NESLİ TÜKENEN BİR ADAM: DOĞAN HATTATOĞLU
Yazı Öztürk Akkök
DOĞAN Hattatoğlu ismini Erzurum’da hemen hemen duymayan yok gibidir.
Özellikleri çok olan bir insandır Doğan ağabeyi…
Her şeyden önce adamdır, adamın hasıdır.
Adama hasret kaldığımız bir zaman diliminden geçiyoruz.
Bu nedenle o özelliğini müthiş önemsiyorum.
Kendisini nesli kesilen kelaynak kuşlarına benzetiyorum.
Yedeği olmayan ender insanlardan birisi Doğan Hattatoğlu’nu çoğu insan yaptığı biri birinden değerli maketlerle bilir ve tanır.
Oysa Karayolları Bölge Müdürlüğü’nden inşaat teknikeri olarak emekli olan Doğan Hattatoğlu’nun görev yaptığı yıllarda Yolspor Kulübü’nün yöneticiliğini yaptığını, takımını Türkiye Üçüncü Ligi’ne çıkarttığını çoğu kimse bilmez.
O döneme ait fotoğrafların sanat atölyesinin duvarlarını süslediği Doğan Hattatoğlu, Yolspor’un sadece yöneticiliğini yapmamış, aynı zamanda 30 kadar genç sporcuya hem kadro aldırmış ve hem de kendilerini eğitmiş, her birini Atatürk’ün ifadesiyle “zeki, çevik ve ahlaklı” hale getirmiş.
Günümüzde amatör spor kulüplerini yöneten idarecilerin hiç birinin aklından geçmeyen, geçse de uygulamayan farklı yöntemleri o dönemde sporcularına aşılayan Doğan Hattatoğlu, nasıl bir yol ve yöntem izlediğini erzurumdanhaberler’e anlattı:
“- Elimde 30 genç var. Her biri enerji dolu, kıpır kıpır. Öyle ki, yerlerinde duramıyorlar. O gençleri zaptetmek çok da kolay değil. Kendileri yakın takibimdeydi. Onları gözlemliyor, zaman zaman uyarıyordum. Sonuçta her biri Yolspor forması taşıyordu ve bizleri temsil ediyorlardı. Bu nedenle Yolspor’a uygun hal ve hareketler içinde olmaları gerekiyordu.
Yolspor ismini halkın hafızasına nakşetmek istiyordum. Sporcularımıza sırtında Yolspor yazan eşofmanlar dağıttım, gruplar halinde üçer beşer kişi olarak caddede, sokakta dolaşmalarını istedim.
Amacım aynı zamanda gençleri biçime sokmaktı.
Kendilerini sık sık yanlış bir şey yapmamaları konusunda uyarıyor, dolaylı yollardan, kimseyi rencide etmeyecek şekilde bilgilendiriyordum.
Mesela bir sohbet toplantısı sırasında, dini bilgisini iyi bulduğum bir genç arkadaşıma, ‘Acaba gusül abdesti nasıl alınır, bana bir anlatır mısın’ demiş, bu yolla orada bulunan herkesin bilgi sahibi olmasını sağlamak istemiştim.
Gusül abdestinin nasıl alındığını bilen biliyordu, ama aramızda bilmeyenler de olabilir diye düşünüyordum.
Nitekim yanılmamışım.
Aradan çok zaman geçti. O gün o toplantıda bulunan sporculardan birisiyle bir yerlerde karşılaştık, sarıldık, öpüştük, sohbet ettik. ‘Hocam’ dedi, ‘biliyor musunuz ben gusül abdesti almayı bilmiyordum, sayenizde öğrendim’ diyerek hem itirafta bulundu ve hem de teşekkür etti.
Biz o yıllarda gençleri sadece spor yapsınlar, maç kazansınlar diye teşvik etmiyorduk.
Kötü alışkanlıklar, içki, sigara, kumar bizde yoktu.
Kolej havasındaydık.
Aramızda sevgi ve saygı ön planda geliyordu.
Bu tutum ve davranışımız bize başarı getirdi, takımımız Üçüncü Türkiye Ligi’ne çıktı.
Ancak dönemin yönetimi Erzurum’un bir takımının daha profesyonel liglerde oynamasına izin vermedi.
Oysa çok mücadele etmiş, başarılı da olmuştuk.
Elimizden üzülmekten başka bir şey gelmedi.”
Aynı zamanda Erzurum Kültür Sanat ve Eğitim Derneği (ERSANDER) Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı olan Doğan Hattatoğlu’nun örnek kişiliğini ve spor yöneticiliği dönemini, “Bugünkü spor kulüplerinin yöneticileri, çalıştırıcıları ve sporcuları belki ders çıkartırlar” diyerek gündeme taşıyalım istedik.
Doğan Hattatoğlu’na erzurumdanhaberler olarak sağlık, mutluluk ve huzur diliyoruz.