Dolar 32,5996
Euro 34,7963
Altın 2.506,02
BİST 9.479,72
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
Erzurum 19°C
Az Bulutlu
Erzurum
19°C
Az Bulutlu
Cum 19°C
Cts 16°C
Paz 18°C
Pts 19°C

NURİ ÜNAL: MAAŞLAR, OLMASI GEREKENİN YARISI KADARDIR!

NURİ ÜNAL: MAAŞLAR, OLMASI GEREKENİN YARISI KADARDIR!
18 Temmuz 2019 23:38 | Son Güncellenme: 18 Temmuz 2019 23:39

TÜRK Diyanet Vakıf-Sen Genel Başkanı Nuri Ünal, Erzurum’da yaptığı konuşmada, 1 Ağustos’ta başlayacak 5’inci dönem toplu sözleşme görüşmelerine dikkati çekti, “İki üye fazla olsun diye; insani, vicdani ve ahlaki hiçbir değer tanımadan sendikacılık yapanlar, hem sendikal harekete hem de hak arama mücadelesine ihanet etmektedirler. Siyasi veya idari baskı yaparak sendikacılık yaptıklarını zannedenler, şunu unutmasınlar ki vebalden ve kul hakkından kurtulamayacaklardır” dedi.

Önümüzdeki günlerde başlayacak toplu sözleşme görüşmeleri öncesinde Erzurum’a gelen ve üyeleri ile görüş alışverişinde bulunan Başkan Nuri Ünal, önemli konulara vurgu yaptı. Erzurum Müftülüğü Konferans Salonu’nda, Erzurum İl Temsilcisi İsmail Gülli’nin evsahipliğinde bir değerlendirme yapan Genel Başkan Ünal, özetle şunları söyledi:

ÖNCELİĞİMİZ, MİLLETİMİZİN BİRLİĞİ VE BÜTÜNLÜĞÜDÜR

“- Sendika olarak önceliğimiz; devletimizin ve milletimizin birliği bütünlüğü ve geleceğidir. İstiklal ve istikbalimizin sembolü ay yıldızlı al bayrağımızın nazlı nazlı dalgalanmasıdır. Ezanlarımızın beş vakit gök semalara okunmasıdır. Diyanet İşleri Başkanlığı ve Vakıflar genel Müdürlüğü gibi güzide iki kurumumuzun her alanda en üst seviyede olmasıdır. Çalışanlarımızın huzuru, mutluluğu, üretkenliği ve refahıdır.

Türk Diyanet Vakıf-Sen; ilkeli, kararlı ve ahlaklı bir sendikacılık yapmaktadır. Sendikacılığı hizmette yarış olarak görmektedir. Yetkili olmamasına rağmen her alanda etkin ve etkili bir sendikadır.

HAK EDEN, HAK ETTİĞİ YERE KENDİ HAKKIYLA GELEBİLMELİDİR

Kamu çalışanları arasında huzurun ve verimliliğin olması için; atama, nakil ve görevde yükselmede kamu çalışanlarının liyakat, ehliyet, bilgi, beceri ve adalet anlayışı içerisinde istihdam edilmesi gereklidir. Hak eden çalışanın hak ettiği yere, kendi hakkıyla gelebileceği bir sistemin oluşması mutlaka sağlanmalıdır.

İki üye fazla olsun diye; insani, vicdani ve ahlaki hiçbir değer tanımadan sendikacılık yapanlar, hem sendikal harekete hem de hak arama mücadelesine ihanet etmektedirler. Siyasi veya idari baskı yaparak sendikacılık yaptıklarını zannedenler, şunu unutmasınlar ki vebalden ve kul hakkından kurtulamayacaklardır. Böyle bir anlayışı asla ve asla kabul edemeyiz. Özellikle de Diyanet ve Vakıf hizmetleri kolunda faaliyet gösteren sendikalar, ahlaklı, vicdanlı ve örnek bir sendikal çalışma yapmakla mükelleftir. Türk Diyanet Vakıf-Sen olarak; kurulduğumuz günden itibaren bu anlayış içerisinde faaliyetlerimizi yürütmekteyiz ve bu ilkelerden asla taviz vermeden mücadelemiz devam edecektir.

HÜKÜMET, VERDİĞİ SÖZLERİ YERİNE GETİRMELİDİR

1 Ağustos 2019 tarihinde Hükümet ile Kamu Çalışanları arasında 5.Dönem Toplu Sözleşme Görüşmeleri başlayacaktır. 24 Haziran 2018 tarihinde gerçekleştirilen seçimler öncesinde, Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan öğretmen, polis, hemşire ve din görevlilerinin ek gösterge rakamlarının 3600’e yükseltileceğini ifade etmiştir. Ancak aradan geçen bir yıllık süreye rağmen ek gösterge sözü hayata geçirilememiştir. Bir an önce ek gösterge sorunu herkesi kapsayacak şekilde düzenlenerek yürürlüğe girmelidir.

