AKIBETLERİ MEÇHUL BİNALAR!
Öztürk AKKÖK
“ERZURUM‘u zulüm şehrine dönüştüren zalimler” var bu şehirde!
İçimizdeler, içimizden birileriler!
Koyun koyuna yaşıyoruz o zalimlerle.
İnsanların masum duygularını, beklentilerini, iyiniyetlerini istismar eden o zalimleri hemen her yerde görmek mümkün.
Daha bu sabah ismi bende saklı bir yetkili ile konuşuyordum.
“Özellikle küresel sermayenin uzantısı marketlerden alışveriş yaparken dikkat edin” diyordu.
İsimleri, hafızalarda kolaylıkla yer edinsin diye isimleri üç, bilemediniz dört harften oluşan marketler, standart ölçülerin altında, daha küçük boyda veya daha hafif gramajda ürün ürettirip, bunları düşük fiyattan satarak, sanki ucuza satıyorlarmış imajı uyandırıyorlarmış.
İnanılır gibi değil.
Şeytanın bile aklına gelmeyecek oyunlar, tezgahlar, üçkağıt numaraları…
Ne varsa, ne ararsanız hepsi piyasada.
Sanmayın ki, sadece gıdada, giyimde, züccaciyede tezgah var.
Bakın şöyle çevrenize, çok sayıda konutzede insan göreceksinizdir.
Belki sizsiniz o konutzede vatandaşlardan birisi, belki hısımınız, akrabanız, çocuğunuz.
Dikkatli baktığınızda, “Meğer ne de çok konutzedesi varmış bu şehrin” diyeceksinizdir mutlaka.
Ev sahibi olma hayallerini yerin dibine geçiren yığınla müteahhit nüsveddesinin kahrettiği, ezdiği, üzdüğü binlerce insan!
Hepsi bitik, hepsi çaresiz.
Sahi yok mudur mazlumun, biçarenin, ah edenin sahibi?
Nerede bu şehrin belediye başkanları, nerede siyasetçisi, nerede vekili, nerede muhalefeti?
Kim hakkını arayacak o gariban insanların?
Haydi geçtik hakkı, hukuku!
Şehrin görüntüsünü kirleten, çevreye çer, çöp yağdıran, akşamları uyuşturucu müptelalarının meskeni olan viraneler…
Kimse görmez mi o kara delikleri?
Niye temizlenmez, niye kangrene dönmüş sorunlara neşter atılmaz?
İnsan merak etmekten alamıyor kendini…
Niye?