DEVA İL BAŞKANI BİNGÖL: KONUŞMAKTAN KORKUYORUM

BERABERİNDE Genel Merkez Sivil Toplumla İlişkiler Başkan Yardımcıları Zeki Kaplan ve Tahir Şahin ile Yönetim Kurulu Üyeleri Nutku Akın ve Metin Kandemir olduğu halde Erzurum’a gelen, geliş nedenlerini de “seçim değil saha çalışması yapmak amacıyla geldik” diye açıklayan DEVA Partisi Genel Başkan Yardımcısı ve Sivil Toplumla İlişkiler Başkanı Hasan Karal, İl Başkanı Vahit Bingöl’ün verdiği sabah kahvaltısında basın mensupları ile buluştu.

Erzurum Barosu Kafeteryası’nda düzenlediği basın toplantısında bir değerlendirme yapan DEVA İl Başkanı Vahit Bingöl, iktidar mensuplarının “Ülkede şu yoktu, bu yoktu. Türk halkı, tüm bu hizmetlerle bizim iktidarımız döneminde tanıştı” şeklinde yaptıkları açıklama ve değerlendirmeleri tebessümle karşıladıklarını bildirdi. İktidar milletvekillerini söylemlerinde “haklı!” bulduğunu belirten Bingöl, şunları söyledi:

BU ÜLKEDE MEĞER HİÇBİR ŞEY YOKMUŞ!

“- Ülkenin en az 60 yılını hatırlıyorum. Biz bu iktidara meğerse büyük haksızlık yapmışız! 20 yıl önce bu ülkede havaalanları, limanlar yokmuş. İhracatı bilmiyormuşuz. Yolumuz yokmuş, kış turizmi yokmuş. Ülkede özgürlük bile yokmuş. Bugün bir partinin il başkanı olarak konuşmaktan emin olun korkuyorum. Emin olun fikrimi ifade etmekten çekiniyorum. Acaba ne olur? Kelimeleri seçerek konuşuyorum. Bazen dilim sürçüyor, kelimeleri yanlış kullanıyorum. O kadar düşünerek hareket ediyorum ki, olur ya yanlış bir ifade kullanırım, yanlış bir cümle kurmuş olurum acaba bu ipin ucu nereye gider!”

BU DEFA SORUYU BAŞKAN BİNGÖL SORDU

Salonda bulunan gazetecilere,  “Basın mensupları olarak bunu nasıl değerlendirirseniz değerlendirin” diye seslenen Başkan Bingöl, “Bugünkü mevcut iktidar muhalefet olmadan 20 yıldır kesintisiz işbaşında. Büyük de bir çoğunluğu var. Ne yaptıkları da ortada. Bunları sizlerin takdirine bırakıyorum. Bazen gazeteci arkadaşlar gelip sorular soruyorlar ya! Ben de aynı soruyu sizlere soruyorum. Bu şehirde 20 yıl önce ne vardı, 20 yıl sonra farklı ne var? Bana izah edin, ben belki görmeyebilirim. Benim acemiliğime, saflığıma bağışlayın. Muhalefet olduğumuz için her şeyi tersinden alabilirim. Bu şehrin bir milyon nüfusu vardı, şimdi 750 binlerde. Erzurum artık Muş ile Bingöl ile mukayese edilir oldu. Bunları konuştuğumuzda karşımıza birtakım güçler dikiliyor. Bu can bu bedende olduğu müddetçe, sizler de şahidim olun; bu şehrin kalkınması için sonuna kadar meşru ölçülerde münasip lisanla haklarını savunmaya devam edeceğim” diye konuştu.

SARAL: YAZ SABAHINDA UYANIR GİBİ OLDUM

Erzurum’a öceki yıllar çok defalar geldiğini, ilk kez ocak ayında yaz havasını andırır bir durum ile karşılaştığını belirten ve aslen Rizeli olduğunu hatırlatan Genel Başkan Yardımcısı ve Sivil Toplumla İlişkiler Başkanı Hasan Karal, “Yaz sabahında uyanır gibi oldum. İsmail Türüt’ün, ‘Erzurum’da kar yağsa Rize’de üşüyorum türküsünü hatırladım” diye söze başlayan ve “Erzurum’a onlarca defa gelmişliğim var. İnşallah bu kuraklık tarıma zarar vermez” temennisinde bulunan Hasan Karal, şunları söyledi:

BU SEÇİM GERÇEKTEN ÇOK ÖNEMLİ

“- Dün Horasan’daydık. Halkla çok faydalı bir buluşma oldu. Vatandaşın düşüncesini öğrendik. Ülkemizde yönetilenler, yönetenlerden daha vizyoner düşünüyorlar. Öyle ilginç fikirler ortaya çıkıyor ki, yönetenlerin bu vizyona ulaşmaları mümkün değil.