Kamu görevlilerinin çalışırken elde ettiği ücret ile emekli olduğu zaman alacağı maaş arasındaki uçurumu kapatmak, özellikle emekli kamu görevlilerini yoksulluk sınırında yaşamaktan kurtarmak amacıyla, memur maaşını oluşturan bütün kalemler, emekli keseneğine dâhil edilerek, yaşanan mağduriyetlerin giderilmesi, her çalışanın eline geçen ücret ile orantılı emekli maaşı almasının sağlanması gerekmektedir.

Kamu kurum ve kuruluşlarında, çalışma barışının, birlik, dayanışma ve verimlilik artışının sağlanması için en temel gereklilik, tarafsızlık ve liyakat ilkelerinden vazgeçilmeden hak eden memurun hak ettiği göreve gelmesidir.

LİYAKATIN SAĞLANMASI ADINA ADIMLAR ATILMALIDIR

15 Temmuz hain işgal-darbe girişimi başta olmak üzere, yaşanan acı tecrübelere karşın kamuda liyakatin sağlanması adına herhangi bir adım atılmaması da düşündürücüdür. Mülakatlarda adalet ve liyakat anlayışı yerine başka şeylerin devreye girmesi asla kabul edilemez. Kamu görevlilerinin, bizden-bizden olmayan gibi ifadelerle ayrıştırılmasının, sendika üyeliğine göre değerleme yapılmasının son bulması elzemdir. Kamuda bir takım siyasi çevrelere yakın olmak, çalışanın eğitim düzeyi, performansı ve kişiliğinin önüne geçmemelidir. Kamu kurum ve kuruluşlarının idarelerinin tarafsızlığının sağlanmasının; adil bir sınav ve atama sistemi ile çağdaş bir yönetim anlayışının oluşturulmasından geçtiği bilinmeli, özellikle yönetici atamalarında yazılı sınava dayalı adil, şeffaf ve tarafsız bir sistem oluşturulmalıdır. Taraflı değerlendirmelere açık mülakat sınavı uygulamasından bir an önce vazgeçilmelidir. Kişilere veya kuruluşlara değil, sadece ve sadece Büyük Türk Devletine ve milletine sadakat aranmalıdır.

MAAŞLAR OLMASI GEREKENDEN YARI YARIYA DÜŞÜKTÜR

2002-2018 yılları arasındaki ekonomik büyüme, enflasyon rakamları ve refah payı hesaba katıldığında kamu görevlilerin ve emeklilerin maaşlarının olması gerekenden yarı yarıya daha düşük kaldığı görülmektedir. Bu itibarla, maaşlara hem oransal hem seyyanen artış yapılmalı, her yıl yapılacak artışlara ilave %3 oranında ekonomik büyüme ve refah payı verilmelidir.

Çalışanlarımızın üzerindeki vergi yükü sürekli artmaktadır. Yılın ilk aylarında bir üst kazanç dilimine geçmekte ve ödedikleri gelir vergisi oranı %15’ten %20’ye çıkmaktadır. Bu nedenle vergi dilimleri nedeniyle kamu görevlileri üzerinde oluşan vergi yükünün hafifletilmesi için gerekli tedbirler alınmalıdır.

İŞİ EHLİNE VERMEK ALLAH’IN EMRİDİR

Topluma önderlik ve öncülük yapan, Yüce Dinimiz İslam’ı anlatan, öğreten ve örnek olan Diyanet çalışanlarımız önemli görev yapmaktadırlar. Bu görevlilerimizi çalışma hayatında karşılaştıkları işleriyle ilgili olarak, siyasetçilerin, sendikaların veya sözde hatırlı kişilerin kapısına göndermek asla ve asla kabul edilemez. Bunun önüne geçmek başta Kurum yöneticilerinin asli görevidir. Hak arama için kurulan sendikalar da buna destek olmalıdırlar. İnsan onuruna yakışmayan davranış olan, bizim sendikaya üye olursan işin olur anlayışından vaz geçilmelidir. Çözüm bellidir ve her zaman ifade ettiğimiz gibi; liyakat, ehliyet, hak edenin hakkını teslim ve Yüce Allah’ın emrettiği gibi “işi ehline vermek ve adaletle hükmedebilmektir”.

Türk Diyanet Vakıf-Sen olarak; Diyanet ve Vakıflar çalışanlarının onurlu, mutlu, üretken ve huzurlu çalışma ortamlarının tesisi için, ahlaklı bir sendikal anlayışla mücadelemize yılmadan, yorulmadan devam edeceğiz. Bu onurlu ve ahlaklı mücadelemizde destek olan bütün üyelerimize ve cefakârca çalışan her düzeydeki temsilcilerimize teşekkürlerimi sunuyorum. Adaletten, hakkaniyetten ve personelini ayırmadan işlem yapan bütün yöneticilerimize de şükranlarımı arzediyorum. Çalışmak bizden, yardım bizlere sonsuz imkânları veren Yüce Allah’tandır.” erzhaber

YORUMLAR

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.