SIFIRDAN ZİRVEYE UZANAN BİR BAŞARI ÖYKÜSÜ

Yazı Öztürk Akkök

RECEP Kelkitli…

Bakmayın soy isminin “Kelkitli” oluşuna!

O, İstanbul’u kendisine yaşam yeri olarak seçmiş has bir Erzurumlu, yufka yürekli, merhamet sembolü bir insan, başarılı bir iş insanıdır.

*

Kendisiyle tanışıklığımız ve dostluğumuz üniversite yıllarına dayanır.

*

Recep Kelkitli ve daha birçok arkadaş ile yolumuz Atatürk Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi’nde kesişti.

*

Deyin ki, yıl 1980…

*

Üniversite sınavlarını kazanmış, “Atatürk Üniversitesi İşletme Fakültesi”ne kaydımızı yaptırmıştık.

*

Yükseköğretim Kurulu da (YÖK) yeni kurulmuştu.

*

YÖK’ün çoook önemli(!) ilk icraatlarından birisi, işletme fakültemizin ismini İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi olarak değiştirmek olmuştu.

*

Bu oldu bitti sonrasında “etmeyin eylemeyin, biz işletme fakültesi adı altında okumak ve mezun olmak istiyoruz, bu hakkı elimizden almayın” diye diretmiştik de, “tüy hafifliğindeki” o direnişimize kimse aldırış bile etmemişti.

*

Bugün olmuş işletme fakültesinin ismini neden değiştirmiş de iktisadi idari bilimler fakültesine çevirmişlerdi, halâ anlayabilmiş değilim.

*

Koca bir amfiye doldurulmuş, biri birlerini (birkaçı hariç) ilk defa gören belki 150, belki 200 kişiydik!

*

İlerleyen yıllarda dostluğa dönüşecek birlikteliğin ilk tohumlarının atıldığı o günlerde, Süleyman Çam, Şahin Bingöl, rahmetli Vedat Tokatlı, Muammer Yıldırım ile tanışmış ve halkayı zamanla daha genişletmiştik.

*

Kimlerle dost, kimlerle arkadaş olmadık ki?

*

Bugün hayatta olmayan sevgili Fikret Özaydın, yine genç yaşta vefat eden Metin Ada ve Nail İncesu, anıları ile yaşadığımız arkadaşlarımız…

*

Banka müdürlüğünden emekli Atila Mirici, üst düzey vergi bürokrat emeklisi Muvaffak Hindistan, Ömer Metinler, Çetiner Dağdaş, Talat Haşimoğlu, Mevlüt Doğan, Süleyman Halfeoğlu, Ali Rıza Atasoy, Gültekin Aycan, Mehmet Erol, İbrahim Elden, Mansur Bacak, Hamza Uzun…

İşletmeci olmasalar da diğer fakültelerden, örneğin sonraki yıllarda “İngiliz Memet” olarak nam salacak olan Mehmet Duvar, Vahdettin Tortumlu, Hanifi Güllüce dost halkasına girenlerden sadece birkaçı.

(İsimlerini atladığımız tüm arkadaşlarımızdan özür diliyoruz.)

*

Neredeyse 43 yıl gerilerde kalmış.

*

“Göz açıp kapayıncaya kadar” olmasa da yılların rüzgar hızıyla geçtiği aynıyla vaki.

CESARET SEMBOLÜ BİR İSİM

Fakülte döneminde başlayan arkadaşlığımızın dostluğa dönüştüğü isimlerin başında gelen, kendine yaşam yeri olarak İstanbul’u seçen Recep Kelkitli’yi, dününe bakarak bugün elde ettiği başarılar ışığında “cesaret ve kararlılığın sembolü yürekli bir yatırımcı” olarak rahatlıkla, hem de hiç yüksünmeden gösterebilirim.

*

Şöyle ki;

Recep, okulu bitirdikten sonra Maliye’de işe girmişti.

İlk çalışma yeri Hınıs Mal Müdürlüğü’ydü.

*

Babası Zeki amca o yıllarda hayatta…

*

Kendisi Ilıca’nın Paşayurdu (Poçcik) Köyü’nden…

Erzurum’a gelmiş yerleşmiş, Yukarı Mumcu’da bir ev almış, onurlu bir insan…

*

Oğlunun bir üniversite bitirmiş, hele de işe girmiş olmasının hem mutluluğunu ve hem de gururunu duyuyor, sevincini bizlerle de paylaşıyordu. 

*

Ancak gelin görün ki, Recep’in katettiği mesafenin kendisine tattırdığı mutluluğu bir baba olarak çok fazla yaşayamadı Zeki amca!

*

Çünkü Recep, devlet memurluğuna ısınamamıştı, aklı fikri İstanbul’daydı.

*

Hınıs macerası fazla uzun sürmedi.

*

İlk hayati kararlardan birisini Recep o tarihlerde aldı, devlet memurluğundan istifa etti ve dümeni İstanbul’a kırdı.

*

İstanbul’a gidiş, akıbeti meçhul bir maceraya atılmak demekti.

*

Koca şehirde tek başınaydı.

*

İstanbul’un rüzgarlı tepelerinde tutunabilmek ve kurtlar sofrasında ayakta kalabilmek hayli zordu, yürek işiydi.

Sonuçta yok olup gitmek de vardı.

*

Ticaret yapacaktı Recep, ama nasıl?

Ne elde vardı, ne avuçta!

TOHUMU YILLAR ÖNCE SERPTİ

Bugün “Uzman Civata” olarak marka haline getirdiği, nalbur dükkanından çok; düzen ve tertibiyle güzellik merkezini andıran İkitelli Organize Sanayi Bölgesi’nde yer alan bin 500 metrekare kapalı alana sahip, içinde en az 25 bin kalem ürün çeşidinin bulunduğu, İstanbul’un her noktasına servis yapan araç filosuyla dikkat çeken, hali hazırda 25 kişinin çalıştığı işyerinin ilk tohumunu deyin ki, en çok 10-15 metrekare büyüklüğünde bir dükkan kiralayarak Bayrampaşa’da ekti Recep!

*

Yıl 1992.

*

İslam Peygamberi Hz. Muhammed’in (sav) “Rızkın onda dokuzu ticarette ve cesarettedir” hadis-i şerifinin üzerinde tecelli ettiği insanlardan birisi haline gelen Recep Kelkitli, İstanbul İkitelli’de, aralarında eski Milli Savunma Bakanları’ndan Nurettin Canikli ile İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nin önceki başkanlarından Mevlüt Uysal’ın da hazır bulunduğu konuklarına önceki gün cağ kebabı ikram ederek açtığı kendine ait işyerinde yeni, yepyeni bir dönemin fişeğini ateşledi.

ÇAYSIZ YAPAMAM ABİ!

Erzurumlu olmanın ilkeli duruşu ve hassasiyetini ticaretinin her noktasına monte eden, çek ve senet konusunda hassas davranan, verdiği hiçbir sözden caymayan, sözünü ne pahasına olursa olsun tutan, bu arada Dadaşlık ruhunu özel hayatına da yansıtan, çaysız yapamayan 4 çocuk babası, bir de torun dedesi Recep Kelkitli’ye elde ettiği başarılardan dolayı alkış tutuyor, bu güzellikleri yaşayan ve yaşatan başarılı Erzurumlu sayısının çoğalmasını diliyoruz.