Bu seçim Türkiye’nin önünün açılması ve yaşanan buhranın giderilmesi adına çok önemli. Geçmişte hep ‘bu seçim’ demiş, hep benzer şeyler söylemişler… Ama bu seçim gerçekten çok önemli. Bu seçim bir sistem referandum seçimidir. Ya Türkiye bu sistem ile yoluna devam edecek, ya da değişim yaşanacak. Seçimler geldi, takvim işlemeye başladı.”

Soru-cevap faslında bir gazetecinin yönelttiği “Millet ittifakı bir aday karmaşası yaşıyor mu?” sorusuna “Aday karmaşası yok” karşılığı veren Hasan Saral, sözlerini şöyle sürdürdü:

“- Sadece istişarenin ve ortak aklın sınırlarının sonuna kadar kullanılması metodu var. 6 siyasi parti geniş bir istişare süreci başlattı. Biz de DEVA olarak bu süreci bir ay önce başlattık. İl başkanlarımızın görüşlerini alarak dosyamızı hazırladık. Sona yaklaştığımız inancındayım. Ben bu anlamda bir sıkıntı olduğunu düşünmüyorum. 6’lı masanın bir aday problemi yoktur. Zaten seçim tarihi de resmen açıklanmamıştır. Dünkü 6’lı masa toplantısı şimdiye kadar yapılanlar içinde belki en önemlisiydi. Ayın 30’unda programa ilişkin bir açıklama yapılacağı söylendi. O açıklama yapıldığında göreceksiniz çoğu insanın kafasında oluşan soru işaretlerinin çoğu son bulacak.”

BİZ MERKEZDE SİYASET YAPMAYI HEDEFLEYEN BİR PARTİYİZ

Türkiye’de bir toplumsal uzlaşı kültürünü hakim kılmak için yoğun çaba içinde olduklarına dikkati çeken Hasan Saral, “Biz ne o tarafın partisiyiz, ne bu tarafın partisiyiz. Biz ne o düşüncenin, ne bu düşüncenin tercümanıyız. Biz ne sağ taraftayız, ne sol taraftayız. Böyle bir tasnifi de kesinlikle kabul etmiyoruz. Biz 85 milyonun ortasında, merkezinde siyaset yapmayı hedefleyen yepyeni bir politikayı amaçlıyoruz.

Bu düşüncelerimizi klasik şekilde söylem ortamında da bırakmak istemedik. İki yıldan beri gece demeden gündüz demeden dersimize çalışıyoruz. Sadece parti içerisindeki kadrolarımızla beraber değil partimizin dışındaki bütün siyasal görüşlere mensup olan vatansever insanları davet ettik. Buyurun gelin politikaları beraber oluşturalım. Sonuçta 22 eylem planı ortaya çıktı.

KHK zulmü nasıl ortadan kalkacak. 22 şeritli bir yol yaptık. Bunlar bizim görüşlerimiz. Eleştirileri alıyoruz. Sayın Kılıçdaroğlu’nun adaylığı konusunda 6’lı masa liderleri karar verecek” dedi.

SEÇİMLERDE NASIL BİR YOL İZLENECEK

Yöneltilen bir başka soruya, “En az 41 ilde DEVA logosu ile seçime gireceğiz” cevabı veren Genel Başkan Yardımcısı Hasan Saral, sözlerini şöyle noktaladı:

“- Seçimlerde nasıl bir yol izlenecek? 81 il masaya yatırılıyor. İşbirliği yapılabilir mi, ortak listelerle nerelerde seçime gidilir? Maksimum milletvekili çıkartabilecek formüller üzerinde çalışıyoruz. Henüz o il bu il ayrımı yapılmadı. Erzurum konusunda da alınacak kararı o günlerde görürsünüz.

Görüşümüz açık ve net. HADEP ile bir işbirliği görüşmesi kesinlikle yok. Bir liste çalışması yok. Bu gerçekçi olmayan bir durumdur. TBMM’de temsil edilen bütün siyasi partilerle görüşürüz, görüşüyoruz. Öyle bir partiye ambargo koyacak yetkiyi kendimizde görmüyoruz. Kapatılması halinde şöyle olacak böyle olacak diye bir görüşmemiz olmadı. Bu tamamen belli çevrelerin uydurdukları haberlerdir. Kesinlikle bizi yakından ya da uzaktan bağlayıcı bir durum değildir.” Fotoğraflar Furkan Akkök-erzhaber