlar olup, çıkıverdik.

*

Araştırmalara göre; Türkiye’de 18 tematik çocuk kanalı yer alıyor. İşin ürküten yanı; bunların içinde 0-3 yaş grubuna ve 14 yaş üstü hedef kitlesine hitap eden bir Türk kanalı yok!

*

İnanılır gibi değil.

*

Kardeş, komşu, yeğen, kuzen…

Fırsat buldukça, “İzlediğiniz çizgi filimler size ne anlatıyor?” diye sorarım kendilerine.

*

Aldığım cevaplar genelde “ekran karşısında mahsur kalmışlık sendromu” içeren türden oluyor ve şaşırtmıyor beni!

*

Kapitalist sistemin hissettirmeden, ama son derece ustalıkla yıkadığı masum beyinlerin enkazı altından çıkan cılız sesler, bilgisizliğin, umursamazlığın, kayıtsızlığın, adamsendeciliğin göstergesi olarak geliyor bana ve incitiyor içimi.

*

İşin bu noktasında insan sormadan duramıyor:

“Kimdir bunların sorumlusu?”

*

Bu soruyla sözü “cehalet”e getirme niyetindeyim.

*

Bilgisizlik ve eğitimsizlik bir şekilde giderilebilir.

Acaba biz cehaleti nasıl ortadan kaldıracak, o korkunç düşmanla nasıl mücadele edeceğiz?

*

Cehalet, eğitimle giderilir mi, bilemiyorum!

Sanki okuma ve yazması olmayanlar cahilmiş gibi bir algı oluşturularak, toplum yanıltılıyor gibime geliyor.

*

Doğru tektir, bunun tartışılır bir tarafı da yoktur.

*

Ancak günümüz dünyasında çoğu insan, öylesine ilginç şeyler söylüyor ve söylediklerini öylesine savunuyor ki…

Söylediklerinin çoğu yanlış, uydurma ve ilim ile bilim ile çelişen şeyler.

Ama hepsi cahilce, buram buram cehalet kokan cinsten!

*

Kulak verdiğinizde; ağızdan çıkan çoğu sözün, savunulan çoğu düşüncenin yanlış olduğunu görüyor, buram buram cehalet koktuğunu hissediyor…

Sıra o tek olan doğruyu anlatmaya geldiğinde…

Anında tepki görüyor, bazen hakarete uğruyor, çoğu zaman da dışlanıyorsunuz.

*

Anlayacağınız; mesele öyle kolay anlaşılır, kolay çözülür cinsten bir şey değil.

*

Çünkü beyinlere ekranlardan zehir enjekte edilmiş, zihinlere müdahale edilmiş ve düşünceye ambargo konulmuş.

*

Siz, kendiniz gibi değil, onların istediği gibi görmek ve düşünmek zorundasınız artık.

*

Biz nasıl geldik bu noktaya?

*

Bir eşi daha bulunmayan, bizi diğer canlılardan ayıran aklımızı nasıl oluyor da bu kadar kolay ve ucuza kiraya veriyor, nasıl oluyor da bizden olmayan güçlerin aklımızı kullanmasına ses çıkartmıyor, zihnimize pranga vurmalarına izin veriyoruz?

*

Adam olacak çocuk!!!

*

İşte taa oradan başlıyorlar işe.

*

“Amaan çocuk, otur televizyonun başına izle çizgi filmini!”

“Sus da azıcık dinleneyim!”

“Bak ne güzel hikayeler anlatıyorlar, dinle biraz!”

Ve dahası!

*

Güya anneler dinleniyor!

*

Oysa geleceğimiz, her şeyimiz olan çocuklarımızın beyni işte “o an” ustalıkla yıkanıyor, kirletiliyor, operasyona tabi tutuluyor, farkında değiliz.

*

Emin olun, böylesi lakayt davranışlar bizi ilerleyen zaman içinde öylesine yoracak, öylesine olumsuz anlamda etkileyecek ki, maalesef bugünleri fellik fellik arar hale geleceğiz.

