ZORLU AMA KEYİFLİ HAYAT
SON yılların en kurak, yakıcı ve üzüntü verici yaz mevsimini yavaş da olsa geride bırakmak üzereyiz.
Baharı görmeden yazı geçip, güzü yaşadığımız, pandemiye bile rahmet okutacak 2021’in ikinci çeyreğinden itibaren damla yağışın düşmediği dağlar, ovalar yandı, tarlaya ekilen ekin büyümeden sararıp, soldu.
Taşın, toprağın kavrulduğu günlerde yolumuzun düştüğü, Erzurum’un cennetten köşelerinden birisi olduğu tartışmasız kabul gören Tortum’un Alapınar Köyü’nde, cennetin ırgatlarına, eski yöntemleri kullanarak yaptıkları çalışmalara tanık olduk.
Yakıcı güneşin altında ter döken köylülerin gayreti, bize traktörün olmadığı, tarlaların öküzlerle sürüldüğü, karasabanların kullanıldığı dönemleri hatırlattı.
Tırpanladıkları otları, kucaklayarak doldurdukları kasalarda balya haline getiren Alapınarlılar’ın görüntülerini çekerken, gözümüzün önüne önce kuraklıktan, sonraki günlerde de çıkan orman yangınlarından dolayı moralleri bozulan insanların neler düşündükleri aklımıza takıldı.
Acaba büyük kentlerin gürültülü, stresli hayatı, köylerinde huzurlu ve mutlu bir hayat sürdüren yeni kentlilere ne düşündürüyordu. “Keşke köyümüze geri dönsek, hatta hiç çıkmasaydık” diye iç geçirenler ver mıydı; soralım istedik. erzhaber