ATATÜRK ÜNİVERSİTESİ
1957 yılında şimdiki Şair Nef’i Ortaokulu binasında yapılan açılışını çocuk yaşımda ben de izlemiştim.
İlk rektörü Prof. Ahmet Özel’di.
Prof. Abdüsselam Ergene, Ziraat Fakültesi Dekanıydı.
Ziraat Fakültesi, üniversitenin ilk fakültesi idi.
Zira, Erzurum ve havalisi, bölge, tarım ve hayvancılıkla uğraşıyordu.
İstenmiş olabilir ki, bu bölgede tarım ve hayvancılık bilimsel temeller üzerine otursun, geliştirilsin, dünya ile rekabet edebilir hale gelsin.
Son yıllara kadar esmer ırkta karkas ağırlığı sanıyorum 125-150 kg. idi.
Yapılan ırk ıslahı çalışmalarıyla bu ağırlık daha da yükselmiş.
Sevindiren bir sonuç.
Ama yetmez, bölgede hayvancılık halâ yerinde sayıyor. Daha kapsamlı çalışmalara ihtiyaç var.
Siyasi iktidarın teşviklerine de…
Atatürk Üniversitesinde tarla günlerini hatırlıyorum.
Her yılın sanırım Temmuz ayında, üniversite çitleri arasında tarla günleri yapılırdı.
Üniversite öğretim üyeleri, gazeteciler, buraya çağrılan az miktarda çiftçi ile….
Bir defasında ilgililere, “çitler arasında tarla günü mü olur?” diye sitemde bulunduğumu hatırlıyorum.
Şimdilerde tarla günü yapılıyor mu bilmiyorum.
Yapılıyorsa boşuna gayret.
O gün de, bu gün de değişmeyen fikrim şu:
Her köyde olmayabilir. Ama grup köylerde birer tarla kiralansa, burada örnek ekimler yapılsa, köylüye de tarla başında eğitim verilse olmaz mı?
Keza, örnek bir ahırda örnek hayvancılıkla…
Bizim köylümüz gördüğüne inanır.
İnandığını da en iyi şekilde tatbik eder.
Bir de bu yollar denense nasıl olur diye düşünüyorum.
Eski rektörlerden, çok saygı duyduğum merhum Prof. Kemal Bıyıkoğlu’nun çiftçilere verdiği şu öğüt halâ belleğimde:
“Bırakın, arpa buğday ekmeyi. Tarlalarınızı mer’aya dönüştürün, hayvancılık yapın.”
Ne yazık ki, Doğu’da mer’a hayvancılığına henüz geçilemedi.
Kapalı ve elverişsiz ahırlarda güya besi hayvancılığı yapılıyor.
Hollanda’da her evin önünde mer’a ve o mer’alara yayılmış hayvanlar gördüm.
Konya Ovası kadar bile olmayan bu ülke dünyaya et ve süt ürünleri ihraç ediyor. Tarımdan elde ettiği yıllık gelir 80 milyar dolar.
Atatürk Üniversitesi, bölge için kendisinden beklenen atılımları yaptırabildi mi?
Buna “evet” diyebilmeyi çok isterdim.
Tıp Fakültemizden çok iyi doktorlarımız yetişti.
Bunların ikisi rektörlüğe aday oldu son seçimde.
En fazla oyu almalarına rağmen onlar değil de, dördüncü sırada olan atandı.
Hayırlı olsun diyelim.
Yeni rektörü tanımıyorum. Hakkında önyargılı bir duruş sergilemek yanlış olur.
Umarım üniversiteyi, eski ve yeni siyasi görüşlerini yansıtmadan yönetir.
Bilim yuvalarına siyaset, cemaat ve tarikat sızdığında oralar bilim üretmekten çıkıyor, başka bir hale dönüşüyorlar.
Umarım, yeni rektör bu hususlara azami dikkat içinde olur.