*

Acaba sadece çizgi filmlerle çocuklarımız mı zehirleniyor dersiniz?

*

Ya koca koca insanları saatlerce ekran başına kilitleyen dizi filmlere ne dersiniz?

*

Kimin elinin kimin cebinde olup-olmadığının çok da anlaşılamadığı, gerçek hayattan ve doğrulardan uzak, uyduruk senaryolarla uyutulan, uyuşturulan, beyinleri kirletilen koca bir nesil!

*

Aslında dönüp herkesin biri birine “nereye gidiyoruz?” diye sorması ve sorgulaması gerekmez mi?

*

Milli ve manevi duyguları giderek törpülenen, gerçeklerden türlü hile ve desiselerle uzaklaştırılan bir topluluk ile nereye varılırsa, sanki biz de o yöne doğru hızla gidiyor, ya da yuvarlanıyoruz.

*

Tıpkı bir çukura yuvarlanır gibi!

*

Eskiden insanlar silah zoru ya da gücü ile esir alınır, ayaklarına prangalar vurularak taş ocaklarında çalıştırılır, ya da gemilerde küreğe mahkum edilirlermiş.

Sırtlarında kırbaç şakırtısı ve acısıyla hayatı sona eren kim bilir ne kadar insan göçmüş bu dünyadan.

*

Aynı köle düzeni sistematik olarak değişmeden, sadece farklı kılığa bürünerek günümüzde de devam ediyor.

*

Dünün prangalı esirleri ve kölelerinin yerinde şimdi “sanal kelepçe” ile esir alınmış, beyinleri iletişim araçları ile uyuşturulmuş milyonlarca, belki milyarlarca insan var dünyada.

*

Yaşam biçimleri, belki siyasi tercihleri yüzünden ötekileştirilen, kitle iletişim araçlarının marifetiyle de yönlendirilen, kandırılan, tuzağa düşürülen insanların suçu ne?

*

Son zamanlarda Erzurum olarak binlerce Afganlı ve Pakistanlı’nın hücumuna uğradık.

*

Neden acaba?

*

Niye Suriye’de çoğu çocuk en az 70 masum insan kimyasal silahlarla katledildi?

Neden hainler bir olmuş, sınır bölgelerimizde terör estiriyor?

Ve neden biz hiçbir şey olmamış, hiç katliamlar yapılmamış, çocuklar acımasızca öldürülmemiş gibi akşam olduğunda, televizyonlarımızın başına kurulup, güya aşk dizileri izliyoruz?

*

Neden?

*

Bizler, Palandöken’in başı dik insanları değil miyiz?

Oranın havası, oranın suyu ile beslenmiyor muyuz?

*

Hal böyleyken…

Neden cehalete karşı bayrak açmayalım ve neden zihnimizi basit oyunlarla yorup, uyuşturalım ki?

*

Neden?

*

Varsa cevabı olan, söylesin de bilelim!

YORUMLAR

  1. Semanur dedi ki:

    Güzel kardeşim manisadan tekrar selamlar
    İyi hoş güzel diyorsunda kime diyorsun
    Benim bir cevabim var soyleyeyim aşk dizilerindeki büyü afkanli akinini bastırıyor neden geldiklerini kimse bilmiyor arastirmiyor güzel kızım
    Nerye doğru gittigimiz sonumuzun ne olacağı belki degil

  2. Hakan Budak dedi ki:

    Selamalar kitle iletisim araclari ile yönlendirilen insanların suçu sizinde dile getirdiğiniz gibi cahilliklerine doyum alamayan insanlarin düşünce yeteneklerini kaybetmesi oyuncak olmaya meilli boş zihinlerin işidir seda hanım suçu başta kendimizde aramamız gerekiyor
    İyi çalışmalar
    Budaklar inşaat