BU ZAFERİN FARKINDA MIYIZ
ANADOLU‘nun kapılarını Türkler’e açtığı söylenen, bugüne kadar hep öyle yazılan ve yorumlanan, bizim de asla itiraz etmediğimiz, gururlandığımız, alkış tuttuğumuz, göğsümüzü kabartan Malazgirt Meydan Savaşı, elbette ki övünç madalyası olarak boynumuzda asılı duruyor.
Ancak, Malazgirt Savaşı’ndan en az 23 yıl önce, Sultan Alparslan’ın bıyıklarının yeni terlediği yıllarda Anadolu’nun kapıları Muş’un Malazgirt’inde değil, Erzurum’un Pasinler ilçesinde tanımlanması güç, anlatılması zor, inanılması pek de mümkün gözükmeyecek, bugün sadece filmlerde; animasyon uygulamalarıyla canlandırılabilecek bir savaş sonrasında aralanmış.
Tarih kitaplarında çok sıradan, çok basit, örneklerine çokça rastlanılan bir olaymış gibi, “Erzurum’un Pasinler İlçesi’nde Türkler ile Bizans Ordusu binkırksekiz yılında savaştı. Gürcüler ile birlikte hareket eden Bizans’ın yenilgisiyle sonuçlanan savaş sonrasında, aralarında Gürcü Kralı Dördüncü Liparit ile birlikte binlerce savaşçı Türkler tarafından esir alındı, bol miktarda ganimet ele geçirildi” denilerek yüzeysel olarak anlatılan savaş, fazla kayda değer görülmeyecek bir savaş, bir muharebe miydi de böylesine hafife alınmış, arka plana itilmiş, öne de 23 yıl sonraki Malazgirt Savaşı çıkartılmıştı?
YAZININ DEVAMI VE GÖRÜNTÜLERİÇİN TIKLAYIN