MEHMET SEKMEN’E MEKTUBUM VAR

SAYIN Başkan, merhaba…

Nasılsınız?

Umarım iyisinizdir.

Bizi soracak olursanız, “içgüveyinden halliceyiz” diyebilirim.

***

Önce, BB Erzurumspor’un onursal başkanı olarak size, son İstanbulspor maçı mağlubiyeti nedeniyle “geçmiş olsun” dileklerimi ileteyim.

***

İçeride yaşanan iki mağlubiyet ve kaybedilen 6 puan.

Canımız sağolsun.

***

Yeter ki takım, birlik ve beraberlik ruhunu sürdürsün.

Kaybedilen puanlar telafi edilir, ama bozulan birliği ve dirliği yeniden tesis etmek, çok da kolay olmuyor.

***

İşte ülkenin hali, ortada.

***

Geçen hafta, çeşitli yerlere yaptığınız gezi ve ziyaretleri, yayınlanan haberlerden takip etme imkanı bulduk.

***

Müthiş enerjiksiniz.

Maşallahınız var.

Dur, durak bilmeden koşuşturuyorsunuz.

Bir o ilçe, bir bu ilçe.

Yetmiyor, bir o kuruluş, bir bu kuruluş!

***

Kutluyor, güç ve kuvvetinizin artmasını diliyorum.

***

Geçen hafta bir ziyaretiniz vardı ki, müthiş önemsemiştim.

Erzurum Esnaf ve Sanatkârlar Odaları Birliği’ne (EESOB) gitmişsiniz.

***

Son zamanlarda esnaf kesiminden yükselen feryatlara kulak vermiş bir gazeteci olarak, yerinde ve zamanında bir ziyaret olarak gördüm yaptığınızı.

***

Ama ne konuşuldu, bilmiyorum.

Zira, basın büronuzdan gelen haber, sadece sizin değerlendirmelerinizi içeriyordu.

***

Aslında bir haberi de EESOB’un bizlerle paylaşması gerekirdi.

***

Ancak, Rasim Fırat’ın başında bulunduğu “tekke ve zaviye”nin böyle bir alışkanlığı olmadığından, ziyaretiniz sırasında neler konuşulduğunu, hangi sorun ve sıkıntıların gündeme geldiğini doğal olarak öğrenemedik.

***

Dolayısıyla ihtiyaç duyduğumuz bilgileri, iyi-kötü, refikimiz ERKHaber Merkezi’ni ziyaretiniz sırasında yaptığınız değerlendirmelerden aldık.

***

Gerek Sinan’ın (Özçaylak) ve gerekse Orkun’un (Çizmeli) yazdıklarına baktığımda, söylediklerinizin bir bölümünü, erzurumhaberler.com’da yazdıklarımıza yönelik cevaplar olarak gördüm, ya da ben öyle algıladım.

***

Eğer yanlış anladıysam, bağışlayın beni.

***

Önce sizden özür dilemek istiyorum.

***

Biz, çekildiğimiz mütevazı köşemizde işimizi yapmaya çalışıyoruz.

***

Bizi bilen, biliyor.

***

Bizim, inşaatla, reklamcılıkla, yeme-içme işiyle ve haberciliğin dışında akla gelebilecek her türlü üretimle ilgili bir işimiz, bir dükkanımız, bir büromuz, bir fabrikamız, malikanemiz filan yoktur.

***

Sadece benim değil, çocuklarımın da sözünü ettiğim işlerle alâkaları bulunmamaktadır.

***

Hani akla gelebilir ki, bunlar gazeteciliği kendilerine maske etmiş, özel işleri için feveran ediyor.

***

Hayır!

Asla böyle bir şey sözkonusu değildir, olamaz da.

***

Gazetecinin amacı bellidir, haberdir, milletin, memleketin sorunlarının çözümünde kamuoyu oluşturmak, kalem oynatmaktır.

***

Ancak, son zamanlarda görüyorum ki, çıktığımız bu yolda genelde yalnız kalıyoruz.

***

“Hayvancılık ve sorunları” diyoruz, Ticaret Borsası’nın gedikli Başkanı Hakkı Hınıslıoğlu’ndan ses çıkmıyor…

***

“Esnaf sıkıntıda” diye yazıyoruz, EESOB Başkanı görmüyor, okumuyor ve hatta nazik bedenini incitmiyor bile.

***

İş dünyasının ne durumda olduğunu herkesten çok daha iyi bildiğine inandığım Erzurum Ticaret ve Sanayi Odası Başkanı (ETSO) zaten hiç ortalıkta gözükmüyor.

***

Onun “Aşkale Çimento” gibi bir büyük oyuncağı var, onunla gününü gün ediyor.

Erzurum çok da umuruna değil yani.

***

Hele diğer meslek kuruluşlarını, oda ve temsilcilikleri saymıyorum.

***

Bir tarihte ne demişti dönemin Başbakanı Recep Tayyip Erdoğan?

“Askerlik, yan gelip yatma yeri değildir!”

***

O doğru sözü, şimdi bizim STK’larımız için ve hatta stada sokulmayan, kendilerine ait tribünde oturacak yer bulamayan basın mensuplarının feryadını duymayan, sıkıntısını görmeyen gazeteciler cemiyetlerimiz için rahatlıkla söyleyebilirim!

***

Onlar yan gelmiş, yatıyor…

***

Biz ise elimizde kalem, onların üyelerinin haklarını savunuyor…

Yine de yaranamıyor, sık sık birileri tarafından “siz gazeteciler var ya” denilerek, hedef tahtasına oturtuluyoruz.

***

Bakar mısınız garabete!

***

Hatırlarsanız eğer Başkanım…

***

Bilbordlarda yeme-içme reklamlarınızı görmüş de itiraz etmiştik.

***

Reklamcıların ekmeği ile oynanıyor diyerek, belediyenin böyle bir işinin olmaması gerektiğini yazmıştık.

***

İnşaatçılığın, yap-satçılığın belediye hizmetleri arasında bulunmaması gerektiğini söylemiştik.

***

Daha çok şeyleri kaleme almış, otobüslerde yaşlıları rencide eden anonslara varıncaya kadar, çoğu gözden kaçan uygulamanın düzeltilmesini talep etmiştik sizden.

***

Şimdi öğreniyoruz ki, hatada ısrar etmemiş, önemli düzeltmeler yapmışsınız.

***

Yazdıklarımıza hassasiyet gösteren bir Büyükşehir Belediye Başkanı olarak size ve arkadaşlarınıza teşekkür ediyorum.

***

ERKHaber’deki açıklamalarınızı okuduktan sonra, hata ettiğimizi anladım!

***

Belli ki, sadece ekibiniz değil, biz de yanlış yapmışız.

***

Ne yapmak istiyorsunuz?

***

Bundan böyle ne yaparsanız yapın, hangi işe el atarsanız, atın…

Bilin ki, destekçisi olacağız.

***

Bundan böyle; “Efendim Erzurum şöyle olacak, böyle olacak, düşüp, yuvarlanacak” diye sızlanıp, “siftah bile edemiyoruz” yaygarası kopartırken, sizi gördüklerinde “hazır ol”a geçen ve iki büklüm olan birkaç yüzlülere gelince!..

Onlara söyleyecek bir çift sözüm olacak:

***

Artık umurumuza değilsiniz!