DÖRT ya da beş yıl kadar önceydi…
İhlas Haber Ajansı’ndan (İHA) art arda gönderilen iki ihtarname elimize ulaştı.
Her iki ihtarname de, tıpkı bugünlerde İHA Bölge Müdürü Ayhan Türkez’in, sosyal ağlarda paylaştığı “tehdit dolu” mesajlarının benzeri niteliğindeydi.
*
erzurumdanhaberler olarak biz, o günlerde İhlas Haber Ajansı’nın ürettiği haberleri(!) izinsiz kullanmakla itham ediliyor ve abone olmaya zorlanıyorduk.
Aksi taktirde mahkemeye verilecektik.
Yüklü bir tazminat bizi bekliyordu!
*
Bizim açımızdan İHA’ya abone olmak demek, parayı sokağa atmakla eş anlamlıydı, çünkü o ajansın haber adına, habercilik adına bize sağlayacağı katkı “yok” denecek kadar azdı.
Mahkeme tehdidinden korkmadık, hatta ciddiye bile almadık çünkü biz kendimizden emindik.
Dolayısıyla mahkemeleştik.
*
Avukatımız Volkan Özen, son derece başarılı bir savunma örneği gösterdi ve bizi “çalmayla, hırsızlıkla” itham eden o ajansı çaputlara sardı, sonuçta İHA iki davayı da kaybetti.
Davalar istinaf tarafından da onaylanarak kesinleşti.
*
Hukukta “emsal” diye bir kavram olduğunu herkes bilir.
*
Bizim aleyhimize açılan, İHA’nın kaybettiği o davalar, bugün açılan ve açılacak benzer davalara emsal teşkil edecek niteliktedir.
İHA’nın, dolayısıyla Erzurum’daki temsilcisi Ayhan Türkez’in kuyruk acısı; işte o açtıkları davaların kaybedilmiş olmasından kaynaklanmaktadır.
*
Mesleğe ömür vermiş, haberleri Hürriyet ve Milliyet’in birinci sayfalarında, manşetlerinde yer almış, mübalağasız binlerce haber ve fotoğrafa imza atmış bir gazeteci olarak, bugün Erzurum yerel medyasının içine düştüğü hazin durumun en baş sorumlularından birisi olarak İhlas Haber Ajansı’nı rahatlıkla gösterebilirim.
Çünkü önemli olan o ajans için aboneliktir.
Abonenin kimliğinin, kişiliğinin, gazeteci olup-olmadığının önemi yoktur.
*
Bu nedenden dolayıdır ki, ipin ucu kaçmış, mesleğinin hakkını vermeye çalışan ve titiz davranan basın mensuplarıyla hiç gazetecilik altyapısı olmayan kişiler aynı kategoride değerlendirilir olmuş, dolayısıyla Erzurum Basını yonca tarlasına dönmüştür.
*
Haber; domates, hıyar değildir, satılamaz!
Haberciler de zerzavatçı, hele işportacı hiç değillerdir.
*
Her ne kadar işportacı kılıklı, gazeteci geçinen nüsveddeler açısından bu gerçek kabul edilmese de, Ayhan Türkez’in şahsıma yönelik, “üslubunuzu düzeltmezseniz, domates çaldığınızı ispatlarız” tehdit dolu, çirkinliğin çok ötesine taşan, lağım kokan mafya vari sözü, gazeteci ya da haberci değil, zerzavatçı ve işportacı olduklarının bariz bir göstergesi olarak rahatlıkla gösterilebilir.
*
Sonuç olarak söylemek gerekirse, herkes kimin ne mal olduğunu iyi biliyor.
Böyle bir yazı ile Erzurum Kamuoyu’nu ve siz kıymetli takipçilerimizi rahatsız ettiğimiz için özür diliyor, mücadelemizi çalakalem sürdüreceğimizi ilan ediyorum.
….
Mahkemelerin sonuçlanması ve kararın kesinleşmesinden sonra kaleme aldığımız haberin linki…
https://www.erzurumdanhaberler.com/telif-tuzagini-mahkemede-yerle-bir-ettik/