Dolar 34,2384
Euro 37,6226
Altın 2.872,68
BİST 9.132,30
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
Erzurum 21°C
Çok Bulutlu
Erzurum
21°C
Çok Bulutlu
Per 18°C
Cum 20°C
Cts 20°C
Paz 16°C

KALANLARA SELAM OLSUN!

KALANLARA SELAM OLSUN!
28 Eylül 2016 11:57

BİR yazı yazdık, bin sitem işittik.

Değerli dostum Kadir Sabuncuoğlu’nun “Canım Cıha Erzurum Lisesi” başlıklı yazısını okuduktan sonra içim burkuldu, iki seçmen profilini mukayese eden yaşanmış iki olayı anlattım.

Demiştim ki; batıdaki seçmen hakkını gerektiğinde seçtiği adamın masasını yumruklayarak arıyor, bizimkiler methiye dizerek.

Bakan önünde sergilenen o maskaralığı yeniden anlatmaya dilim varmıyor. Utanıyorum, öfkeleniyorum.

Anlatmaya çalıştık ki sen seçtiklerinle ilişkilerinde böyle durumlara düşersen kaile bile alınmazsın, adam yerine konulmazsın, çocukların işte öyle sıvası boyası dökük yatakhanelere mahkûm olur.

Sen misin bunları yazan?

Sitemin bini bir para.

Niye memleketi terk etmişiz.

Terk etmişsen söz söylemeye hakkın yok.

Erzurumlu olmaya da….

Birisi adeta meydan okumuş: “Hele beni bir ara…”

Öteki bayan, doktor olan kardeşinin İstanbul’a gittiğini unutarak, (Arkadaşımdır. Kendini iyi yetiştirmiş bir entelektüel ve çok iyi bir doktordur. İstanbul’da önemli bir hastanede görev alması suç mu?) belki de ona olan hıncını benden çıkarmak isteyerek bir de boyundan büyük laflar etmiş.

“Beş bin kişiye iş verdim.”

Sonra bakmış, rakam uçuk, bunu beş yüze revize etmiş.

Sordum soruşturdum, bu hanımefendiye ait bir bakkal dükkânı bile yok. Ama beş yüz kişiye iş vermiş.

Keşke beş binlerce kişiye iş verebilecek işletmeleri, fabrikaları olsa memleketimin.

Biri serzenişte bulunmak isterken “sergeniş” yazmış. Tıpkı asgari ücrete askeri ücret, medar-ı iftihara medeni iftihar dedikleri gibi…

Kulaktan dolma kültürleriyle laf yetiştirmeye çalışmışlar.

Niye gitmişiz?

Erzurum’da bizim görev yaptığımız kurumlar, ya da bize şans tanıyan başka imkânlar vardı da, keyfimizden mi gittik?

İbrahim Tatlıses’in o sözünü hatırladım:

“Urfa’da Oxford vardı da biz mi okumadık?”

Gittiysek, memleketin her tarafı bizim değil mi?

Misal; daha mülayim bir iklimde, biraz daha iyi şartlarda yaşama hakkımız olamaz mı?

Ucuz laflar, ucuz sitemler karın doyurmuyor.

İki bin rakımda, Türkiye’nin en sert ikliminde geniş pencerelerde 160 metrekarelik evlerde oturmayı isterken yakıt parasını düşünmeyen…

Çatılardan düşen kar birikimlerinin insanları öldürüp, altında park etmiş arabaları pert ederken, çatı eğimlerini bile iklime göre belirlemeyen belediyeleri eleştirmeyip, üç-beş ışıklandırma yapıldı diye onlara methiye dizen anlayışa ne diyebiliriz ki?

Sen, hakkını istemesini bilmiyorsan gidenlerin suçu ne?

Gidenlerin bir kısmının işi, bir kısmının sağlık şartları, bir kısmının ekmek parası için gittiklerini düşünmeden suçla suçlayabildiğin kadar. Dilin kemiği yok nasılsa.

Unutma ki kalanlarından çok gidenlerin var  hemşerim!

Gidenler, yüreklerini bu şehrin taşına toprağına bırakarak gittiler.

Sitem etmek, suçlamak yerine nedenleri, niçinleri sorgula.

Sebep-sonuç ilişkisi kurmayı öğren.

Bak, orada bir değil iki üniversiten var. Analitik düşün.

Sana bu hayatı, bu az gelişmişlik standartlarını reva gören iktidarlara yüksek yüzdelerle oy veren sensin!

O zaman gidenlere değil, seçtiklerine sitem et. Birikmiş hıncını onlara yönelt. Bu, daha adil ve  (moda tabirle) daha “akil” olur.

YORUMLAR

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.