Dolar 32,3852
Euro 35,0493
Altın 2.326,85
BİST 9.128,47
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
Erzurum 13°C
Parçalı Bulutlu
Erzurum
13°C
Parçalı Bulutlu
Cts 16°C
Paz 17°C
Pts 17°C
Sal 18°C

CAZİBE TACA ÇIKTI

CAZİBE TACA ÇIKTI
20 Kasım 2017 11:25 | Son Güncellenme: 20 Kasım 2017 11:46

BAŞBAKAN Binali Yıldırım, geçtiğimiz yıl Diyarbakır’da, cazibe merkezleri oluşturacaklarına dair bir önemli projeyi açıkladığında, yer belki yerinden oynamamıştı, ama hayli ilgi uyandırmıştı.

***

Doğu ve Güneydoğu Anadolu’da toplam 23 il cazibeli hale getirilmiş, 4 il de merkez ilan edilmişti.

O merkezlerin arasında Erzurum’un da olması gerekiyordu, ama yoktu!

Sonraları, milletvekillerinin de gayretiyle Erzurum da merkez il olarak ilan edildi, Erzincan, Bayburt ve Gümüşhane, Erzurum’a bağlandı.

***

Projenin adı güzeldi, insana heyecan veriyordu, ama içinde ne vardı, bölgeye, bölge insanına neler kazandıracaktı, belli değildi.

***

İlerleyen zaman içerisinde, cevap bekleyen sorular karşılığını buldu.

Hükümet, yatırım yapmak isteyen herkesi, proje hazırlamaya ve bölge illerine yatırım yapmaya çağırıyordu.

***

Çağrıya çok sayıda müteşebbis kulak verdi.

Erzurum, bir anda yatırımcıların ilgi odağı oldu.

***

Vali Seyfettin Azizoğlu ile Büyükşehir Belediye Başkanı Mehmet Sekmen, istiyorlardı ki, çok sayıda yatırımcı Erzurum’a gelsin, yatırım yapsın, işsizlik azalsın, dolayısıyla şehir kalkınsın.

***

Her iki isim de bayraktarlığa soyundu.

Özellikle Mehmet Sekmen, “adam adama markaj” yapıyor, yatırımcı buluyor, işadamlarını Erzurum’a davet ediyor, kendilerini yatırım yapmaları konusunda ikna etmeye uğraşıyordu.

***

Girişimler kısa sürede meyvesini verdi.

Çok sayıda işadamı, Erzurum’da yatırım yapmak için sıraya girdi.

***

Yapılacak yatırımların tutarı 20 milyar lirayı, eski parayla 20 katrilyon lirayı bulmuştu.

Herkesin yüzünde güller açıyordu.

Büyükşehir Belediye Başkanı, fırsat bulduğunda konuyu gündeme getiriyor, insanları motive etmeye çalışıyor, mutluluğunu dışa yansıtıyordu.

***

Ancak “cicim ayları” çabuk geçti.

***

Aslında her şey tamam gibiydi.

Projeler ilgili birimlere sunulmuş, yapılabilir gözükenler ayıklanmış, 20 milyar liralık bir değer ortaya çıkmıştı.

***

Top artık hükümette, Kalkınma Bakanlığı’ndaydı.

***

Anlaşılan o ki, top taca çıkmış!

***

Hükümet, her iki bölgenin makus talihini değiştirecek, insanının yüzünü güldürecek Cazibe Merkezleri Projesi’ni iddiaya göre, rafa kaldırmış!

***

İnanılır gibi değil.

Adeta “Az gittik, uz gittik. Dere, tepe düz gittik. Altı ay, bir güz gittik! Döndük, baktık arkaya, bir arpa boyu yol gitmişiz” tekerlemesinde olduğu gibi…

Duyduk, etkilendik, keyiflendik, hayaller kurmaya başladık…

Derken uyandık, ya da uyandırıldık!

Meğer rüya görüyormuşuz biz!

Cazibeli bir güzel varmış da, aslında yok gibiymiş!

“Bir varmış, bir yokmuş” misali!

***

Anlayacağınız, bölgesel sorunları aşma noktasında yine mesafe alamadık, yine zaman kaybettik, yine olduğumuz yerde kala kaldık.

