Dolar 32,5159
Euro 34,8944
Altın 2.439,01
BİST 9.716,77
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
Erzurum 23°C
Az Bulutlu
Erzurum
23°C
Az Bulutlu
Cum 22°C
Cts 22°C
Paz 22°C
Pts 21°C

ERZURUM’UN OTURAN BOĞALARI

ERZURUM’UN OTURAN BOĞALARI
22 Şubat 2019 05:38

ÜLKE olarak zor ve sıkıntılı bir süreçten geçtiğimiz ortada.

Herkes, özellikle de iş dünyası, bu sıkıntılı dönemi en ucuz şekilde atlatmanın yollarını arıyor, düşünüyor, kafa yoruyor, uygulanması muhtemel projeler üzerinde çalışıyor.

***

Erzurum’da, kapılarını 15, 16 ay kadar önce müşterilerine açan, çatısı altında irili-ufaklı 200 kadar işyerini barındıran, toplam yatırım tutarı 200 milyon Euro’yu bulan bir devasa yatırımın başında, işini en iyi şekilde yapma gayreti güden ve belki savaşı veren bir insandan bahsetmek istiyorum size.

Kendisi aslen Adanalı…

Çok ilginç bir hayat hikayesi var. Kısmen dinlemiş, çok da etkilenmiştim.

Umarım bir gün söyleşi yapar, sizlere de o ilginç hayat hikayesini aktarırım.

***

İnsanı etkileyen hayat hikayesinin kahramanı, MNG Alışveriş ve Yaşam Merkezi Genel Müdürü Aydoğan Süer.

***

Yaklaşık iki yıldan beri burda, yani Erzurum’da yaşıyor.

Ama biz kendisiyle yeni tanıştık sayılır.

***

Aydoğan bey, bugünlerde hummalı faaliyetlerin içine girmiş durumda.

Erzurum’u da tıpkı MNG AVM gibi, bir ticaret ve yaşam merkezi haline getirmeye çalışıyor.

***

Burada elbet öncelik kendi şirketinde. Ama o, Erzurum’da yaşayan herkesi, her kesinden insanın bu gelişmişlikten ve hamlelerden pay almasını istiyor, “hep bana, rabbena” demiyor.

***

Aydoğan Süer’i takip edip, dinlerken aklıma bundan belki 25 yıl önce, o günün yerel televizyonlarından ERTV’de yaptığımız bir tartışma programı geldi.

***

Programı, şimdilerde hayatını Tekirdağ’da sürdüren sevgili Tevfik Fikret Dilaver yapıyordu.

Konu; Erzurum, memleket ve sıkıntıları…

Konuşma ve değerlendirmelere öfkelenmiş olmalıyım ki, esiyor, gürlüyor, “şoven ruhumu isyan ettiriyorsunuz” diye haykırıyorum.

O günlerin yerel televizyonları, günün zor koşullarına rağmen bugüne oranla daha kaliteli, içeriği zengin programlar yapıyor, kamuoyunun nabzını ellerinde tutuyorlardı.

Her neyse, şimdilik o konuyu geçelim…

Ertesi gün, programı takip eden bilim insanı bir arkadaşımın sorusu, beni daha farklı düşünmeye itti.

***

Soru basitti. Arkadaşım, “Öztürkçüğüm” demişti, “Amerika’yı yerli kızılderililer mi kalkındırdı, yoksa dışarıdan, özellikle de Avrupa’dan giden insanlar mı?”

***

Her ne kadar dışarıdan giden insanlar yerli halkı ezip, doğal zenginliklerine ortak olsa ve hatta katliamlar yapsalar da, sonuçta Amerika’yı Amerika onlar yapmışlardı.

O arkadaşın yaklaşımı, gelişmişlik ve kalkınma adına doğruydu!

***

Bugün Erzurum’da yaşadıklarımız, sanki Amerikan yerlilerinin yaşadıklarının bir benzeri gibi geliyor insana.

***

Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği (TOBB) Başkanı Rifat Hisarcıklıoğlu, önceki yıllarda Palandöken’deki otellerden birisinde konferans verirken, Erzurum’da çok ciddi bir sermayenin varlığından bahsetmişti.

