O KAPILAR BİZİM İÇİN ARALANDI

BU yılın 17 Kasım’ında eğitime başlayışının 62’nci yılını, yaşanan korona salgını nedeniyle kutlayamayan Atatürk Üniversitesi’nin ilk göz ağrısı, ilk eğitime başladığı eski Şair Nefi Ortaokulu Binası’nda açılan, olgunlaşma enstitüsünün ne işe yaradığını, aldığımız “buyurun gelin, hem çayımızı için, hem enstitümüzü birlikte dolaşalım” daveti üzerine öğrendik, öğrenmekle kalmadık böyle bir kurumun yıllar sonra, gecikmeli de olsa Erzurum’a kazandırılmış olmasından büyük mutluluk duyduk.

Yenikapı Caddesi üzerinde bulunan, Atatürk Üniversitesi’nin ilk eğitime başladığı, sonrasında Milli Eğitim Bakanlığı’na devredilen ve uzun yıllar Şair Nefi Ortaokulu olarak eğitime hizmet veren tarihi bina, geçtiğimiz yıllarda boşaltıldı. Şair Nefi’nin yeni binasına taşınmasından sonra atıl halde bekletilen tarihi binada, geçen yılın başlarında, 4 Ocak 2019 tarihinde. “olgunlaşma enstitüsü” açıldı, binanın üzerine de “Erzurum Olgunlaşma Enstitüsü” diye tabela asıldı.

GÜNDEME BÖYLE TAŞIMIŞTIK

Tabelayı gören çoğu insanın “olgunlaşma enstitüsü de ne?” diye merak ettiği binayla ilgili olarak erzurumdanhaberler olarak bir haber yaptık ve “Atatürk Üniversitesi bu tarihi binayı, ilk göz ağrısını müze olarak düzenleyemez miydi?” diye sorduk, konuyu bu haliyle gündeme taşıdık, sorguladık, sorgulamakla kalmadık olgunlaşma enstitüsünün ne anlama geldiğini, ne işe yaradığını da herkes gibi biz de merak ettiğimizi ifade ettik.

BUYUR EDİLDİK

Özellikle sosyal medyada büyük yankı yapan haberin yayınlanmasından bir iki gün sonra, Erzurum Olgunlaşma Enstitüsü Müdürü Fatma Taşbaşı’dan, “Buyurun gelin, enstitümüzde sizi bilgilendirelim, bilgilendirmekle de kalmayıp, ne tür işler yaptığımızı sizlere anlatalım” daveti aldık.

Büyük bir keyifle karşıladığımız bu davete ertesi gün icap ettik. Okul Müdürü Fatma Taşbaşı ve Yardımcısı Sedef Yeni’nin ev sahipliğinde hem okul binasını dolaştık, hem yapılan çalışmalar hakkında bilgi aldık ve hem de dünün ortaokulunun enstitüye dönüş serüvenini dinledik.

8 KAMYON ÇÖP ÇIKMIŞ

Normalde Atatürk Üniversitesi’nin sahip çıkıp, müzeye dönüştürmesi gereken, ancak ilgilenilmeyen bina, belli bir süre sonra Erzurum Olgunlaşma Enstitüsü adı altında hizmet vermeye başladı. Müdürlüğüne Fatma Taşbaşı’nın getirildiği okul binasında tamirat, tadilat çalışması yapıldı. Atıl durumda kaldığı günlerde bakımsızlıktan her yanı dökülen, bodrum katlarını su basan binadan yeni atanan ekibin de gayretleriyle 8 kamyon çöp çıkarıldı.

