KES BİR HABER SOSLU OLSUN
SONAR Araştırma Şirketi’nin “Ak Parti’li Belediyeler” arasında yaptığı çalışmanın sonuçları kamuoyu ile paylaşıldı.
Büyükşehir Belediye Başkanları içinde Erzurum Büyükşehir Belediye Başkanı Mehmet Sekmen’in birinci, ilçeler içinde de Yakutiye Belediye Başkanı Dr. Mahmut Uçar’ın ikinci geldiği araştırma sonuçlarının Erzurum yerel medyası tarafından “soslanarak” vatandaşa takdim edilmesi hayli ilginç bulundu.
*
Araştırmanın Ak Parti’li belediyelerin iktidar olduğu illerde yapılmış olmasına rağmen, sanki tüm il ve ilçeleri kapsar şekilde yapıldığı, dolayısıyla Mehmet Sekmen’in büyükşehir belediye başkanlarının tamamını geride bırakarak birinci, Dr. Mahmut Uçar’ın da tüm ilçe belediye başkanları arasından sıyrılarak ikinci olduğu izlenimin uyandıran haberin veriliş şekli; sosyal medyaya yansıdığı kadarıyla hem vatandaş üzerinde ters tepkiye neden oldu ve hem de elde edilen başarıyı gölgeledi.
*
Belediye başkanlarının “soslu ve hormonlu” haberlerle kamuoyuna takdim edildiği gün kendilerine “aldığınız başarı ödüllerinin hakkını verin” diye seslenen vatandaşlar, belediye başkanlarını makam araçlarından inmeye, şehrin cadde ve sokaklarını kolaçan etmeye, dert dinlemeye, taleplere kulak vermeye çağırdılar.
*
Bence vatandaş çağrısında da, davetinde de hiç haksız değil.
Öyle ya, Halep oradaysa, arşın da burada!
*
Her şey ortada aslında…
Çukur dolu yolları, oynak kaldırımları, kirli çevresi, isi, pası ile yığınla olumsuzluğun caddeye sokağa çıktığında insanın gözüne hemen battığı bir şehir burası.
Eğer bu şartlar altında başkanlar başarılı bulunmuşsa, vah diğer şehirlerin başına!
*
Erzurum bir kış memleketi.
Mevsim özelliklerinden kaynaklanan dezavantajlar nedeniyle çalışma sezonunun hayli kısa olduğu Erzurum’da, zamanın verimli şekilde kullanılması gerektiğini ilk mektep öğrencileri bile bilir.
*
Eskiden belediyelerde ve yatırımcı kuruluşlarda yaz sezonu çalışmalarının plan ve programı kış aylarında yapılır, havaların ısınmasıyla birlikte de kollar sıvanır ve işe başlanılırdı.
Bir muhabir olarak geçmiş yıllarda çok sayıda koordinasyon kurulu toplantısı izlediğimi iyi hatırlıyorum.
O toplantılar şimdilerde yapılıyor mu bilmiyorum.
*
Bu noktadan hareketle; hedefini modern yöntemler yerine “el yordamı” ile bulmaya çalışan, hangi limana dümen kırdığını bilmeyen, rotasını şaşırmış kadim şehrin insanları olarak, pusulamızın fırdöndüye dönüşmesine şaşırmamamız gerektiğini düşünüyorum.
*
Şehri kalkındıracağı, dünyaya tanıtacağı, ekonomiyi canlandırıp, ticari hayatı hareketlendireceği iddiasıyla düzenlenen 25. Üniversite Kış Oyunları için ciddi paralar harcanarak yaptırılan atlama kulelerinin“patlama kulesi”ne dönüştüğü bu şanssız şehri bilmiyorum ki, “yap-boz” tahtası olmaktan ne zaman kurtaracak, ya da kurtarabilecek miyiz?
*
Erzurum, direncini giderek kaybediyor!
*
Sadece şehrin fiziki görünümünü değiştirmeye yönelik olarak yapılan “radikal” değişiklikler değil, kültür dokusunda ve insan profilinde yaşanan değişimle birlikte özünü kaybetme tehlikesi ile de burun buruna gelen, bu şehrin hamuru ile yoğrulmuş insanlarının çoğunu göç nedeniyle kaybeden Erzurum, ayakta kalabilmek için daha ne kadar direnecek, ya da direnebilecek mi?
Asıl cevaplanması gereken soru budur!
*
İşin en vahim tarafına gelince…
Ne yazık ki, bu soruya cevap verebilecek bir sivil güç, bir bilimsel otorite bu şehirde mevcut değildir.
Asıl şanssızlık da buradadır!