Dolar 32,6924
Euro 34,8957
Altın 2.508,72
BİST 9.524,59
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
Erzurum 20°C
Az Bulutlu
Erzurum
20°C
Az Bulutlu
Cum 20°C
Cts 17°C
Paz 18°C
Pts 19°C

“YÜZDE 95 ÖLÜR” DEMİŞLER!

“YÜZDE 95 ÖLÜR” DEMİŞLER!
31 Temmuz 2020 16:16

YAKLAŞIK 51 yıl kadar önce, 1969 yılında başını Necmettin Erbakan’ın çektiği bir grup tarafından “bağımsızlar hareketi” adıyla başlayan, Milli Nizam Partisi’nin kurulmasıyla birlikte de ete, kemiğe bürünen “Milli Görüş”ün en sadık mensuplarından birisi olan, inandığı yolda sağlığını kaybetme pahasına tavizsiz yürüyen, seçim çalışmaları yaparken, yaşadıkları trafik kazasında ağır yaralanan ve 4 ay komada kalan, herkesin “öldü, ölüyor” gözüyle baktığı, doktorların en çok yüzde 5 yaşama şansı tanıdığı, ama “Öldürmeyen Allah’ın öldürmediği” Vahdettin Tortumlu (60) ile bir dost yemeğinde karşılaştık.

Bir gazeteci olarak ismini çok duymuşluğum vardı da, tanışıklığımız hiç olmamıştı; Ta ki o yemek gününe kadar.

NE MERHABAMIZ VARDI NE DE…

Sonuçta aynı şehirde yaşıyoruz. Üstelik biri birine yakın iki yolun yolcusuyuz. Gelin görün ki, şimdiye kadar ne yolumuz kesişmiş, ne “merhaba”mız, ne de el sıkışmışlığımız hiç olmamış.

Belki hem siyasetçi, hem bir belediye bürokratı olarak o, benim farkımda hep olmuş, haberlerimizi takip etmiş, yazılarımıza göz atmış. Doğal olarak ben de onun hem ismi ve hem de cismine aşina olmuşum, işte o kadar. Daha ilerisi olmamış.

Yemek sahibi dostumuzun ortak oluşundan, ya da aynı salonda çok yakından tanıdığımız başka dostların varlığının etkisinden midir bilinmez, biri birini çok yakından tanıyan iki yakın arkadaş gibi uzun uzadıya konuştuk, sohbet ettik, hal, hatır sorduk.

YAŞADIĞI ÖLÜMCÜL KAZAYI ANLATTI

Son zamanlarda art arda kaybettiğimiz dostların ölümlerinden kaynaklanan üzüntülerin paylaşıldığı sırada hatırlattı yaşadıkları ölümcül kazayı Vahdettin Tortumlu. 2004 yılında, Kayseri’ye giderken, Sakaltutan’da iki kişinin ölümüyle sonuçlanan bir trafik kazasında ağır yaralanır.

İçinde 4 kişinin bulunduğu otomobil, nasıl olursa karşı şeride geçer ve bir kamyonla kafa kafaya gelen o feci kaza gerçekleşir. Otomobildi bulunan 4 kişiden ikisi olay yerinde can verir. Araç sürücüsü kazayı hafif sıyrıklarla atlatırken, aynı zamanda Yenişehir’den Ak Parti Belediye Başkan Aday Adayı da olan Vahdettin Tortumlu ağır değil, çok ağır şekilde yaralanır, özellikle kafasında ciddi hasar oluşur ve hatta beyin kanaması geçirir.

TAM ÜÇ AY KOMADA KALMIŞ

Tortumlu, kazanın ardından Aziziye Araştırma Hastanesi’nde tedavi altına alınır ve hastanede 3 ay ağızsız, dilsiz komada yatar. Ardından bir ay da evinde aynı durum devam eder. O süreçte çoğu insanın “kurtulamaz” gözüyle baktığı, doktorların “yüzde 95 ölür” deyip, umut kestiği sırada, Vahdettin Tortumlu uykudan sanki hiçbir şey olmamış gibi uyanır.

Hali hazırda Erzurum Büyükşehir Belediyesi’nde Daire Başkanı olarak görev yapan Vahdettin Tortumlu’yu dinlerken, gözümün önünden bir iki gün önce kaybettiğimiz sevgili Vedat Tokatlı ile ondan deyin ki üç beş gün önce kaybettiğimiz Burhanettin Keteci ağabey geçti.

KENDİ KENDİMİZE “ECEL DE NE?” DİYE SORDUK.

Düşünebiliyor musunuz…

İçinde 4 kişinin bulunduğu bir araç kaza yapıyor, pert olan otomobilin içinden iki ölü, bir ağır yaralı çıkarken, sürücü kazayı hafif sıyrıklarla atlatıyor.

Kendine yeni bir yaşam yeri belirleyen ve Bursa’yı tercih eden sevgili Vedat’ın (Tokatlı) birkaç yıl  sonra cenazesi gerisin geri geliyor, yine “turp gibi” gördüğümüz Burhanettin Keteci ağabeyi çok kısa zaman içinde kansere yakalanıyor ve ölüyor.

Elbet her şey “hikmetinden sual olunmaz” diye bildiğimiz ve boyun büktüğümüz Allah’ın taktirinde gerçekleşiyor.

Zaten aksi düşünülemez.

Ecel de öyle değil mi?

Sohbetin başında aslında sormuştuk o soruyu kendimize.

“Ecel de ne?”

O sorudan yola çıkarak koyulaştırdığımız sohbette, cevabı “ömrün tapu senedi” olarak verdik.

Ecel, ömrün tapu senediydi, başka ne olabilirdi ki!

Öztürk Akkök – erzurumdanhaberler.com

YORUMLAR

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.