Yıllar önce Erzurum’da da bir enstitüsü kurulması yolunda kararın çıktığı, ancak “tarihi bina” bulunamadığı için büyük bir fırsatın kaçırıldığını belirten Okul Müdürü Fatma Taşbaşı, konuyla ilgili olarak şunları söyledi:

BÜYÜK HEDEFLER

“-Bu enstitülerin amaçları arasında kültürel değerlerimizin yaşatılması, başta el sanatları olmak üzere çeşitli alanlarda meslek edindirme kursları açılması, yeni meslekler edinmek isteyen insanlara kadın olsun, erkek olsun eğitim verilmesi ve kaybolmaya yüz tutan mesleklerin canlandırılması geliyor. Enstitümüzde hali hazırda 13 öğretmen ve 29 usta öğretici ile kursiyerlerimize hizmet veriyoruz. Ülke genelinde hizmet veren 23 enstitüden biri ve ne yazık ki geç kalanıyız. Keşke Erzurum’da da enstitüsü kurulması kararı çıktığında ‘tarihi bir bina’ bulunsa da, fırsat kaçırılmasaymış. Ama maalesef olmamış. Bu enstitülerin kurulması için belli bazı şartların yerine gelmesi lazım. Mesela, hizmet verilecek binanın tarihi özelliklere sahip olması gerekiyor. O tarihlerde böyle bir bina bulunmamış! Bugün dünyanın farklı ülkelerinde, bizden önce hizmet vermeye başlayan, kursiyerlere meslekler öğreten, çok çarpıcı projeleri hayata geçiren ve değişik ürünler ortaya koyan enstitülerin sergileri boy gösteriyor. Bu etkinlikler, ülkemiz adına gurur verici gelişmelerdir.”

BÖLGESİNİN MERKEZİ

Erzurum Olgunlaşma Enstitüsü’nün, kültürel ve coğrafi yatkınlıklarından dolayı Kars, Bayburt, Ardahan, Ağrı ve Iğdır ile koordineli çalışmasının planlandığını hatırlatan Taşbaşı, “Çevremizdeki illerin de sahip olduğu kültürel değerlerimizi araştıran, geleneksel kültürü aslına uygun şekilde modernize ederek günümüze ve geleceğe taşıyan, özellikle kaybolmaya yüz tutmuş geleneksel sanatlara tekrar hayat vermek, tasarım, üretim ve araştırma çalışmaları yapmak niyetiyle yola çıktık. Enstitümüzde farklı dalları kapsayan atölyelerimiz var. Bu atölyelerimizde dekoratif el sanatları, el dokuma, el ve makine nakışları, sanayi nakışları dallarının ürün oluşturma yeterliliklerini kazandırmaya yönelik eğitim-öğretim ve üretim yapıyoruz. Türk kadınının, ince zevki ile asırlardır yarattığı el dokuma sanatının en güzel örneklerine sahip olan, bunları özenle koruyan, çağdaş yorumlar katarak aslını bozmadan sonraki nesillere aktaran, öğreten usta öğreticilerimiz çalışmalarına devam etmektedir.

FOLKLORİK ÖZELLİKLER ÖNE ÇIKARILACAK

Yine giyim ve üretim teknolojisi atölyemiz, hazır giyim model makineciliği, kadın ve erkek terziliği, kadın ve erkek giyim modelistlik dallarının yeterliliklerini kazandırmaya yönelik eğitim-öğretim ve üretim yapılan bir alandır.

Kuyumculuk ve takı tasarımı bölümünde teknolojik gelişmeler sonucunda kaybolmaya yüz tutmuş ya da yeni bir meslek sahibi olmak isteyen ve konuya ilgi duyan kişilere eğitim verebilmektedir. Grafik ve fotoğraf alanı altında desen çizimi, grafiksel çizimler, bilgisayar destekli reklam ve tasarım dallarının bilgi ve becerilerini kazandırmaya yönelik eğitim-öğretim ve üretim yapılan alandır. Şehrimizin marka kurumlarından biri olmaya aday Erzurum Olgunlaşma Enstitüsü, kaybolmaya yüz tutmuş geleneksel el sanatlarımızı ve bölgenin folklorik özelliklerini yeniden gün yüzüne çıkarması açısından büyük önem arz etmektedir” diye konuştu. erzhaber