MEMLEKETİN ONUR MESELESİDİR BU!
“KADİM şehir” dendiğinde ilk akla gelen yerlerden birisidir Erzurum.
Kimimize göre kültür ve medeniyet, kimimize göre tarih şehridir.
Hakkında çok şeyler yazılmış, çok şeyler söylenmiş, bir özel yerdir burası.
İnsanı halim, selimdir.
Aç gezer, tik gezer.
Kimseye eyvallahı yoktur.
Hain değildir.
Askerini sever, polisini evladı gibi görür ve her ikisini de canı pahasına korur.
Bilirler ki, Dadaş arkadan hançerlemez!
Bilirler ki, Doğu’nun sınırtaşıdır o.
Bilirler ki, tetiktedir sürekli.
Bundan olsa gerek, başı sıkışınca devletin, hep “yetiş Erzurum” diye feryadı gelince…
Yetişmiştir Erzurum.
Darda kalanın, sıkıntıya düşenin, mazlumun yanında olmuş…
Düşünmemiştir yarını!
Bundan dolayı mı “elde bir” olarak görülmüştür, bilemeyiz.
Herkes de bilir ki, ihmal edilmiş bir diyardır burası.
Çok şeyi vardır belki, ama işe yarayanı azdır bize göre.
Varlık içinde darlık yaşamaya alışmış, belki alıştırılmıştır.
“Sahapsız”dır Erzurumlu.
Kadersizdir aynı zamanda.
Beslediği yığınla köpeğin, ardından havladığı çok görülmüştür.
Umursamamıştır itleri, “hoşt” demeye bile gerek görmemiş, acı acı gülümsemiştir sadece.
Sabırtaşıdır o.
“Allah, sabredenlerle beraberdir” ayeti şerifesinin tecelligahıdır gönlü, yüreği ve benliği…
Yokluğu, yoksulluğu kader olarak görmüş…
Devletin şefkat elinin uzanmasını…
Yatırım yapılmasını…
Yaralarının sarılmasını…
Ve de gönlünün alınmasını hep o ayeti kerime’nin hatırına beklemiş, beklemiş, beklemiştir!
Yeter!
Artık beklemek, artık ihmal edilmek, artık kenara itilmek istemiyoruz.
Yokluk, yoksulluk asla bu memleketin kaderi değildir, olamaz da!
Devlet, Erzurum gibi, geri kalmış illeri kalkındırmak için harekete geçmiş durumda.
Sakın ola ki, kimse kimseyi kandırmasın ve birilerinin gelip de bizi kurtarmasını beklemesin.
BİZİ, BİZDEN BAŞKASI KURTARAMAZ!
Bu gerçek, ayan beyan ortadadır.
Bunun için, bugünden tezi yok, harekete geçmek gerekiyor.
ERZURUMLU’YU, MESELESİNE VE MEMLEKETİNE SAHİP ÇIKMAYA ÇAĞIRIYORUZ.
Kültür ve Turizm İl Müdürü, bakanlığın Erzurum’a yatırım yapmak için harekete geçtiğini söylüyor.
İstenen belli!
“Yer gösterin, kültür merkezi yapalım, yer gösterin bir milyon kitap kapasiteli kütüphane yapalım” diyorlar.
Bakın, bu memleketin bir tiyatro salonu vardı, yandı.
Bu memleketin bir müzesi var, yıkılmak üzere.
Bu memleketin bir sergi salonu yok!
İlginçtir, bu kadar “yok”luk içindeki Erzurum’a, “kültür ve medeniyet şehri” diyorlar!
Yok böyle bir şey!
Kandırıyorlar bizi, aldatıyorlar, yalan söylüyorlar.
O eskidendi.
Artık kültürün de medeniyetin de kala kala kırıntısı kaldı sadece.
Bu kırıntılar da, ihmallerimiz, vurdumduymazlıklarımız, adamsendeci tutumlarımız devam ettiği sürece, yok olup, gidecektir.
Bakanlık yer istiyor.
Önünü-ardını düşünmeden verilmeli!
Ne isteniyorsa, en iyi yerden, en fazlasıyla.
Büyükşehir Belediye Başkanı Mehmet Sekmen ve Yakutiye Belediye Belediye Başkanı Ali Korkut, gelen bu sese kulak vermek mecburiyetindeler.
Bu şehri “kentsel dönüşüm” süslü sözleriyle yıkan sizlersiniz.
Şimdi sıra yapmakta.
Yapın…
Ama yuvamızı değil!
Yıktıklarınızın yerine yenilerini ve işe yarayanlarını.
Takipçiniziz artık.
Hem de yakından.
Bilesiniz.
SAYGILARIMIZLA…