YAŞAR İŞCAN CİDDİ BİR ALİMDİ

6 Eylül 2020 12:37 | Son Güncellenme: 6 Eylül 2020 12:43

ERZURUM, geçtiğimiz gün bir büyük alimini daha kaybetti.

Mehmet Nuri Yılmaz’ın Diyanet İşleri Başkanı olarak görev yaptığı yıllarda, bir süre Din İşleri Yüksek Kurulu Üyeliği de yapan Emekli Müftü Yaşar İşcan Hoca, 87 yaşında hayata veda etti.

Ne yazık ki, o da korona kurbanı.

Allah rahmet etsin.

Ölüm haberleri, ister istemez sarsar insanı.

Hele şimdilerde bir virüs belası da sarmış ki başımızı, “ölüm habercisi” haline dönüşen sosyal medyaya bağlanmaya bile “acaba kimin ölüm haberi ile yüzleşeceğiz” diye korkar hale geldik hepimiz.

Yaşar İşcan hocanın ölüm haberi de o kanaldan, yani sosyal medyadan ulaştı bizlere.

Aynı zamanda Atatürk Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Zeki İşcan’ın da babası olan Yaşar İşcan’ın ölüm haberi sosyal medyada büyük bir hızla yayıldı.

Halk arasında sevilen, saygın bir din adamının ölümünden duyulan üzüntü, haberlerle birlikte dile geldi, yüzlerce insan başsağlığı dileğinde bulundu, İşcan Hoca’nın yakınlarına sabırlar dilendi, fatihalar okundu, dualar edildi ve derken o haber de bir süre sonra benzerlerinin akıbetine uğradı, unutuldu, unutulmaya yüz tuttu.

Oysa kaybettiğimiz insan büyük bir alim, saygın bir din adamı, şehrin yanan kandillerinden birisiydi.

Öyle kolay, öyle çabuk unutulamazdı, unutulmamalıydı.

Yarınlara bir küçük not bırakmak amacıyla Yaşar İşcan’ı bir de Diyanet İşleri eski Başkanı Mehmet Nuri Yılmaz’a soralım ve yazalım istedik; ne diyor, ne düşünüyordu Hoca?

“Yaşar İşcan ciddi bir alimdi…”

Aslında bir iki kelimelik küçük cümle, her şeyi anlatıyordu.

Din adına ne şarlatanlıkların, ne soytarılıkların yapıldığı günümüz dünyasında “alim olabilmek, hem de ciddi olarak tanımlanmak” öyle kolay şey değildi.

Yaşar İşcan, Mehmet Nuri Yılmaz’ın altını kalın çizgiyle çizdiği gibi, gerçekten bir büyük alim, ciddi bir devlet adamı ve iyi de bir Erzurumlu olarak kalmayı başarmış, ender değerlerinden birisiydi memleketin.

KADİR SABUNCUOĞLU’NA ANLATTI

M. Nuri Yılmaz, uzun yıllar birlikte çalıştığı arkadaşı, gönüldaşı, sırdaşı ile ilgili olarak Kadir Sabuncuoğlu‘na şunları anlattı:

“Yaşar İşcan Hoca, takva sahibi, ciddi, bir alimdi. Müftülük yaptığı yörelerde halkın güvenini kazanmıştı. İşini büyük bir ciddiyetle yapardı. Çok sevilen bir din adamıydı. İkimiz müftü olarak Din İşleri Yüksek Kurulu üyeliği seçimine katılmış ve 32 kişilik listeye girmiştik. Seçilenlerden 16’sı Başkan tarafından üyeliğe atanıyordu. Bizim atamamız yapılmamıştı. Ben 1992’de Diyanet İşleri Başkanlığına getirilince, Yaşar İşcan hocayı, Din İşleri Yüksek Kurulu üyeliğine tayin ettim. Yedi yıl bu görevde kaldı sonra emekli oldu.”

Hasankale’de 1933 yılında dünyaya gelen, ilerleyen zamanda Müftü Kamil Efendi’den özel dersler alan ve hafızlık yapmaya başlayan Yaşar İşcan, 1957 yılında Diyanet İşleri Başkanlığı’nın açtığı sınavı kazanarak müftü-vaiz oldu, sırasıyla Narman, Samsun, Yozgat, Erzurum, Kastamonu, Erzincan’da Müftü olarak görev yaptı.

Mehmet Nuri Yılmaz’ın Diyanet İşleri Başkanlığına atanması üzerine 1992’de Din İşleri Yüksek Kurulu üyeliğine getirilen İşcan, yedi yıl görev yaptıktan sonra emekli oldu.

Zamanının önemli bölümünü Dadaşkent’teki Mehmet Nuri Yılmaz Eğitim Merkezi’nde dersler vererek geçiren Yaşar İşcan’ın kaybı ile Erzurum daha bir öksüz hale geldi.

Ölüme giden alimlerinin, hocalarının, kalite din adamlarının yerinin artık dolmadığı, geriden de o donanım ve yeteneğe sahip kimselerin gelmez olduğu Erzurum’un çoraklaşan toprağı, hassas gönüllerde hüzün oluşturuyor.

Öztürk Akkök

YORUMLAR

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.