Dolar 32,5885
Euro 34,8412
Altın 2.508,17
BİST 9.693,46
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
Erzurum 20°C
Az Bulutlu
Erzurum
20°C
Az Bulutlu
Cts 16°C
Paz 18°C
Pts 19°C
Sal 22°C

YOLUN AÇIK OLSUN ERSANDER

YOLUN AÇIK OLSUN ERSANDER
19 Ekim 2022 18:38 | Son Güncellenme: 19 Ekim 2022 19:49

GEÇTİĞİMİZ yıl, tam da bugünlerde “Birimiz hepimiz, hepimiz Erzurum için” diyerek çıkmıştık yola!

Topu topu 9 kişiydik.

Kimimiz gazeteci, kimimiz eğitimci, kimimiz sanatçıydık.

Aramızda elinden her iş gelen; maket yapan, ahşap yakma tekniğini ustalıkla kullanan, yağlı ve suluboya tablolar yapan sanatçılar vardı.

*

Her birimiz kendi köşemizde üretiyor, gayret gösteriyor, benzersiz eserler ortaya koyuyor, ancak bireysellikten öteye gidemiyor, doğal olarak istediğimiz sonuca varamıyorduk.

Açıkçası mutsuzduk!

*

Mutsuzluğumuz, zengin bir tarihe, kültüre ve müzik altyapısına sahip olan Erzurum’un kültür-sanat adına gerekli atılımları yapamayışından, Sümmani Baba’nın ifadesiyle kenara itilişinden, bir zamanlar yanına bile yaklaşamayan illerin ve hatta ilçelerin gerisinde kalışından kaynaklanıyordu.

*

Aslında hepimizin içinde patlamaya hazır bir volkan vardı.

Mutlaka birşeyler yapmalı, kötü gidişe takoz koymalı, yılların ihmalinden dolayı üzeri kalın bir toz tabakası ile kaplanan şehri ve paha biçilmez değerlerini parlatmalıydık.

Böyle düşünüyor, böyle istiyorduk ama nasıl?

*

İşe, önce görev dağılımı yaparak başladık.

Kısa adı ERSANDER olan Erzurum Kültür Sanat ve Eğitim Derneği Başkanlığı’na Mümtaz Turhan Anadolu Lisesi Müdürü Ümit Gergit’i getirdik.

Yaptığı biri birinden önemli maketlerle adından sıkça söz ettiren Doğan Hattatoğlu’nun Başkan Yardımcılığı görevini üstlendiği ERSANDER’de Genel Sekreter olarak Türk Halk Müziği’nin güçlü sesi Vahit Alkır, Muhasip olarak da aynı zamanda Şehit Dul ve Yetimleri Derneği Başkanı olan Recep Akgül görev aldı.

*

Ben ve Erzurum Basını’nın duayen isimlerinden, ustam Kadir Sabuncuğlu ile Aziziye Halk Eğitimi Merkezi eğitmenlerinden Selma Uygur ve Mümtaz Turhan Anadolu Lisesi Müzik Öğretmeni Eda Alemdar Çankaya ve büyük usta Canip Cihangir yönetimde üye olarak yer aldık.

*

Ekibe sonraki aylarda Kadın Kolları Başkanlığı’na getirdiğimiz Aziziye Nenehatun Ana Okulu Müdürü Sevnur İçyar dahil oldu.

*

ERSANDER’in kuruluşunu basın açıklamasıyla kamuoyuna duyurduk. Yayınladığımız bültenlerin hem yazılı basında ve hem de internet gazetelerinde yer bulmasıyla birlikte gözler üzerimize çevrildi.

Özellikle sosyal medyada yayınlanan haberler mübalağasız binlerce insana ulaştı, her paylaşım destek mesajlarıyla karşılık buldu.

*

Kurumsal kimliğimizi elde etmiştik. Artık sahaya inmemizin zamanı gelmişti; öyle de yaptık!

İlk önemli etkinliğimizi, Atatürk Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi Sahne Sanatları Bölümü Tiyatro Anasanat Dalı Öğretim Üyesi Cem İçyar Hoca’nın yönettiği, Vahit Alkır’ın türküleriyle renk kattığı programla İbrahim Erkal Dadaş Kültür Merkezi’nde 12 Mart Kurtuluş Bayramı kutlamaları çerçevesinde gerçekleştirdik.

*

Hepimizde program öncesi tarifi zor bir heyecan vardı.

Bizi nasıl bir ortam bekliyordu, salon dolacak mıydı yoksa boş koltuklara mı çalıp, söyleyecektik?

*

Hiç de korktuğumuz gibi olmadı. Öyle bir akşam yaşadık ki, unutulmaz!

Değil koltukların boş kalması, koca salon tıklım tıklım dolmuş, çok sayıda insan yer bulamadığından geri dönmek zorunda kalmıştı.

*

İlk programdan aldığımız cesaret bizi daha büyük düşünmeye itti.

Yaptığımız toplantılardan birinde İran Başkonsolosluğu’na “ortak etkinlik yapalım” teklifi götürmeyi kararlaştırdık.