Bu şehirde görev yapan banka müdürleri de bu gerçeğin farkında.

***

Yalnız bir ilginç durum var ki, paranın çok büyük bölümü, “Erzurum’un oturan boğaları”na ait.

Yani refah ve sermaye dağılımı bu şehirde hiç de “adil” yapılmamış, fırsatı bulan nalınız keseri gibi hep kendine yontmuş.

***

Hal böyle olunca “köleler ve efendileri” diye iki kavram çıkmış ortaya.

***

Yerel sermayeye hükmeden insanlar, ele geçirdikleri gücü, şehrin büyümesi ve kalkınmasında kullanmayınca, “dadaşlık ruhu ve kültürü” ile beslenmiş, biçim almış insanlar, çareyi başka şehirlere gitmekte, baba ocaklarını terk etmekte bulmuşlar.

***

Erzurum’un oturan boğaları yine burada, kovsanız başka yerlere gitmezler.

***

“Ahkam kesmey”ye, “boş konuşma”ya, “boşa konuşma”ya sıra geldiğinde hep var olan, seslerini yükselten o insanları aslında hiçbir memleket meselesinde “samimi” olarak görmez, göremezsiniz.

***

Sorumluluk almaktan hep kaçınırlar mesela.

Ceplerinde “akrep” vardır, kimseye “zırnık” koklatmazlar. Çoğunun zekat verdiği bile şüphelidir.

Deveyi havuduyla yutmakta üstlerine yoktur.

***

Tabi Müslümanlığı, vatanperverliği de kimseye vermezler…

***

Hep “en” onlardır!

En iyisini onlar bilirler mesela. Bu nedenle hep en öndedirler. En iyi kararı verecek kadar bilgilidirler.

Şehri, şehrin kültürünü de en iyi onlar bilir, en iyi onlar tanırlar!

***

Kentin yöneticileri, onların etkisinde ve kuşatması halindedir.

Her şey konuşulur, tartışılır da, kimsenin aklına oturan boğalardan, şehrin geri kalmışlığı ve çaresizliği noktasında bir değerlendirme yapmalarını istemek, çözüm üretmelerini talep etmek gelmez.

***

MNG’nin Erzurum’a gelmesi, burada devasa bir yatırım yapması “milad”dır.

***

Tabu bu yatırıma farklı açılardan bakarak yorum ve eleştiri getirmek mümkündür.

Ancak kim ne derse desin, nasıl bir eleştiri getirirse getirsin, hiç kimse eskiyi, özlemle anılan günleri geri getiremez.

***

Kaldı ki, MNG Alışveriş ve Yaşam Merkezi, Erzurum adına bir çekim gücü de oluşturmuştur.

***

İşte o AVM’nin başındaki Adanalı Genel Müdür, bu şehir adına kafa yorarken, Erzurum’un baronları, kıçlarını büyütmekle, servetlerine servet katmakla meşguller.

***

Şimdilerde seçim sathı meyline girmiş durumdayız.

Kimsenin çok da şuna, buna baktığı yok.

Nisan ayından itibaren yeni bir süreç başlayacak, yerel yönetimlerde yeni yüzler ortaya çıkacak.

***

Umarım yeni yöneticilerimiz, aynı zamanda bir akademisyen olan, kitaplar yazan, olaylara bilimsel gözle ve gerçekçi yaklaşan Aydoğan Süer’in kıymetinin farkına varırlar.

***

Hani küresel sermayenin uzantısı şirketlerin, bulundukları yerleri sömürdükleri söylenir ya…

Doğru olduğuna inanır, bu görüşe katılırım da.

***

Ben de buna karşılık Aydoğan Süer’in tecrübesini, ticari bilgi ve donanımını sömürmeye çalışırım.

Tabi şirketinin imkanlarını da.

***

Aslında adam sömürülmeye dünden razı.

Oturan boğalara inat hem de.

Yeter ki, istismara kaçmadan o beceriyi gösterebilelim.

Becerebilirsek eğer.

YORUMLAR

  1. Emrah uygan dedi ki:

    Kaleminize sağlık ne kadar güzel bir tesbit Allah memleketimizi oturan boğalardan kurtarsın İNŞAALLAH Aydoğan Süer bey gibi insanlarında sayısını artırsın