MEMLEKETİN AHALİSİ APTAL DEĞİL!

TATİL bitti, okullar açıldı.

Caddede, sokakta bir hareketlilik var.

***

Yollar kalabalık, kaldırımlar cıvıl cıvıl.

Ancak o kadar!

***

Yani görüntü hoş, ancak cebe bakıyorsun cep boş değil, bomboş!

***

Eskinin esnafı, böyle hareketliliğe “kuru kalabalık” derdi.

***

Şehrin hareketliliği, hiç şüphesiz öğrencinin gelişinden kaynaklanıyor.

***

Bu anlamda, “İyi ki, Atatürk Üniversitesi de var” diyorsunuz.

***

Öyle ya!

Ya üniversite de olmasaydı?

***

İnsan, Atatürk Üniversitesi’nin olmadığı bir Erzurum düşünmek bile istemiyor.

***

Bu nedenle duacıyız.

***

Atatürk Üniversitesi’nin bu memlekete kurulması aşamasında gayret gösterenlerden, yapıp, yakıştıranlardan ve o güzide kurumu Erzurum’a kazandıranlardan Allah razı olsun.

***

Her kim çalışmış, çabalamış, gayret göstermiş, taş üstüne taş koymuş…

Fakülteleri bir’den iki’ye, iki’den beş’e, on’a yirmiye yükseltmiş, tarlayı, çayırı, dereyi, tepeyi muhteşem bir kampus haline getirmişse…

***

Hepsinin manevi şahsiyetleri önünde bir Erzurumlu olarak saygıyla eğiliyor, ölenlere rahmet, hayatta olanlara sağlıklı ve huzur dolu bir ömür diliyorum.

***

Bu sezon, 60’ıncı kuruluş yıldönümünü kutlayacak olan Atatürk Üniversitesi, elbet bu şehir açısından her yönüyle muhteşem bir potansiyel.

***

Ama başlı başına bir çıkış kapısı asla değil.

***

Kabul etmeliyiz ki…

Her yıl artarak devam eden beyin ve sermaye göçü nedeniyle ekonomisi erozyona uğramış, piyasalara hareketlilik katan askeri birlikleri birer birer elinden alınmış, kamu yatırımı adına hizmet binasından başka bişeyin yapılmadığı Erzurum, aynı kulvarda yarıştığı ve çok gerilerinde kaldığı rakiplerine, öğrenci harçlıklarının sağladığı katkı(!) ile asla yaklaşamaz.

***

Erzurum’a mutlaka para kazandıracak, istihdam oluşturacak, şu geri kalmışlık illetinden bu memleketi kurtaracak yeni ve farklı yatırımlar gerekiyor.

***

Bu aşamada gözler ister istemez özel sektörü arıyor.

Ama gelin görün ki, özel sektörde de ciddi kan kaybı var.

Kimse yatırım yapmak istemiyor, yatırım yapanlar da kaçıp, gitmenin hesabında.

***

Bundan mıdır bilinmez…

Dünün ticaret merkezi konumundaki mekanları, Taşmağazalar’ı, Gürcükapı’sı, Tebrizkapı’sı, Erzincan Çarşısı kepenk kapatmışa benziyor.

***

Kavaflar bitmiş, Kongre yalnızları oynuyor.

***

Mahallebaşı deseniz, zaten elden çıkmış!

***

Bir zamanların Paris’i Erzurum’da, hayat Havuzbaşı ile Yakutiye Medresesi arasına sıkışmış, kalmış.

***

Peynirin, sütün, tereyağının merkezi Pelit Meydanı’nda bile insanlar siftah edemeden dükkan kapatıyor…

***

Çekler karşılıksız çıkıyor, borçlar vaktinde ödenmiyorsa!

***

Ne denir böylesi memlekete?

“Canım çıha Erzurum!”

***

Bu ifadeyi; ustamız Kadir Sabuncuoğlu, Erzurum Lisesi’ni konu edindiği son yazısında, başlık olarak kullanmış, “Erzurum Lisesi, sana canım çıha” demişti.

***

Hazır söz Erzurum Lisesi’nden açılmışken…

Vali Seyfettin Azizoğlu’nun bir serzenişini hatırlatmakta yarar görüyorum:

“Belediyeler, yeni okullar yapabilmemiz için, arsa üretsin!”

***

Memleketin kangrene dönmüş, önemli sorunlarından birisi de budur.

***

Okullarda öğrenci sayısı çoğalıyor, ama devlet, yeni okul yapacak arsa bulamıyor!..

Hem de toprak büyüklüğü bakımından Türkiye’nin ikinci ili olan Erzurum’da!

***

Ne garip değil mi?

***

Erzurum Lisesi, sadece bu memleketin değil, ülkenin marka olmuş eğitim kurumlarından biri.

***

Ama gelin görün ki, o tarihi lise tel tel dökülüyor.

Ve biz de bu dökülüşü kayıtsız gözlerle seyrediyoruz.

***

Kimse, hele de siyasetçilerimiz kusura bakmasın!

***

Beylik laflarla, içi boş süslü sözlerle bir yere varılmıyor.

***

Halep ordaysa, arşın da burada.

***

Memleket tükenişe doğru hızla yuvarlanıyor.

***

Bu kötü gidişata devleti yönetenlerin, siyasi gücü elinde tutanların, paraya hükmedenlerin, yön verenlerin acilen “dur” demesi gerekiyor.

***

Yoksa “kenar süsü” yapmak, ne yatırım anlamına geliyor ve ne de ekonomiyi düze çıkartmıyor…

***

Ama Erzurum’u dize getirdiği bir gerçek.

***

Görmediğimizi zannedenler, bilsinler ki, memleketin ahalisi aptal değil!