***

Peki bundan sonra ne olacak?

***

Bölge insanının, özellikle iş dünyasının sorunlarının çözümü için, şimdi hangi masallar anlatılacak?

Kahve köşelerinde pinekleyen, cebinde belki çay parası bile bulunmayan, çoğu yüksek eğitim görmüş gençlerin durumu ne olacak?

Yine ve yeni çağrı merkezleri mi kurulacak, o pırıl pırıl o idealist gençler, öncekiler gibi, karın tokluğuna mı çalıştırılacak?

Köylü, çitçi emeğinin karşılığını nasıl alacak, ya da alabilecek mi?

Erzurum’da daha ne kadar alışveriş merkezi açılacak, şehir insanının küresel sermaye tarafından sömürülmesine daha ne kadar izin verilecek ve seyirci kalınacak?

Erzurum’un ana damarı niteliğindeki Cumhuriyet Caddesi’nde açılan ve hiçbir ekonomik değeri olmayan kent meydanlarına ne zaman son verilecek, o meydanlardan ekonomik anlamda nasıl verim alınacak?

Esnafın kalkınması için, hangi tedbirler uygulamaya konulacak?

Erzurum’dak STK’lar, kafalarını kumdan ne zaman çıkartacak, iş dünyasında yaşanan çile ve sıkıntıların tercümanı kim ya da kimler olack?

Kışın soğuğundan çok çeken insanlara kim merhamet edecek, kim acıyacak?

Kim bu şehrin insanının insanca yaşaması, en azından uzun kış aylarında üşümemesi ve rahat etmesi için, doğalgazın ve kaliteli kömürün indirimli olarak satılması adına gayret gösterecek?

***

Yine ekmek 50 kuruşa mı satılacak, fakir fukara, açlıktan ölmesin diye katıksız ekmek yiyerek mi karnını doyuracak?

Patates yine bir liraya, makarna da aynı fiyata mı satılacak?

***

Niye tereyağı 30 lira, niye et 40 lira?

Niye beğenmediniz göğermiş peynirin kilosu bile 20 lira!

***

Ayda eline bin 400 lira tutuşturulan pranga mahkumları ve emekliler nasıl geçinecek, o etten, o peynir ve yağdan naasıl alacak, gramla mı?

***

Bunun için mi kuru ekmek bedavadan satılıyor, bunun için mi vatandaş patates, makarna yemeye zorlanıyor?

***

Erzurum gibi, soğuk kış memleketlerinde yaşıyor, çileye sıkıntıya katlanıyor olmanın bedeli bu mudur?

***

Efendim, 2026 Kış Olimpiayatları Erzurum’da olacakmış!

Palanöken, “Ejder 3200” markasıyla dünyaya açılıyormuş!

Hele sabredin 2023’te hızlı tren gelecek, lojistik köy de o zamana yetişecekmiş.

İkinci Organize’yi yapıyoruz, bekleyin!

***

Tamam bekleyelim de neyi bekleyelim, niye bekleyelim?

Nasrettin hoca misali, yünleri dikenlerin üstüden mi topluyoruz ki, bekleyelim!

***

Doğalgazı indrimek, bölgede yaşayan insanlardan hiç vergi almamak, ücretlilerin maaşlarını iyileştirmek, örneğin mahrumiyet zammı yapmak için beklemeye gerek var mı ki, bekleyelim!

***

Bütün bunların adı nedir, biliyor musunuz?

Çok kaba bir tabirle, “ölme eşeğim ölme”dir!

***

Bekleyelim, sabredelim…

Nasıl olsa yaz gelecek!

Aceleye ne gerek!

***

Tercanlı Aşık Daimi’nin bildik, beni de son derece etkileyen bir türküsü var.

“Ne ağlarsın” demiş ya büyük usta o türküsünde…

“Nede olsa kışın sonu bahardır. Bu da gelir, bu da geçer ağlama!”

***

Ağlamıyoruz!

Şükrümüzü biliriz çünkü.

Boyun bükmüşüzdür kadere.

Rıza gösteririz.

***

Ama bahar önünde-sonunda gelecek.

Buna da iyi biliriz

 

 

YORUMLAR

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.