Dolar 32,4687
Euro 34,7835
Altın 2.442,74
BİST 9.915,62
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
Erzurum 22°C
Hafif Yağmurlu
Erzurum
22°C
Hafif Yağmurlu
Cts 23°C
Paz 23°C
Pts 20°C
Sal 18°C

ÖLÜM!

ÖLÜM!
13 Mart 2017 07:55 | Son Güncellenme: 13 Mart 2017 08:17

ÖLECEKSENİZ, GELİN ERZURUM’DA ÖLÜN!

DÜNYADA herkesi bekleyen, kimsenin kaçamayacağı bir son, ya da ahiret hayatının başlangıcı…

Veya bir diğer adıyla acının, ayrılığın, hüzün ve kederin adı!

***

İşte biz, aile olarak o hüznü ve kederi, geçtiğimiz günlerde dolu dolu yaşadık.

***

Sadece “biz değildik” ölüm acısı yaşayanlar.

***

Bizim, kayınvalidemizi toprağa verdiğimiz günlerde, Avukat Tuncer Aktaş ağabeyi anne, Kadayıfçı Muammer usta (Tanhaş) baba ve siyasetin içinde yıllarca yoğrulmuş, önceki Erzurum milletvekillerinden İsmail Köse de ağabeyini kaybetmenin acı ve ıstırabını yaşadı.

***

Allah’tan tüm ölmüşlerimize rahmet diliyorum.

***

İnsan, her ne kadar ölümle iç içe yaşıyor olsa da, acı gerçekle burun buruna geldiğinde, kendisini “çaresizlik girdabına” kaptırıyor, eli, ayağına dolaşır hale geliyor ve çevresine “çaresiz gözlerle” bakarken, ister istemez uzanacak bir “dost eli” arıyor.

***

Ölümün soğukluğunu metanetle karşılayan bir aile büyüğü veya komşu, ya da akrabadan birileri, o en çaresiz anınızda yanınızdaysa, şanslısınız demektir.

***

Fazla değil, bundan bir iki yıl öncesine kadar, o telaşede akla ilk olarak, “cenaze nasıl kalkacak, defin işleri nasıl yapılacak” sorusu gelir, dolayısıyla bir taraftan kaybettiğiniz insanın acısını yaşarken, bir taraftan da “levazımatçılık” yapmak mecburiyetinde kalırdınız.

***

Sonuçta cenazenin defni gerekiyor ve siz o defin işiyle ilgilenmek zorundasınız.

***

Şimdi öyle değil…

İnanılmaz kolaylık sağlanmış!

***

Cenazeniz mi oldu…

Telaşlanmanıza gerek yok!

Büyükşehir Belediyesi Mezarlıklar Müdürlüğü’ne, elinizde “ölüm raporu” ile başvurmanız yeterli.

***

Anında yetkililer harekete geçiyor.

Mezar yeri isteğinize göre tespit ediliyor, cenazenin nerede olduğu ve hangi camiden kaldıracağı size soruluyor, o kadar.

***

Kararlaştırılan saatte, denilen yerden cenaze alınıyor, gasılhaneye getiriliyor, görevli hocalar tarafından yıkanıyor, kefenleniyor.

Belediye imamları tarafından da namaz istediğiniz camide kıldırılıyor ve defin gerçekleşiyor.

***

Sizin ne eliniz deyiyor, ne de cebinizden kuruş para çıkmıyor.

***

Eve geldikten sonra, belediye tarafından “özel kutularında” kıymalı pide ve ayran gönderilerek, kusursuz hizmet noktalanıyor.

***

Bu arada, isterseniz belediye, evinizin yakınına bir taziye çadırı da kuruyor.

***

Taziye çadırı veya taziyeevi uygulamasına karşı birisiyim.

İsteseydik çadır da kurulurdu elbet, ama istemedik.

***

Dedim ya, ölüm gerçeğinden kaçış yok.

Kim nerede, ne zaman, hangi şekilde ölecek bilinmez.

***

Ancak, “ölecekseniz, gelin Erzurum’da ölün” derim ben.

***

Cenazenin adabına uygun şekilde defni…

Tanıdık insanların, dost ve akrabalarınızın camiye koşması, son görevi yerine getirmesi, bir kısım cemaatin önce kabristana, sonra da evinize kadar gelmesi ve taziye vermesi, unutulacak şeyler değil.

***

Bir ara evin balkonuna çıktım, yerde yığınla tencere.

Komşu ve akrabaların gönderdiği yemeklerdi onlar.

***

Böylesi güzelliği, hoşluğu, acının paylaşımını, uzatılan samimi dost elini başka yerde ne bulmak, ne de görmek mümkün olabilir.

***

Zaten başka şehirlerden gelmiş dostlar, gördüklerine, yaşadıklarına inanamadı, “bizim oralarda böyle şeyler hiç yoktur” diyerek, şaşkınlıklarını dile getirdiler.

***

Evet, böylesi güzellik başka yerde yoktur, zaten olamaz da.

***

O yüzden burası Erzurum…

O yüzden burası Dadaşlar diyarı…

O yüzden burası “Mevla’ya emanet” şehir!

***

Bunları bildiğimiz ve yaşadığımız için, “ölecekseniz, gelin Erzurum’da ölün” diyorum size.

***

Erzurum’da ölmek için, elbette ki, önce Erzurum’da yaşamak gerekir.

Yoksa, başka şehirlerde yaşayanların, oralarda ölmesi kaçınılmazdır.

***

Hani bazen, “Ölürsem beni Erzurum’a götürün, oraya defnedin” diye vasiyette bulunanlar oluyor ya.

***

Öylelerinden birisine Hüsamettin Ceylan’ın yıllar önce verdiği “muhteşem cevap”, halen daha hafızamdadır:

***

“Ne ki oğlum, Erzurum definhana mi!”

YORUMLAR

  1. İhsan Ataman dedi ki:

    Kıymetli Öztürk bey,
    Öncelikle son cümlenizin; ölüm gibi hassas bir konuda kırıcı olduğunu ifade edeyim. Memlekette defnedilme arzusunun ne olduğunu gurbetçi olmadığınız için bilemeyebilirsiniz. Ama anlamaya çalışabilirdiniz.
    Cenaze hizmetlerinin bu kadar kolaylaştırılması elbette çok güzel, sebep olanlara, emeği geçenlere müteşekkiriz. Lakin bu hizmet bu haliyle mesela Malatya’da yirmi yıldır var, İstanbul’da on yıldan fazladır var. Şükür ki artık şehrimiz insanı da bu güzel hizmetten nasibdar oldu.
    Bir gurbetçi olarak son cümleye olan kırgınlığımı tekrar ediyor, Hüsamettin Ceylan’a da teessüflerimi aracılığınızla iletiyorum.