Dolar 32,5766
Euro 34,7968
Altın 2.510,43
BİST 9.693,46
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
Erzurum 20°C
Az Bulutlu
Erzurum
20°C
Az Bulutlu
Cts 16°C
Paz 18°C
Pts 19°C
Sal 22°C

TÜRK DEMEK NİZAM DEMEK!

TÜRK DEMEK NİZAM DEMEK!
9 Kasım 2021 10:15

 

HANİ bazı yaralar vardır, içten içe kanar ve sızlar…

Bugün size, benim de içimi acıtan bir yaradan, atlı cirit sporundan ve üvey evlat gibi gözüken sporcusundan bahsetmek istiyorum.

Bilindiği üzere atlı cirit, yüz yıllar öncesine dayanan, cengaverlerin savaş talimi yaparken oynadıkları, sonrasında kültürümüzün önemli bir parçası haline gelen ve günümüze kadar ulaşan, at ile insanın olağanüstü uyumunu sergileyen ata mirası bir oyundur.

Geleneksel Spor Dalları Federasyonu gözetiminde, aralarında Erzurum’un da bulunduğu illerde ciddi zorluk ve fedakarlıklara katlanılarak yaşatılmaya çalışılan bu sporun değersiz hale geldiğinden ne kadar haberdarız?

Sormak gerekirse acaba; ata sporunu son derece iyi niyetle, samimi, içten gelen bir istekle yapmaya, Türk töresini her türlü zorluk ve sıkıntıya karşın yaşama ve yaşatmaya çalışan sporcularımızın, o fedakar insanların içinde bulunduğu olumsuz durumdan haberimiz var mı?

Yine biz; ne sosyolojik ne de ekonomik açıdan hiçbir destek görmeyen, kendi imkanları ile ata sporunu ayakta tutmaya çalışan sporcuların zaman zaman üzücü, incitici, onur kırıcı tutum ve davranışlar ile karşılaştıklarını biliyor muyuz?

İlgilileri tarafından yeterli ilgiyi görmeyen, sporcusu kaderine terk edilmiş bu sporun, toplum nezdinde ne kadar önemli olduğunu, son yıllarda çeşitli televizyon kanallarında yayınlanan tarihi dizilerin aldığı reytinglere bakarak görmek mümkün.

Milletin kültürünü, töresini yaşatan bir avuç sporcu, hiç bir maddi yardım almadan çocuklarından ayırt etmeksizin atlarını beslemekte, bakımını yapmakta, dolayısıyla büyük fedakarlıklara katlanmaktalar.

Ama ne yazık ki, bırakın devlet mekanizmasının önemli makamlarını bir yana, bağlı bulunduğu Geleneksel Spor Dalları Federasyonu bile cirit sporu ve sporcusunu dikkate almamakta, gerekli özen ve ihtimamı göstermekte, sorun ve sıkıntılara sırt dönerek şaşkınlık uyandırmaktadır.

Örneğin her yıl düzenli olarak yapılan müsabakalarda yaşanan, yıllardan beri şikayet edilen sorun ve sıkıntılarla ilgili düzenleme yapılmaması, hakem hataları, müeyyide yetersizliği ve ödül yönetmeliğinde herhangi bir değişikliğe gidilmemesi sayılabilecek ana sorunların başında gelmektedir.

Düşününü ki, çok sayıda insan bir araya geliyor, takımlar kuruyor, maçlar yapıyor, kıran kırana mücadele veriyorlar; ama sıra şampiyonları ödüllendirmeye geldiğinde herkes biri birine bakıyor!

Oysa her turnuvada, mahallelerarası futbol maçlarında bile şampiyon takıma maddi değeri yüksek ödüller verilirken, cirit turnuvalarında şampiyonlara sıradan bir iki kupa verilerek işin geçiştirilmesi anlaşılır şeyler değildir.

Geçmişi şan ve şeref dolu, dünü günümüze taşıyan, izleyenlerin tüylerini diken diken eden atlı cirit, acaba yetkililerin ne kadar umurunda?

Bağlı bulunduğu federasyonun sadece seçimlerinde akla gelen, seçilmek adına basamak gibi kullanılan, üvey evlat gibi görülen atlı cirit sporcularının gereken saygıyı görmesini istemekte ve beklemekteyiz.

Şunu da gönül rahatlığıyla söyleyebiliriz ki, atlı cirit; uyuşturucu batağına saplanmış, manadan uzak kalmış, teknoloji ve geçici heveslerin kölesi hâline gelmiş gençlerimizi bu tür kötü alışkanlıklardan uzak tutacak bir önemli spordur.

Herkes, at ile hemhâl olan bir çocuğun, gencin, psikolojik ve fiziksel olarak sağlam gelişim içinde olacağını bilmelidir.

Aynı zamanda ata mirası bu spor, gençlerin edep, hayâ, saygı ve Türk’ün dünya sahnesindeki yeri gibi sosyolojik değerlerin kalıtsal olarak işlenmesini sağlar.

Bu hassasiyetle yetişen nesiller, her türlü kötü alışkanlığın bir küresel oyun olduğunu da rahatlıkla idrak ederler.

Bu, etkisi ne kadar olacağını bilmediğim yazının sonunda yetkililere seslenmek istiyorum:

Tarihi olmayan devletler, yıllardır bizi hayali karakterle Batman, Örümcek Adam gibi filmlerle etkilemeye çalıştı, bunda da başarılı oldular.

Oysa biz, binlerce yıldır tarihin temel taşlarını oluşturmuş bir milletiz.

Okumakla bitmeyen tarihimizin milyonlarca kahramanı yerine, çocukların odalarını Süperman, Rambo gibi hayali kahramanların afişleri ile süslenmesi ne kadar doğru?

Unutmayalım ki tarih demek Türk demek.

Türk demek nizam demek!

Kalın sağlıcakla.

YORUMLAR

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.