Dolar 32,4375
Euro 34,7411
Altın 2.439,70
BİST 9.915,62
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
Erzurum 22°C
Hafif Yağmurlu
Erzurum
22°C
Hafif Yağmurlu
Cts 24°C
Paz 24°C
Pts 22°C
Sal 19°C

KÖPRÜKÖY DEPREMİ VE SONRASI…

KÖPRÜKÖY DEPREMİ VE SONRASI…
22 Kasım 2021 17:48 | Son Güncellenme: 22 Kasım 2021 17:50
DEPREM, insanoğlunun dünya var olduğundan beri birlikte yaşamak durumunda kaldığı doğal bir olaydır.
Depremler sonucunda binlerce insanın yaşamını yitirdiği, önemli ölçüde maddi zarar görüldüğü bilinmektedir. Ancak doğanın bu olgusunun yaratacağı yıkıma karşı bilimin ve teknolojinin gerekleri olan önlemleri almamak ve bundan ders çıkarmadığımız gerçeği ile Köprüköy depreminde de yine karşı karşıya kaldık. Bir deprem coğrafyasında bulunan ülkemizde bu ne ilk ne de son deprem olacaktır. Yakın geçmişte bir kaç deprem geçirdik ve bunların sonucu olarak binlerce insanımız yaşamını kaybetti, köyler yıkıldı, hayvanlar telef oldu . Son Köprüköy Depreminde çok şükür can kaybı yok ancak bir çok köyde binaların yıkılması ve hayvan telefi olması depremlerden etkilenmemiş ve ondan ders çıkarmadığımızı gösteriyor.
Dünyadaki en etkin deprem kuşaklarının üzerinde bulunan Ülkemiz de  pek çok deprem olmuş, önemli bir kısmı da can ve mal kayıplarına yol açmıştır.
Doğu Anadolu Bölgesinde oluşan depremler hatırlandığında, Erzurum ve Karsta 1983 yılının Ekim ayında olan 6.8 şiddetindeki  depremde Pasinler, Horasan ve Narman İlçelerinde 44 köyün yerle bir olduğunu, 1300 vatandaşın hayatını kaybettiğini ve 3351 konutun yıkıldığını unutmamız gerekir. 2004 yılının Mart ayında  olan Aşkale-Kandilli depremi çok sayıda kırsal yerleşimleri yerle bir etmiş ve bir çok vatandaşın hayatını kaybetmesine yol açmıştır. 2010 Yılında Elazığ Depremi, Rihter ölçeğine göre 6 şiddetinde olmasına rağmen maalesef 50’nin üzerinde can kaybı ve önemli ölçüde maddi zarar meydana getirmiştir. Son olarak 5.1 şiddetinde Köprüköy Depremiyle karşılaştık bazı köylerde önemli maddi yıkımla sonuçlandı.
Bu depremlerde dikkati çeken unsur zararın ve can kaybının kırsal kesimde köylerde ve alt yerleşim birimlerinde yaptığı zarardır. Bu depremler sonucunda yapılan açıklamalar ve alınması önerilen önlemler, birkaç gün içerisinde unutulmaktadır. Köprüköy Depremi konuyu yeniden hatırlattı ama sanırım kısa zaman için de bu da unutulacaktır.
Doğu Anadolu Bölgesinde  6556 köy ve 6635 Mezra veya köyaltı yerleşim olmak üzere toplam 13191 kırsal yerleşim bulunmaktadır. Bölgede bulunan bu kırsal yerleşimlerdeki   konut ,hayvan  barınakları ve diğer binaların tamamına yakını  yuvarlak taş, çamur harcı, kerpiç vb malzeme kullanılarak yapılmıştır. Yapıların üzerinde yağıştan ve soğuktan korunmak için tonlarca ağırlığında  toprak serilmiştir. Bu binalar arasında bir dozerin dolaşması sonucu oluşan titreşimle bile binaların yıkılması olasıdır. Bırakın orta şiddetinde bir depremi.
Doğu Anadolu Bölgesinde Büyükşehir Yasasıyla mahalle adıyla anılan köylerde yaşayan nüfus  %45,5 dolayındadır. Buna göre özellikle Türkiye’nin en yoksul bölgesi olan Doğu Anadolu Bölgesi’nde kalkınmanın köylerden başlatılması zorunludur. Bölgedeki köy konutlarının ve diğer tarımsal yapıların ancak %5,4 kadarı uygun yapı malzemelerinden yapılmıştır.
Kırsal alandaki bu hayati sorun Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı, Tarım ve Orman Bakanlığı ,Toplu Konut İdaresi  ile Bölge üniverversitelerinin işbirliği ile çözülebilir. Bir tabut gibi yapılan yapıların tamamı iyileştirilmelidir . Kırsal yerleşimlerde bulunan ve oldukça eskiyen  yapılarının ileride olabilecek bir depreme tahammül gücü kalmamıştır. Vakit geçirilmeden bir program dahilinde tüm kırsal yerleşimler gözden geçirilmelidir. Ayrıca köylerde çamur harcı ve kerpiç gibi malzemelerle binaların yapılmasına yasal önlem getirilmelidir. Depreme karşı hazırlıklı olmanın en önemli unsuru içinde yaşanılan   yapıların deprem güvenliğine sahip olmasıdır.

Prof, Dr. Vahap Yağanoğlu

YORUMLAR

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.