HEP ERZURUM’DAN YANA OLDUK!

TAKVİM yapraklarının 16 Ağustos 2016 tarihini gösterdiği, hain darbe girişiminden sadece bir ay sonra, herkesin tedirgin olduğu, kimilerinin kaçacak delik aradığı günlerde erzurumdanhaberler olarak yayına başladık.

Bugün 7’nci yaşımızı kutluyor olmanın mutluluğunu yaşıyoruz.

*

Neredeyse 42 yıl önce, 1980’li yılların başında Hürriyet Haber Ajansı’nda (hha) üniversite muhabiri olarak başladığım mesleğimi, ilk günün heyecanı ve “sorumluluğu” ile internet ortamında yayınladığımız haber sitemizde sürdürüyorum.

*

erzurumdanhaberler adı altında oluşturduğumuz sitede özgün habercilik yaptığımızı söyleyebilirim.

*

Erzurum’da, habercilik yapmak amacıyla kurulmuş hali hazırda kaç internet sitesi var, doğrusu bilmiyorum.

Bildiğim; bu internet sitelerinin tamamına yakını, ihtiyaç duydukları haberleri belli ücret karşılığı abone oldukları haber sitelerinden temin ediyorlar.

Arada bir kendi ürettikleri haberlere de yer veren internet sitelerine, başta belediyeler olmak üzere çeşitli kamu kurumlarının basın bürolarından da haber servisi yapılmakta; dolayısıyla aynı haberi, aynı fotoğrafı birden çok yayın organında bulmak ve görmek mümkün hale gelmektedir.

*

Adımızdan da anlaşılacağı üzere bir kendimizi, yayın alanımızı Erzurum ile sınırlamış bir yayın organıyız.

Çok çok mecbur kalmadıkça Erzurum’u ilgilendirmeyen hiçbir habere sayfalarımızda yer vermeyiz.

Kendi haberimizi kendimiz üretir, habere ilişkin fotoğrafların kalitesine azami özen gösteririz.

Bizim için önemli olan Erzurum’dur, Erzurum’da yaşayanların sorunudur, sıkıntısıdır.

Elbet ülke genelini ilgilendiren haberler de okuyucu açısından büyük önem arz eder.

Ancak o tür haberleri hemen her sitede, her yayın organında bulmak ve okumak mümkündür.

Bizim haberlerimizi okumak, bilgi sahibi olmak için illa erzurumdanhaberler’i takip etmek gerekir!

*

Yedi yıl önce başladığımız yayıncılığımızda izlediğimiz yol ve yöntem sayesinde hızla büyüdük.

Taraf olduk, hep Erzurum’dan, Erzurum insanınından yana tavır sergiledik, dolayısıyla haber açlığı çeken insanların aradığı, özellikle sosyal ağlarda takip ettiği, iletişim kurduğu bir yayın organı haline geldik.

*

Habercilik dünyanın en zor ve en hassas işlerinden birisidir.

*

Gazeteci, habercidir.

Haberci de olaylara “eleştirel” gözle bakan insandır, çoğu insanın yanlış anladığı, yanlış tanımladığı şekliyle “muhalif” kimliğe bürünmüş birisi asla değildir.

*

Bizim yayın politikamız, kısa tanımıyla böyle!

Bu tanımdan, her işin altında çapanoğlu aradığımız anlamı çıkarılmamalı.

Yapılan güzel iş ve çalışmaların hakkını vermeyi de asli görevlerimiz arasında sayıyoruz.

*

Kimseden bir beklentimiz olmadı, akçeli işlerin hep uzağında durduk, durmaya da devam ediyoruz.

*

Sözlerim yanlış yorumlanmasın!

Gazetelerin, yayın organlarının tek gelir kaynağı reklamlardır.

Biz de belli dönemlerde ücreti mukabilinde reklam yayınladık, ama hiç kimseyi reklam versinler tehdit etmedik, kimseye aba altından sopa göstermedik, parmak sallamadık.

*

Duruşumuzdan taviz vermiyor, inandığımız yolda yürümeye dün olduğu gibi, bugün de aynı kararlılıkla, ama biraz yorgun, çokça da bıkkın şekilde devam ediyoruz.

*

Yoğurt yiyişimizden, dik duruşumuzdan hoşlanmayanların, buruşturup çöpe attığımız müsvedde ayarında bile haber yazmayı beceremedikleri için diş gıcırdatanların, yumruk sıkanların, dolayısıyla arkadan arkaya tuzak kuranların, iftira edenlerin varlığından Allah’ın yardımıyla hep haberdar olduk.

*

Daha geçen gün bir sergi açılışında Büyükşehir Belediye Başkanı sayın Mehmet Sekmen’in ayaküstü kulağıma fısıldadığı itiraf niteliğindeki birkaç kelime, bizim çok yakından bildiğimiz şerefsizlerin iğrenç yüzlerinin geç de olsa kendilerince de anlaşıldığı gerçeğini ortaya koyuyordu.

*

Kimseyle kişisel bir hesap içinde değiliz, olmadık, olmayacağız.

*

Kaygımız hep, muhteşem bir coğrafyaya, hiçbir yere nasip olmayacak doğal güzelliklere ve tarihi emanetlere sahip kültür ve medeniyet şehri Erzurum oldu.

Bundan böyle de aynı şevk ve heyecan içinde yol yürümeye, engelleri aşmaya, memleketi çok daha yukarılara taşımak için hamallığını yapmaya, sağlığımız elverdiği müddetçe devam edeceğiz.

*

Varsın birileri muz kabuğu arayışlarını sürdürsün, ya da “muş”lu gibi davranmaya devam etsin!

“Bizi seviyormuş gibi yapanlar”ın değil, gerçekten sevenlerin duaları ayakta tutuyor.

Bu da bize fazlasıyla yetiyor.