HALKA KIZILMAZ

EVET, halka kızılmaz.
Hele siyaset yapanların halka kızmaları hem hakları değildir, hem hadleri.
Halka kızarak bir yere varamazsınız.
Ne yapacaksanız, bu halkla yapacaksınız.
Bir dahaki seçimde daha fazla oy almak için de bu halka gideceksiniz.
Bu halkın, her siyasetçiyi mutlu etmek gibi bir görevi de yok.
O’nu anlamaya, O’na anlatmaya çalışacaksınız.
Ne demişti rahmetli Demirel?
“Ahali günü yaşar.”
Ona nasıl iyi günler getireceğini anlat ve inandır.
Bunun bin bir türlü yolu varken, sen suçlamayı tercih ediyorsan, geleceğine yan.
Demirel’in, Ecevit’in, Erbakan’ın, Türkeş’in dilinden bir kere duymadık halka kızgınlık ifade eden cümleleri.
Allah için, Kemal Kılıçdaroğlu’ndan da.
Seçmenleri O’na kızıyor da, o hiçbirine kızmıyor.
Siyaset, olgunlukla, sevgi ile, halka dokunarak yapılan bir iştir.
Köy ve mahalle komiteleri kurun. Yaşlıları, hastaları, çaresizleri ziyaret edin. Onlara moral olun. Bunu seçim dönenmlerinde değil de, sair günlerde yapın. Bakın bakalım, o halk size oy vermez mi?
Anadolu Ajansı’nı suçluyorsunuz.
Medyanın yüzde 90’ına hakim olan iktidarı suçluyorsunuz.
İktidarın, makarna, bulgur, kömür dağıtmasını ayıplıyorsunuz.
Peki siz bu yoksul halk için ne yapmayı düşünüyorsunuz?
Düşünüyorsanız, yapacaklarınıza niçin inandıramıyorsunuz?
Anadolu Ajansı’na, yandaş medyaya mahkûm kılındıysan, elin armut toprlamıyor ya; teşebbüse geç, senin de bir ajansın olsun.
Nasıl mı?
Kur bir şirket, yüzer liralık hisse senedi ihraç et, bak bakalım o şirkete kaç bin ortak çıkar?
Böylece, sahibinin sesi değil, halkın sesi olacak bir medya oluşturabilirsin.
Millet ittifakı kurup, millet ajansı kuramayanların yenelgisidir son seçim.
Siz bu halkı iyi tanımamışsınız galiba.
Halka, kitap yazarak, kitap okutmaya çalışarak ulaşamazsınız.
Biri, kıraathane dedi, beleş kek, beleş çay dedi, tefe koydunuz.
O, halkı sizden daha iyi tanıyor.
Bizim halkımız kitap okumaz, gazetenin de büyük başlıklarına bakarak kararını verir.
Sen, ona konulu filmlerle dokun.
Elinde koskoca bir banka var, ödüllü rejisörler, parlak oyuncalar senin için var ama, senin onları harekete geçirecek bir eylemin yok.
Bak, İstiklal Marşı tartışılıyor. Hemen bir Mehmet Akif filmi vizyona yetiştir.
Kemal Sunal halâ gösterimde.
Hababam Sınıfı tekrar tekrar izleniyor, bıkılmadan.
Meselâ Kurtuluş Savaşımız’ı konu alan bir film yaptır.
İkinci Dünya Savaşı yıllarında devletin başvurduğu tedbirlerin hangi zaruretlerden kaynaklandığını yedir filmin içine.
Ki, millet, İsmet Paşa’nın bir kahraman olduğunu, ekmeği karneye niçin bağlamak zorunda kaldığını anlasın.
Vatanım Sensin dizisini hatırla. İsmet Paşa hakkındaki önyargılar o filmle yıkıldı.
Millete Atatürk’ü daha da sevdirecek, onu daha iyi tanımlayacak filmler yaptır.
Bizim millet, seyretmeyi sever.
Gerçeklere de bu yolla ulaşır.
Bunları yapmayı dene, ah, vah edip durma!