KADINLAR KADIN OLMAYI KONUŞTU

ERZURUM Kalkınma Vakfı (ER-VAK) Kadın Kolları Başkanı Nuran Çelenk’in, Erzurum’da kadın olmanın zor ve kolay yönlerini anlattığı konferansta, “erkek cam silmeli mi?” konusu tartışıldı. Yılların eğitimcisi Çelenk Hoca’nın hem nalına, hem mıhına vurduğu; yaşadığı acı-tatlı anılardan örnekler verdiği konferansında, “Ülke genelinde güvensizlik problemi var, gidişat iyi değil. Türk toplumu buna ‘dur’ demeli” diye konuştu.

HERCUMA BİR KONU BİR KONUK

Atatürk Üniversitesi Atabuz Eserler Müzesi Koordinatörlüğü tarafından her Cuma öğleden sonra düzenlenen konferanslar dizisinin bu haftaki bölümünde ER-VAK Kadın Kolları Başkanı Nuran Çelenk, Erzurum kadınının dünü ve bugününü anlattı. Eski yıllarda Erzurum’da kimi kadına paşa diye hitap edildiğini hatırlatan Nuran Çelenk, “Erkeklerin verdiği değer sayesinde kadınlara önem veriliyordu, verilen bu önem nedeniyle de kadına Erzurum’da paşa denirdi. Paşa olgun ve kamil kadına verilen bir sıfattır. Akıllı kadın yönetilmez yönetir. Kız çocukları annenin aynasıdır. İlk öğretmen annedir. Okuldaki öğretmen de ikinci annedir. Öğretmen okulları mutlaka açılmalı, öğretmenler de bankamatik memuru olmaktan kurtarılmalı, öğretmene gereken saygı gösterilmeli” dedi.

KİMİ “OLABİLİR” DEDİ, KİMİ KARŞI ÇIKTI

ER-VAK Kadın Kolları üyelerinin yanında, KADAMA Kadın Kooperatifi üyesi kadınların da hazır bulunduğu, karşılıklı sohbet havasında geçen…

Eczacı Canan Uçar ile Prof. Dr. Zülal Özkurt’un yanı sıra kimi erkek dinleyicinin de katkı sağladığı konferansta “Erkek evinin camını silmeli mi?” ve “Kadın sokakta kocasının bir adım arkasında yürümeli mi?” konuları tartışıldı.

Kimi kadının “erkek cam silmeli, bunda ne var” dediği, kimi kadının da “kadın-erkek omuz omuza birlikte yürümeli” diyerek geçmiş yıllardaki uygulamalara karşı çıktığı konferansta, televizyon yayınları, diziler ve kadınlara yönelik programlar da ciddi anlamda eleştirildi. “Kadınlar, televizyon programlarını protesto etsin, izlemesin. Bu yayıncılık anlayışına kazan kaldırıyoruz” diyen Nuran Çelenk, şunları söyledi:

BOŞANMALARIN NEDENLERİ KONUŞULDU

“- Kurucu Liderimiz’in (Atatürk) kadınlara sağladığı kolaylıklar ve verdiği değer, yine kadınlar tarafından istismar edildi. Kadınlar, kızlarını şımartıyorlar. Tabi günümüzde çoğu kadın ekonomik özgürlüğü de elde ettiğinden, fazla sıkıntıya gelmiyor, gelemiyor bu nedenle de aile düzeni sarsılıyor. Anne-babanın kızlarına verdiği cesaret de düzenin sarsılmasında önemli rol oynuyor. Oysa kadının yuvası kendi evidir. Boşanmaların hızla artmasının altında yatan nedenler bunlar. Tabi çoğu erkeğin kadınına değer vermemesi, işbölümü yapmaması, yükü tamamen evin hanımının sırtına yüklemesi de diğer etkenler. Oysa evde iş bölümü yapılmalı, herkes üzerine düşen sorumluluğun bilincinde olmalı, sevinç de tasa da aile bireyleri tarafından paylaşılmalıdır.”

Kadın cinayetlerinin altında geçim sıkıntısı ve aile içi şiddetin, dolayısıyla mutsuzluğun yattığını, kanaatin ortadan kalktığını, yerini savurganlığın aldığına da işaret eden Çelenk, daha sonra şöyle devam etti:

İŞİN BAŞI EĞİTİM

“- Eskiden kazancın bini bereketi vardı. Kazançlar tek elde toplanırdı. Çok olan, mahallesindeki az olan komşusuna verirdi, paylaşım olurdu. Kadınların gözü boldu. Şimdi komşuluk ilişkileri bitti. Mahallede kadına kıza, ‘bacım, kardeşim’ denilerek sahip çıkılırdı. İnanın artık tanımadığım bir erkekle beraber asansöre binerken bile imtina ediyorum. Güvensizlik problemi var. Türk toplumu buna ‘dur’ demeli. Gidişimiz gidiş değil. Evlenmeden önce kadın eğitim almalı, sonra evlenmeli. Şimdi ‘evin var m, araban var mı’ diye soruluyor. Varsa mesele yok. Böyle olmamalı. 50 yıllık evliyim. Türk-İslam geleneğinde böyle yaşantı yok. Her kızın, kadının erkek arkadaşı elbet olmalı. Erkeksiz toplum düşünülemez. Niyet kötü olursa sonuç alınamaz. İşin başı eğitim. O da okulda verilmeli.” erzhaber