AYILAR NE PETEK BIRAKTI, NE DE BAL
AÇ KALAN AYI ADAM DA YER!
SON haftalarda başta Tortum ve Uzundere ile İspir olmak üzere, Erzurum’un kuzey bölgesindeki köyler ayılar ile yaban domuzları musallat oldu. Ayıların bal peteklerine, yaban domuzlarının da ekili alanları ciddi anlamda tahrip ettiğini belirten vatandaşlar, soruna çözüm bulunmasını isterken, ömrünü fidancılık işine vakfetmiş Kadir Yaşar, yaşanılanları, “kaçınılmaz son” olarak değerlendirdi.
Ayıların hemen her gece yerleşim yerlerine kadar inmesi ve karınlarını doyurabilmek için, başta arı kovanları olmak üzere, meyve bahçelerini tarımar ettiğini belirten vatandaşlar, “Bir yanda ayılar, bir yanda yaban domuzları mahsül bırakmadı yediler. Bugüne kadar böyle bir şey görmemiştik. Resmen doğal afet yaşıyoruz” diye yakındılar.
HAVALAR SAOĞUDUĞUNDA TEHLİKENİN BOYUTU ARTAR
Hasat mevsimini giderek geride bırakmaya başladığımızı belirten Yusufeli Fidancılık’ın sahibi Kadir Yaşar, “Karnı aç olan hayvan bal da yer, insan da” diyerek tehlikenin boyutuna dikkat çekti. Bugünlerde yaban hayvanlarının bir şekliyle karınlarını doyurabildiklerini, yarın havalar soğuduğunda yiyecek bulamayacak hayvanların köylere saldırabileceğini belirten Kadir Yaşar, erzurumdanhaberler.com’a şu değerlendirmeyi yaptı:
“- Bölgemizde bol miktarda yaban hayvanı var. Bunlar içinde en tehlikeli olanları hiç şüphesiz ayılar ve yaban domuzları. Önceki yıl aç ayıların İspir’de köylere inip, insanlara saldırdığını unutmamalıyız. Aç kalan her canlı bir şekilde reaksiyor gösterir. Ayılar da yiyecek bulamayınca saldırganlaşıyor. Aslında insanlar, bu cezayı hakediyor. Allah, yarattığı her canlının rızkını da gönderiyor. Dağların başındaki yabani meyve ağaçları, o hayvanlarındır. ama insanoğlu öylesi açgözlü hale gelmiş ki, dağların tepelerine kadar tırmanıyor ve başta ayılar olmak üzere yabani hayvanların yiyeceği olan yabani meyveleri toplamıyor, adeta yağmalıyor. Yiyecek bir şey bulamayan hayvanlar da doğal olarak köylere, ilçelere iniyor.”
DEVLETİN PROJELERİ KAĞIT ÜSTÜNDE KALIYOR
Devletin, yaban hayatı koruma adına projeler ürettiğini, ancak projelerin neredeyse tamamına yakınının kağıt üzerinde kaldığını öne süren Kadir Yaşar, “Bizim bölgemiz, özellikli bir bölge. Rakım buralarda oldukça yüksek. Yetkililerin, böylesi yüksek rakımda ve sert iklimde ayakta kalabilecek ağaçları tercih edip, dikmesi gerekir. Ama ne yazık ki, kimse bu inceliğe ve ayrıntıya dikkat etmeden ağaçtır alıyor. Çoğu yurtdışından getirilen ve çuval dolusu paralar ödenen ağaçların bu yöreye uyum sağlaması mümkün değil. Zaten dağlara kimsenin baktığı yok. Devletin, yaban hayatı koruması ve canlı tutması için yöreye uygun ağaç türlerini tercih edip, diktirmesi gerekir. Bu konuda biz, çok uzun zamandan beri araştırma yapıyoruz. Nerede ne var, hangi ağaç türleri dikilirse verim alınır? Bu soruların cevabını benden başka verecek bir insan göremiyorum” dedi. erzhaber