Dolar 32,5004
Euro 34,6901
Altın 2.496,45
BİST 9.693,46
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
Erzurum 19°C
Az Bulutlu
Erzurum
19°C
Az Bulutlu
Cts 17°C
Paz 18°C
Pts 18°C
Sal 21°C

SIRLARLA DOLU BİR KÖY VE İNSAN YÜZLÜ KAYALIKLARI

SIRLARLA DOLU BİR KÖY VE İNSAN YÜZLÜ KAYALIKLARI
11 Haziran 2017 07:40 | Son Güncellenme: 11 Haziran 2017 09:47

“ERZURUM’un Narman İlçesi” dendi mi, insanın aklına ilk başta Peri Bacaları ile giderek ünlenen vadileri, ünlü halk ozanı Sümmani Baba’sı, bir süre önce kaybettiğimiz fantazi müziğin unutulmaz ismi İbrahim Erkal’ı, İçişleri Bakanlığı yepmış, günümüzün Emniyet Genel Müdürü Selami Altınok’u gelir de, Narman’ın aslında bir “köy” olduğu gerçeği gelmez.

Meğerse asıl orijinal Narman, bugün Ünlükaya olarak adlandırılan köyün ta kendisiymiş.

İlçenin asıl adının da “İd” olduğunu anlatan Üstünkayalılar, “Bizim Narman köyümüzün adını yıllar önce ilçeye verdi, burayı da, tepemizin üstünde kandil gibi asılı duran kayadan dolayı Ünlükaya diye adlandırdılar” dedi, çok önemli bir ayrıntıyı yıllar sonra da olsa ifşa etmiş oldular.

Ya da en azından biz “yeni” öğrenmiş olduk.

Aynı zamanda usta bir fotoğrafçı olan ve çektiği fotoğrafları ile Erzurum’un tanıtımına ciddi katkılar yapan, Atatürk Üniversitesi’nin emekli öğretim görevlilerinden Cahit Arpacık ile, anası ve babası adına yaptıracağı caminin temel atma törenine gelmeyen Nusret Gökçe’nin köyüne gitmek amacıyla, erken sayılabilecek bir vakitte yola koyulduk.

Amacımız hem fotoğraf çekmek, hem de yöreyi dolaşmaktı.

Pasinler üzerinden Narman’a, dolayısıyla da Oltu ve Şenkaya’ya gitmeyi planlamıştık.

Yola koyulduk.

İKİ YAŞLI DELİKANLI BİZE YOL GÖSTERDİ

Narman’ı ve de her köşesini sanki de ezberlediğimiz Peri Bacaları Vadisi’ni teğet geçip, yolda merhabalaştığımız vatandaşların da önerisiyle Üstünkaya Köyü’ne yöneldik.

Yaşları 60’ı geçkin “iki delikanlı”ya rastlamıştık vadinin birinde.

Motorları ilgimizi çekmişti.

Bizim de fotoğraf makinelerimiz onları meraklandırmış.

“Kaya nanesi” toplamaya çıkmışlar.

Naneyi biliyorduk da, “kaya nanesi”ni ilk kez işitiyorduk, öğrenmiş olduk.

Bize, vadinin öte tarafındaki köyü önerdi, “Gidin, orada zincirli taş’ın fotoğrafını çekin” dediler.

“Zincirli taş” ifadesi doğal olarak meraklandırdı bizi.

Az sonra Ünlükaya’daydık.

Köylülerle karşılaştık.

Bir sundurmanın altında gölgeleniyor, sohbet ediyorlardı.

Cahit Hoca yanlarına vardı, selam verdi, sohbete başladı.

Çok çabuk kaynaştılar.

Köylüler, bize “zincirli taş”ı gösterdi, göstermekle kalmadı, bir de dürbün elimize tutuşturarak, daha yakından görmemizi sağladılar.

YUVARLANACAK GİBİ DURUYOR

Ünlünkaya’nın tam üzerinde tonlarca ağırlığında bir kaya parçası, ha yuvarlandı, ha yuvarlanacak gibi duruyor.

Sol elin işaret parmağının üzerinde duran ve insan yüzünü andıran o kaya yüzünden köyün yeri değiştirilmiş.

Ama köylüler, eski evlerinde yaşamayı sürdürüyor, “O kaya 83 depreminde milim sarsılmadı, şimdi mi yuvarlanacak?” diyor, şaşkınlığımızı daha da artırıyorlardı.

Dağın çevresini dolaşmaya çıktık.

Camiden çıkan köylülerle karşılaştık.

Adının Selahattin Dirican olduğunu öğrendiğimiz bir arkadaş “merhaba, hoşgeldiniz” dedi.

Kayalıkların üzerinde kale ve sur kalıntıları gözümüze ilişmişti, “Kalenin adı ne?” diye sorduk, “Kale” cevabı aldık.

Özel bir ismi yokmuş kalenin, ya da zamanında varmış, unutulmuş demek ki!

Selahattin Dirican’dan da “taş düşecek gibi gözüküyor, ama 1983 yılında yaşadığımız, çoğu yeri altüst eden depremde, o taş öylece durdu, yuvarlanmadı” diyerek, diğer köylüler gibi, o da kayalıklara bir gizem katmaya çalıştı.

BİR GERÇEĞİ ÖĞRENMİŞ OLDUK

Dirican, sohbetimiz sırasında, “Asıl Narman burası” diyerek, çoğu kimsenin bilmediği bir gerçeği de dile getirdi.

Narman Köyü’nün ismi, yıllar önce “İd” diye iki harften oluşan bir isme sahip ilçeye transfer edilmiş.

Narman ilçe merkezine ad olunca, isimsiz kalan köye de, tepelerinde kandil gibi sallanan zincirli taş’tan dolayı, “Ünlükaya” adını vermişler.

Üstünkaya, o taş nedeniyle çoğu insanın ilgi odağı olmuş, olmaya da devam ediyor.

Biz de taşın fotoğraflarını çektik.

Sol elin başparmağını andıran bir küçük kaya parçasının üzerinde duran tonlarca ağırlıktaki o taşın üzerinde, insan yüzüne benzer bir slüet de ayrıca dikkatimizi çekti.

İNANILMAZ MUHTEŞEM BİR COĞRAFYA

Narman – Oltu – Şenkaya coğrafyası, inanılmaz güzellik ve zenginliklere sahip bir bölge.

Girdiğiniz her vadi, tırmandığınız her dağda nefes kesen bir güzellikle karşılaşmanız, hiç de sürpriz gelmiyor size.

“Kum ve deniz turizmi”nin cazibesini giderek kaybettiği günümüzde, Erzurum, dağları, ovaları, kırları, bayırları, zengin bitki örtüsü, kuşları ve nehirleri ile “alternatif” bir turizm merkezi halini almış durumda.

Tabi meraklısına, tabi Erzurum’u kalkındırma davası güdenlere, tabi siyasetçiye, tabi STK yöneticilerine, tabi belediye başmkanlarına…

Evet!

Muazzam bir kaynağın, inanılmaz güzellikte bir cennetin tam ortasındayız.

İşte size Ünlükaya, işte size zincirli taş!

Giden, görün, ne demek istediğimizi anlayacaksınızdır.

Tabi zahmet edip, yerinizden kalkmayı başarırsanız!

YORUMLAR

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.