OT, TOZ ALIRKEN İYİ DÜŞÜNÜN!

KORONA ile yatıp, virüs ile kalktığımız, salgın, entübe, pandemi, aşı haberleriyle adeta bombardımana tutulduğumuz, “açıklamalar doğru değil, ölüm rakamları gerçeği yansıtmıyor” iddialarıyla güvenimizin sarsılmak istendiği şu günlerde, puslu havayı, kafa karışıklığını, korku ve panik ortamını fırsat bilen insaf ve merhamet yoksunu birtakım insan kılıklı şarlatanların, gazetelerde, televizyonlarda gerçeği yansıtmayan haberler yaptırarak büyük paralar kazandıkları belirtildi.

UDUHİNDİ ALALIM İSTEDİK

İlacı olmayan, alışının da yeni bulunduğu korona virüsünden korunmanın farklı yollarını arayan vatandaşların kulağına fısıldanan, “udihindi bitkisi iyi geliyor, akciğerleri koruyor” haberinden yola çıkarak, biz de bugün daha çok Habipbaba Türbesi çevresinde kümelenen baharatçı dükkanlarının yolu tuttuk ve karşımıza gelen ilk dükkandan içeri girerek, udihindi olup-olmadığını sorduk. “Var” cevabı alınca da, 100 gram alalım istedik.

FİYATI KONUSUNDA UYARILDIK

Baharatçı, belki önceki alışverişler sırasında karşılaştığı olumsuzluklardan olsa gerek, bizi “ama fiyatı çok pahalı” diyerek, uyarmak istedi. Tozun kilosu 350 liraymış, hatta 400 liraya satan yerler de varmış.

Fiyat gerçekten yüksekti, ama 100 gram alacağımız için o kadar önemli değildi. Baharatçı tozu küçük bir torbaya doldurmaya çalışırken, biz de gazetecilik içgüdüsüyle, “O tozun fiyatı salgından önce ne kadardı” diye sorduk, “10 ay önce fiyat 70 liraydı, alan pek yoktu. Şimdi kilosu 350 lira, çok da fazla satılıyor” cevabıyla da şaşkına döndük.

ALMAKTAN VAZGEÇTİK

Baharatçılığı uzun yıllardan beri yaptığını belirten esnaf arkadaşa ister istemez kendimizi tanıtma ihtiyacı hissettik, gazeteci olduğumuzu söyledik. Çünkü anlattıkları gerçekten çok ilginçti, sanki “ben ürün satmak istemiyorum” der gibiydi. Zaten o konuşmanın ardından udihindi almaktan vazgeçmiş, öğrendikleriyle şaşkına dönmüş, oynanan oyunlarla bilgilendirilmiş, enforme edilmiş bir gazeteci olarak  dışarı çıkmıştım.

Udihindi tozu almak için girdiğim dükkanda, dükkan sahibi arkadaşla neredeyse bir saate yakın zaman, ayaküstü sohbet ettik. Türk insanının çok saf olduğunu, bu saflığın dozunun Erzurum’da çok daha yüksek seyrettiğini belirten baharatçı esnaf arkadaş. Şunları söyledi:

BİZ MİLLET OLARAK ÇOK MU UYANIĞIZ?

“- Udihindi bitkisi, adından da anlaşılacağı gibi, Hindistan’dan ithal ediliyor. Dünya milletleri, buna bilgisayar yazılımlarında önemli mesafeler kat etmiş Hindistan da dahil tüm ülkeler virüsün aşısını, ilacını bulmak için yarış içindeyken, biz ne uyanık milletiz ki, udihindi ile virüse karşı koyacağımızı zannediyoruz. O bitki, o toz gerçekten virüsün ilacı olsa üstüne Amerika hemen atlar, Hindistan kimseye satmaz. Onlar bizden daha mı az akıllı? Ülkemizde bir büyük çevre var ki, bu tür olayları, salgınları, hastalıkları bahane ederek, baharattan, bitkiden, ottan, tozdan büyük paralar kazanıyor.”

BASINI KULLANIYORLAR

O çevrelerin önce basın yayın organları aracılığıyla, ya da televizyon programlarında boy gösteren tanınmış isimlerin önerisiyle pazarlayacakları ürünlerin isimlerini kamuoyuna duyurduklarına dikkati çeken baharatçı, “Bakın daha birkaç gün önce bir İstanbul gazetesi, zeytin yaprağının koronaya iyi geldiğini yazdı, şimdi herkes zeytin yaprağı soruyor. Aynı şey udihindi için de geçerli. Bu bitkinin koronaya iyi eğildiği kulaklara fısıldandı, 70 liralık tozun kilosu 350 liraya çıkarıldı, 400 liraya satan yerler bile var”dedi.

Alternatif TIP’ın hiçbir zaman modern TIP’ın yerini tutamayacağını belirten aynı baharatçı, uyarılarını şöyle sürdürdü:

PİYASA BAŞIBOŞ

“-Erzurum’da 100’e yakın baharatçı var. Baharatçılar yapabilmek için eskiden sağlık müdürlüklerinden izin alınır, her önüne gelene de o izin verilmezdi. Baharatçının ‘şu bitki şu hasatalığa iyi gelir, bu toz falanca derdin dermanıdır’ diyemezdi, suçtu, sözleşmenin iptalini gerektirirdi. Şimdi piyasanın, baharatçıların kontrol edildiğini hiç zannetmiyorum. Öyle olmasa, her önüne gelen Lokman Hekim kesilir mi? Siz gazetecisiniz. Bu gerçekleri yazın, insanlarımız utansın. İsmimi yazdırmayı, fotoğrafımı yayınlatmayı çok isterdim. Ancak bu açıklamalılardan dolayı biliyorum ki, beni linç edeler. Bu nedenle de kusuruma bakmayın!” erzhaber