Dolar 32,6924
Euro 34,8957
Altın 2.508,72
BİST 9.524,59
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
Erzurum 20°C
Az Bulutlu
Erzurum
20°C
Az Bulutlu
Cum 20°C
Cts 17°C
Paz 18°C
Pts 19°C

ERZURUM’UN KALELERİ BİRER BİRER DÜŞÜYOR

ERZURUM’UN KALELERİ BİRER BİRER DÜŞÜYOR
17 Aralık 2017 14:55 | Son Güncellenme: 17 Aralık 2017 18:54

KİMSENİN alışveriş merkezlerini görmediği ve hatta adını bile bilmediği yıllarda, o görevi hakkıyla yapan çarşıları vardı Erzurum’un.

***

Hatırlayan mutlaka olacaktır.

Gıda toptancılarının çoğu ya Gürcükapı’daydı, ya Kongre Caddesi’nde.

***

İsteyenin ihtiyacını eliyle koymuş gibi bulabildiği çarşılar, şehrin değişik bölgelerine serpilmişti, AVM gibiydiler ve hatta onlardan çok daha iyiydiler.

***

O çarşıların en çok ilgi görenlerinden birisi, belki Cumhuriyet Caddesi’nin hemen bitişiğinde olduğundan, insanların kolaylıkla ulaşabilecekleri yerde bulunduğundan dolayı mıdır bilinmez, Erzincançarşı’sı veya en bilindik adıyla Erzincankapı’sıydı.

***

Manavı, bakkalı çoktu çarşının.

“Yok” kitabında yazmazdı esnafın.

***

Herkes biri birinin dostu, ahbabı, arkadaşıydı.

Esnaftılar elbet, ama önce insandılar.

Sevinçte, tasada bir ve beraberdiler.

Birlikte güler, birlikte ağlar, birlikte sevinirlerdi.

Yoktu biri birlerinden farklı tarafları.

“Şükrü bilmek” en büyük özellikleriydi.

***

Birer birer yok oldu o güzelim insanlar.

Çoğu öldü, dünyasını değiştirdi.

***

Mesela “Kuzu Kardeşler’in babaları” Servet Emi!

Mesela bakkallığın ne demek olduğunu, nasıl yapıldığını herkese çok iyi gösteren Besin Gıda Pazarı’nı marka yapan dayım Sait Çiğdem…

Mesela Kasap Osman ve ayrılmaz elemanı, Dere Mahallesi’nden komşumuz Burhanettin Tabanca…

Mesela ekmeiğinin lezzeti ile bilinen, amcazademiz Fırıncı Lütfettin Akkök…

Mesela yaptığı işle adı anılan, rahmetli Kadir Ağabeyi’nin de (Biricik) babası Kahveci Asım Emi!

Mesela odun döneri ile Erzurum’u başına toplayan Lokantacı Turan Erkek.

Ve daha niceleri.

***

Ölenlere Allah’tan rahmet diliyorum.

Mekanları inşallah cennet olmuştur.

***

Ölen öldü, giden gitti de “geride kimler kaldı” derseniz?

“Sanki de kimse kalmadı” derim ben.

***

Bir Mevsim Manavı’nın sahibi Hacı Necip Bezmiş vardı çarşının eski esnafından, bir de bugünün çorbacısı, dünün Yeşilkent olarak bilinen fırınının sahibi Hacı Turan Yeşilkent.

***

İkisi de hayattalar.

Kendilerine Allah’tan sağlıklı, huzur dolu bir ömür diliyorum.

***

Onlar hayattalar ama, o iki güzel insanın da dükkanı yok artık Erzincankapı’da.

***

Bileni, tanıyanı iyi bilir!

***

Çarşı’nın ve hatta Erzurum’un en son kalelerinden birisiydi Mevsim Manavı.

“Hakkıpaşa’nın bakkalı (Hacı Necip’in babası)” derlermiş eskiler!

***

Dile kolay; 70 yıl, belki daha fazla zamandan beri Erzincankapı’nın köşesinde faaliyet gösteren Mevsim Manavı, kah ikinci, üçüncü nesil kuzenlerin aldıkları bayrağı taşıyamamasından, gerekse günün koşullarına ayak uyduramamalarından dolayı kapandı.

***

Şimdi Mevsim Manavı’nın yerinde Hacı Necip’in çocukları ile yeğenlerinin işlettiği balıkçı ve dürümcü dükkanları var, resmen sırıtıyor!

***

Erzincankapı, bir kültürdü.

Tıpkı Tebrizkapı gibi, tıpkı Gürcükapı, tıpkı Yenikapı, Mahallebaşı gibi.

***

Her çarşının, gün görmüş, insani yanı ağır basan, işini, zorluklara katlanarak en iyi şekilde yapmaya çalışan esnafı vardı.

Esnaf denemezdi çoğuna.

Hepsi birer kültüradamı gibiydiler.

***

Aradan yıllar geçti, unutmam mümkün değil!

***

Bir gün, artık tarihe gömülen “eski” diye tanımladığımız Spor Salonu’nun taş merdivenleri üzerindeki küçük kulübemsi yerinde ayakkabı tamir eden Tahsin Emi ile sohbet ediyorduk.

***

“Biz soğuk dövüp, sabır kazanıyoruz” demiş, yaptığı işi felsefi biçimde özetlemişti.

***

Bugün ne Tahsin Emi’si var Erzurum’un, ne herkesin, her kesimden insanın anılarını süsleyen Spor Salonu!

***

Adı yoktu, sanki salonların üzeri açık olurmuş gibi, “kapalı” dedik adına.

Sonunda bir belediye başkanı geldi huzura ve gerçekten kapattı spor salonunu, yapacak başka işi yokmuş gibi.

O değil miydi, Halk Eğitimi Merkezi Binası’nı da yerlebir eden!

***

Halâ çoğu insan gibi, ben de anlayabilmiş değilim!

Neden yıkıldı, yok edildi o bina, ya da binalar?

***

Sormak lazım:

Yıkılan binalar mıdır, yoksa Erzurum’un, Dadaş’ın kültürü mü?

***

Yıkılan binaların yerine “ruhsuz” da olsa beton bina yapılır da…

Şehre biçim vermiş, kültür aşlamış, kimsenin tavuğuna “kış” dememiş, namusuna göz dikmemiş, sağlam bilekli, yufka yürekli adamları bulabilir miyiz, işte burası tartışılır.

YORUMLAR

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.