ERZURUM’DA KAÇ KELEBEK TÜRÜ VAR?
DÜNYANIN “rakımı en yüksek” şehirlerinden birisi olan, kuşundan böceğine, kelebeğinden çiçeğine varıncaya kadar yüzlerce değişik türü bünyesinde barındıran Erzurum, sahip olduğu zenginliği yeterince değerlendirememenin sıkıntısını yaşıyor.
Havaların ısınması, karın kalkmasıyla birlikte coşan tabiatın içinde kendilerini göstermeye başlayan kelebekler, kelebek tutkunlarının da gözlerini kamaştırıyor. Sınır ve uzaklığa aldırış etmeden yollara düşen, bu arada Erzurum’a da uğrayan kelebekseverler, en gizemli türlerin fotoğrafını çekmek için büyük çaba gösteriyorlar.
ÜÇ BAYAN YOLLARA DÜŞTÜ
“En güzel ve az bulunan kelebek” türlerini fotoğraflayıp, bir de çetele tutan kelebek tutkunlarından Filiz Leloğlu, dünyada yaklaşık 17 bin 500 kelebek türü olduğu hatırlattı. İstanbul’da yaşayan ve aslen Erzurumlu olan Leloğlu, yanına kendisi gibi kelebek sevdalısı arkadaşları Nurşen Biçer ve Işın Serpen’i de alarak memleketine çıkartma yaptı.
Türkiye’de toplam 416 kelebek türünün kaydedildiğini, Erzurum’da ise 225 farklı türün kayıt altına alındığını hatırlatan Filiz Leloğlu ve arkadaşlarına, Kadir Sabuncuoğlu ile birlikte eşlik ettik.
Palandöken’de ve Tortum’da yapılan çekimleri birlikte gerçekleştirdiğimiz Leloğlu ve arkadaşları, başta “Apollo” türü olmak üzere, değişik kelebek türlerinin fotoğraflarını çekmiş olmanın mutluluğunu yaşadılar.
“Sınır komşularımızla kıyasladığımızda en fazla kelebek türü ülkemizde yer almaktadır. Erzurum ise ülkemizde en çok kelebek türünü barındıran ilimizdir. Gümüşhane ve Artvin de sayısal olarak Erzurum’u takip etmektedir” diyen Filiz Leloğlu, kelebek lokasyonlarını nasıl tespit ettiklerini ve merak edilen noktaları erzurumdanhaberler.co’a anlattı:
İNTERNET SİTELERİ VAR
“- Adameros, Kelebek Türk ve Trakel adlı internet sitelerinde gözlemciler – ben dahil – tamamen amatörce ve tutkuya dayalı olarak kaydettikleri kelebek türlerini paylaşıyorlar. Bu havuzlarda illere göre biriken kayıtlar, belki de hiçbir üniversitede yoktur. Birbirimizle bilgilerimizi paylaşarak manevi ve bilgi anlamında çoğalıyoruz. Teknolojinin de yardımıyla, kelebek toplayıcılarının eline geçmeyecek gizlilikte lokasyonları birbirimizle paylaşıyoruz.”
OSMANLI ATEŞİ’Nİ ÇEKMİŞ!
Kelebek fotoğrafı çekmek için her fırsatı değerlendirdiğini belirten Leloğlu, bir de anısını bizimle paylaştı:
“- Yıllar önce İstanbul’dan Ankara’ya otobüsle yolculuk yapıyorum. Mola yerlerine vardığımızda, herkes kahve içmeye giderken ben her zamanki gibi yan taraflardaki yeşillik alanlara dalıyor, kelebek arıyorum. O zaman için nadirattan sayılan ‘Osmanlı Ateşi’ adlı kelebeği görüntüledim. Kısacık mola bitti, ben yolculuğuma devam ettim. Sonrasında kelebekçi arkadaşlarıma da lokasyonu tarif ettim. Gidip çektiler. Dilden dile lokasyon herkese ulaşmış. Geçenlerde bir kelebekçi arkadaşla arazide sohbet ediyoruz; ‘Bir kelebekçi, otobüs molasında Osmanlı Ateşi çekmiş. Molada hem de, düşünebiliyor musun? Hayret edilecek birşey’ dedi…’Evet, o kişi bendim’ dedim, gülüştük… Böyle böyle kelebek arazilerini çoğaltıyoruz işte. Ayrıca değerli hocamız sayın Ahmet Baytaş’ın ve Doğa Derneği’nin kelebek türleriyle ilgili yayımladıkları kitaplardan da yararlanıyoruz. Kelebekçi arkadaşlarımın katkılarıyla İl bazında kitaplar da yayımlanmaya başlandı.”
SADECE KELEBEK VE BEN VARIM DÜNYADA!
Filiz Leloğlu, “neden kelebek fotoğrafı çekiyorsunuz?” sorusunu da şöyle yanıtladı:
“- Ben de yeni sordum bu soruyu kendime. Yanıtını hemencecik buldum. Atatürk Üniversitesi Kampusü‘nde büyüdüm ben. Fiğler arasında oynardık biz. Dağa kadar kırlar bizim oyun alanımızdı. Ve çeşit çeşit kelebek dolanırdı etrafımızda. Şimdi de doğada olmak , doğaya kaçmak için en güzel yol kelebek fotoğrafçılığı.. Hem fotoğrafçıyım hem de doğayı seviyorum. İkisi bir arada… Kelebek çekerken hiçbir şey aklıma gelmiyor. Sadece kelebek ve ben varız dünyada…”
KELEBEKLERİN YAŞAM ALANLARI DARALTILIYOR
“Bir önceki yıl gittiğim, bolca kelebeğin yaşadığı araziyi bir yıl sonra yerinde bulamıyoruz” diyen Leloğlu, “Arazileri ya betona bulanmış, ya yol geçirilmiş halde buluyor, bundan da büyük üzüntü duyuyoruz. Doğa turizmini geliştirmek adına doğa yok ediliyor. Işıklar döşeniyor. Önce ateş böcekleri terk ediyor orayı, sonra da diğer böcek ve kelebekler. Bu yıl Tortum’da da gördüm aynı şeyi. Çok üzüldüm. Yazık. Geri dönülmez yollara girilmiş” şeklinde üzüntüsünü dışa vurdu. erzhaber
Böyle değerli çalışmalar yapan kişileri farkedip yazdığınız için teşekkürler, fotoğraflar da bize o anları yaşattı.
Sevgili kuzenim Leyla ve bu işi severek yapan doğa sevdalılariyla gurur duyuyor ve kutluyoruz.
Sevgili KIZIM IŞIN ın doğa sevgisi ve çalışmaları beni çok mutlu ediyor.çalışmalarında başarılar dilerim.yolunuz açık olsun. Sizlerlei onur duyuyorum. Sevgiler.