EN BELİRGİN KONUŞMA KUSURLARI NELERDİR?
BÖLÜM-5 :
KONUŞMA KUSURLARININ BAŞINDA NE GELİR?
KONUŞMA kusurlarının en belirgin nedenlerinin başında “yanlış boğumlama” gelir.
Boğumlanma nedir, derseniz?
Doğru boğumlanma; seslerden oluşan heceleri, eksiksiz olarak hakkıyla telaffuz etmektir.
Bunu doğru yapamadığımız zaman kusurlar ortaya çıkar.
En belirgin olanları, ATLAMA, GEVŞEKLİK ve DEĞİŞTİRME kusurlarıdır.
Atlama kusuru: Harfleri veya heceleri atlayıp söylememektir.
Bu kusur günlük konuşmalarda sıklıkla yapılır.
Örneğin, DAKİKA yerine DAKKA, HAKİKATEN yerine HAKKATEN, KİLİTLEMEK yerine KİTLEMEK, MERHABA yerine MERABA, ORİJİNAL yerine ORJİNAL demek gibi…
Değiştirme kusuru: Söyleniş sırasında, harflerin yer değiştirmesidir. Örneğin; ŞARJ yerine ŞARZ…
“J” yerine “Z” harfi kullanımı.
SERVİ yerine SELVİ.
“R” harfi yerine “L” harfi kullanımı.
MİNTAN yerine MİLTAN!
“N” harfi yerine “L” harfi kullanımı gibi…
Gevşeklik kusuru ise, daha çok dil ve dudak tembelliğinden ileri gelir.
Bu kusurda, kelimeler ağızdan tam olarak çıkmaz!
Böyle bir kusur var ise, yapılması gereken, dili ve dudakları çalıştıran antrenmanlar yapmaktır.
Bunun için, en ideal çalışma, tekerleme ile yapılanıdır.
Tekerlemeleri önce kalemle (Kalemi dilimiz zorlanıncaya kadar içeri alıp, kalemin sivri olmayan ucu dilimize gelecek şekilde koyup) okuyup, ardından kalemsiz okuyarak, bu kusurun önüne geçebiliriz
Spikerlik tüyolarından: Bir metni okumadan veya konuşmaya başlamadan önce, dilimizi yoruluncaya kadar sağdan-sola ve soldan-sağa çevirir, ardından geriye doğru katlarız.
Bu çalışma sayesinde okuduğumuz metni veya konuşmayı takılmadan yapabiliriz.
Uzun yıllardan beri, “Dilimizi yabancı kelimelerden arındırıp, duru bir Türkçe ile konuşabilir miyiz?” diye tartışır, dururuz.
Dilimize yabancı dillerden girmiş çok sayıda kelime varken, bunların tamamına karşılık bulup, kullanmak çok zor gözüküyor.
Bunu yapabilsek bile, bazı kelimelerin ne yazık ki bugün kullanım şansı çok zayıftır.
Örneğin; Restoran sözcüğü Fransızcadır, sonunda t harfi yoktur. (Deodorant’ta t harfi vardır.)
Bu kelimeyi Türkçeleştirmek istesek ve “restoran” yerine “lokanta” desek mesela!
“Lokanta” İtalyanca’dır, uymaz.
“Aşevi” desek!
O da olmaz, çünkü “aşevi” Farsça bir kelimedir!
Geriye bir “yemekhane” sözcüğü kalıyor.
Evet, restoranın Türkçe karşılığını bulduk!
Peki “yemekhane” sözcüğünü, restoran yerine kullanabilir miyiz?
Mesela, öğle vakti işyerinde arkadaşlarımıza ” Kadıköy’de yeni bir yemekhane açılmış, yemekleri süpermiş gidelim mi” der miyiz?
Bence zor.
Bu konuda yapılması gereken, ilk tercih olarak Türkçe karşılığı olan kelimeleri kullanmaktır.
Tabi günlük hayatta karşılığı olanlardan söz ediyorum.
Eğer kullanamıyorsak o zaman kelimelerin orijinal hallerini, tabi doğru yazarak ve doğru telaffuz ederek kullanalım.
KELİMELER :
AŞİFTE değil, AŞÜFTE (a) uzun okunur. ASA, ikinci “a” harfi uzun okunur. (Değnek anlamına gelir)