Dolar 32,5432
Euro 34,8629
Altın 2.427,81
BİST 9.722,09
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
Erzurum 24°C
Az Bulutlu
Erzurum
24°C
Az Bulutlu
Per 22°C
Cum 22°C
Cts 22°C
Paz 22°C

ONUR’UN ONURLU MÜCADELESİ

ONUR’UN ONURLU MÜCADELESİ
29 Nisan 2021 08:05

MEMLEKETİN sorun ve sıkıntılarına yönelik yaptığımız haberleri sosyal ağlarda paylaşırken geldi mesajı:

“Bizi de yazın!”

“Hay hay yazalım” dedik, ama kimdi ismini cismini bilmediğimiz, tanımadığımız “Bizi de yazın” diye sitem eden arkadaş; hele de ne diyecek, neyini yazacaktık!

Belli ki derdi, sıkıntısı, ya da çözemediği, üstesinden gelemediği sorunları olan birisiydi. Zaten sitem kokan seslenişi de çaresizliğin, umutsuzluğun haykırışı gibi gelmişti bize.

Öğrenmemiz, bilgi sahibi olmamız gerekiyordu. Kimdi mesela! Neydi, neciydi, nereliydi?

Mesaj attım, bazı soruları sordum, “Şayet derdini, sıkıntını, kim olduğunu anlatır, bir de fotoğraf gönderirsen, bakar inceler yazarız” diye not düştüm.

Ertesi gün uzunca bir yazı geldi…

ÜÇ YAŞINDA BİR MELEK

“Ben Onur” diyerek girmişti söze.

Genç birisiydi. Yazının hemen başında 23 yaşında olduğunu yazıyordu. 3 yaşında bir kızı varmış Onur’un, ismi de Nefes’miş.

O an aklıma, Antalya’nın Tahtalı Dağı’nda 2009 yılında, çoğu pek de tanınmayan  oyuncuların oluşturduğu bir ekip tarafından ortaya konan, çok da ses getiren, Nefes, ya da Vatan Sağolsun filmi geldi.

Tabi bu, başka bir Nefes’ti, film değildi, ete, kemiğe bürünmüş bir melekti sanki.

Babasından istediğim fotoğraflara bakarken geçti bunlar aklımdan.

Tanımadığım, kim olduğunu bilmediğim, sesini bile duymadığım, sadece sosyal ağlar üzerinden yazılarak iletişim kurduğum Onur’un yazdıkları etkilemişti beni.

Nedendir, bilemiyorum. Ama okuyamamış Onur, ilkokulu ancak bitirebilmiş. Anladığım kadarıyla bir mesleği, yapabildiği bir işi de yok.

Bu nedenle şansını kaymakamlıkların, belediyelerin, özellikle de Büyükşehir Belediyesi’nin kapısını birçok defa tıklatarak, yalvar yakar olarak denemiş, “Allah Rıza’sı için bana bir iş verin, açız, kızımın ihtiyaçlarını karşılamama imkan tanıyın” demiş, ama nafile!

Değil feryadına kulak vereni, dönüp yüzüne bakanı bile olmamış.

BÖYLESİNE KİM İŞ VERİR!

Şimdi denilebilir ki: “Üniversite mezunlarının bile iş bulamadığı, boş gezdiği bir ülkede, ilkokul mezunu, mesleği bile olmayan birisine kim iş verir!”

Böyle insafsız bir değerlendirmenin haklılık payı olabilir mi?

Keşke herkes okusa, iyi bir eğitim alsa, sonrasında iş, güç sahibi olsa, olabilse sonrasında yuva kursa, çoluk çocuğa karışsa, namerde muhtaç olmadan yaşayabilse!

Kim istemez bunu?

Ama günümüz dünyasında, hele de şu virüslü ortamda hayatın gerçekleri hiç de böyle değil;

Onur gibi okuyamamış, bir meslek sahibi olamamış, bu arada evlenmiş baba olmuş, nefes almak isteyen Nefes’lerin giderek çoğaldığı, her biri geleceğimizin teminatı binlerce on binlerce gencimiz, çocuklarımız var çevrede.

Hayat mücadelesini sürdüren, iş arayışını devam ettiren Onur Karabakan’ı en çok da “iş yok” sözünden öte, karşılaştığı olaylar üzmüş, etkilemiş.

Anlattı:

ÇOK MAĞDUR İNSAN VAR

“Büyükşehir Belediyesi’ne gittim. Mehmet Sekmen Bey ile görüşmek istiyordum. Makamında olmadığını söylediler. Özel Kalem Müdürü ile görüşeyim istedim. Güvenlikçiler beni misafir bekleme salonuna aldılar. En az iki saat boşuna bekledim. Sonunda beni Beyaz Masa’ya yönlendirdiler. Gittim, durumumu anlattım. ‘Şu an iş alımı yok’ dediler. O ara bir bayan geldi. Görevliler onu bir yerlere yönlendirdiler. Şaşırdım. ‘Hani iş yoktu?’ diye sordum. ‘Şu an bayan eleman alınıyor’ cevabıyla karşılaştım. Büyükşehir’den umudu kesince, Palandöken Belediyesi’ne gittim. orada da aynı muamele ile karşılaştım. Beni bir oraya, bir buraya yönlendirdiler. Sonunda bir odada ismimi filan aldılar. aradan aylar geçti, ne arayan oldu, ne de soran.

ACI ACI GÜLÜMSEDİM

TEDAŞ’a eleman alınacağını duydum, İŞKUR’a koştum. Bana, ‘Başvurabilmeniz için eski hükümlü olmanız gerekiyor’ dediklerinde acı acı gülümsedim. Şaka gibi geldi söylenen. Sicilimiz temiz, iş bulamıyoruz. Demek ki, sicilimizin bozuk olması gerekiyor diye geçirdim içimden. Allah’tan başka kimsemiz yok. Umudumuz devletimizde. İş arayan birisi olduğum için, Erzurum’un durumunu yakından biliyorum. Benim gibi çok fazla sayıda işsiz insan var ve herkes mağdur. Bakalım bu mağduriyetimiz nasıl giderilecek!” erzhaber

YORUMLAR

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.