Teklifimiz kabul gördü. Belirlenen tarihte İran’dan 30 kadar sanatçı Erzurum’a geldi.

*

İranlı sanatçıların barınma sorununu Aziziye Belediyesi, Ilıca Termal Tesisleri’nin kapılarını açarak giderdi.

Palandöken Belediyesi ulaşım konusunda bir başka sıkıntıyı def etti,  Erzurum Teknik Üniversitesi (ETÜ) ve Yakutiye Belediyesi de yemek ikramı yaparak çorbada tuz bulundurdular.

O etkinliklerin çam sakızı çoban armağanı destekçilerinden birisi de İzmir Erzurumlu İşadamları ve Sanayicileri derneği oldu.

*

Bu defa yer olarak daha büyük düşünmüş, Atatürk Üniversitesi 15 Temmuz Milli İrade Salonu’nu seçmiştik.

Salon yine tıklım tıklım doldu. Yine göğsümüz kabardı, yine mutlu olduk.

*

Bir üçüncü etkinliği bu defa Yakutiye Medresesi’nde, şenlik havasında karma bir sergi açarak gerçekleştirdik.

Filografiden ahşap eserlere, yağlı ve sulu boya tablolardan Erzurum fotoğraflarına varıncaya kadar onlarca eserin yer aldığı, üç gün açık kalan sergiyi binlerce kişi gezdi.

*

Yaptığımız her etkinlik ve çalışma gerek kamuoyundan ve gerekse medyadan büyük ilgi görüyordu.

Bu defa çok ötelerden, hem Yalova ve hem de Bursa’dan davet aldık.

Memleket hasreti çeken, gönülleri kavruk insanlar “Gelin buralarda da sergi açın, misafirimiz olun” diyorlardı.

*

Gelen samimi çağrıdan etkilenen Başkan Ümit Hoca, inisiyatif kullanarak Yalova Yeni Yaşam Engelliler Derneği Başkanı Lale Dondurmacı’ya “tamam geliyoruz” sözü vermiş, yüreğimizi hoplatmıştı.

*

Söz vermek iyiydi, güzeldi de biz oralara çok sayıda eserle birlikte nasıl gidecek, o kadar masrafın altından nasıl kalkacaktık?

*

Yeri yurdu olmayan, Doğan Hattatoğlu’nun sanat merkezini misafir gibi kullanan, her biri mütevazı gelire sahip insanlar olarak çıkış yolu aramaya başladık.

*

“Kul sıkışmayınca Hızır yetişmez” derler.

*

Hiçbir kişisel çıkar ve menfaat gütmeyen, iyi niyetle hareket eden dolayısıyla kendilerini Erzurum’a, Erzurum’un tanıtımına, sorun ve sıkıntılarının çözümüne adayan insanlar olarak imdadımıza Erzurum Teknik Üniversitesi’nin (ETÜ) değerli Rektörü Prof. Dr. Bülent Çakmak yetişti.

*

Bülent Hoca, üç aşağı beş yukarı aynı tarihlerde İzmir’de düzenlenen etkinlik için yola çıkacak ekibini taşıyacak araçlara bizi de dahil edip, ulaşım konusunda yaşadığımız sıkıntıya çözüm getirince hazırlıklara başladık.

*

Yalova’da bizi nasıl bir ortamın beklediğini merak ediyorduk.

*

Napolyon’un tarihi sözünde olduğu gibi, “gittik, gördük” ve ne muhteşem insan manzaralarıyla karşılaştık, ne güzellikler yaşadık bilemezsiniz.

*

Memleket hasreti duyan, sıla özlemi çeken içi kavruk insanlarımızın hem Yalova’da ve hem de Bursa’da gösterdiği ilgi görülmeye değerdi.

*

İlk gün İstanbul’dan kalkıp Yalova’ya gelen dostların gösterdiği kadirşinaslık, hepimizi gururlandırdı.

*

Marmara’yı  kendilerine yaşam bölgesi olarak seçen Lale Dondurmacı ablanın yanında İsmail Demir, Erdoğan Pasin, Ferman Durmaz, Prof. Dr. Cengiz Alyılmaz, Taner Şahika, Recep Kelkitli, İhsan Ataman ve Süleyman Çam gibi dostların samimi şekilde bizleri kucaklaması, Ümraniye Erzurumlular Derneği Başkanı Erdal Yavuz’un üşenmeden İstanbul’dan kalkıp sergimizin açılışına gelmesi tüm yorgunluklarımızı unutturmaya yetti.

*

Kuruluşunun birinci yılını dolu dolu; gerek ulusal, gerek uluslararası etkinlikler yaparak geçiren ve üstlendiği misyonun gereklerini “taşıma su ile değirmen döndürerek” yerine getirmenin haklı gururunu yaşayan ERSANDER, “Birimiz hepimiz, hepimiz Erzurum için” sloganını daha gür ve güçlü şekilde haykırarak yoluna devam ediyor.

Yolun açık olsun ERSANDER!

YORUMLAR

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.